01.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Sefa Karahasan
Osmanlı tarafından 1571 yılında fethedilen Kıbrıs, 1878 yılında İngiltere’ye kiralandı. İngiltere, 1914 yılında Kıbrıs’ı ilhak etti. Rumlar daha sonra ‘Enosis’; adanın Yunanistan’a katılması için eylemler yaptı. Türk tarafı da ‘Taksim’; Türkiye’ye bağlanma politikasını benimsedi. Uluslararası güçlerin devreye girmesi ile 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Başpiskopos Makarios, yönetimi Türkler ile paylaşmak istemeyince Cumhuriyet 1963’te dağıldı. İki toplumlu görüşmeler 1968’te başlasa bile Kıbrıslı Türkler, 1974’e kadar Rumlara karşı ‘tek başlarına’ savaştı.
Talat’la yeşeren umutlar
Türkiye, hem ekonomik hem de teknik olarak Kıbrıs’a müdahale edemiyordu. Ancak silah yardımı ve eğitim konusunda Kıbrıslı Türklerin yanında yer aldı. Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’te çıkarma yapmasıyla Ada, tamamen ikiye bölündü. Bu süreçte, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, uzun yıllar Kıbrıs sorunu konusunda mücadele etti. 1970’li yıllardan 2005’e kadar 5 Rum lideri, 5 BM Genel Sekreteri, 6 Türkiye Cumhurbaşkanı ve 13 Başbakanı sığdırdı. 2004 yılında Annan Planı’na “hayır” kampanyası başlattı. Kendi düşüncesi doğrultusundaki Kıbrıs davasından asla taviz vermedi.
Denktaş’a karşı “çözüm istemeyen lider” diyerek bayrak açan Mehmet Ali Talat, 2005 yılında KKTC’nin ikinci cumhurbaşkanı seçildi. Dünyada ‘barış umutları’ yeşermeye başladı. ABD, ilk kez bir Türk lideri Washington DC’ye davet etti. Dünyanın da desteğini alan Talat, ‘Mr. No’ (Bay Hayır) lakaplı Rum lider Tasos Papadopulos ile iki görüşmesinden de sonuç alamadı.
Yıl 2008’i gösterdiğinde Talat’ın “Yoldaşım” dediği Dimitris Hristofyas Rum liderlik koltuğuna oturdu. ‘İki yoldaşın’ lider seçilmesi, çözüm umutlarını yeniden yeşertti. İki lider 73 kez bir araya geldi. ‘Tek egemenlik’ tartışmalarına neden olan 23 Mayıs 2008 anlaşması o dönemde imzalandı. Ocak 2010’da yoğunlaştırılmış görüşmelere geçildi. Fakat Hristofyas’ın olumsuz mesajlarıyla süreç bitti.
Hristofyas ile Eroğlu 2 yılda 76 kez görüştü
KKTC’de Nisan 2010’da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, ‘tek egemenliğe’ şiddetle karşı çıkan Derviş Eroğlu cumhurbaşkanı seçildi. Eroğlu’nun göreve gelmesi uluslararası aktörleri tedirgin etti.
Kıbrıs’ta “iki devletli” çözümü savunan Eroğlu, göreve gelir gelmez, Ban’a “görüşmelere Talat’ın bıraktığı yerden devam edeceği” yönünde mektup yazdı. Ban, bu mektubu selamladı. Eroğlu ile Hristofyas, 2010 yılından 2012 yılına kadar tam 76 kez bir araya geldi. Ban, liderleri iki kez ABD’de Greentree Adası’na kapattı. Greentree’de yapılan “yoğunlaştırılmış görüşmelerde” yine bir sonuç alınamadı.
Karşılıklı ziyaretler
Güney Kıbrıs’ta başkanlık seçimi sürecine girilince, müzakereler yine durdu. Seçimi Annan Planı döneminde “evet” kampanyası yapan Demokratik Seferberlik Partisi DİSİ lideri Nikos Anastasiadis kazandı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Güney Kıbrıs’a geçti; Anastasiadis’i Limasol’daki evinde ziyaret etti. Liderler kamuoyuna olumlu mesajlar verdi. Ardından Anastasiadis, iade-i ziyaret yaptı ve KKTC’ye geçti. Ancak iki lider arasında görüşmeler bir türlü başlamadı.
22 ay süreç durdu
Rum tarafındaki ekonomik kriz Anastasiadis’in elini zayıflattı. Rum lider, “birinci öncelik olarak ekonomiye” odaklandı. Ada’da 22 ay boyunca bir görüşme yapılmadı. Sadece müzakereciler bir araya geldi. Şubat 2014’te ise ABD başta olmak üzere uluslararası güçler, iki lidere ortak bir metin imzalattı. “Mevcut durumun kabul edilemez olduğuna” vurgu yapılan metinde, “Federal bir Kıbrıs’ın kurulması yönünde atılacak adımlar” belirlendi. Liderler görüşmelerin bir referandum ile sonuçlandırılması gerektiğini bildirdi. Eroğlu ile Anastasiadis görüşmelere başladı. ABD, liderleri çözüme teşvik etmek amacıyla Kıbrıs’a üst düzeyde çıkarma yaptı.
Biden’dan ziyaret
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Güney’de Anastasiadis, Kuzey’de ise Eroğlu ile görüştü. İki lideri yemekte bir araya getirdi. Ancak, çözüme dönük mesajlar dışwda bir adım atılamadı. Eroğlu ile Anastasiadis, tam 7 kez görüştü. Görüşmeler Barbaros Hayrettin Paşa gemisi sismik araştırma yapmak amacıyla Ada’ya gidince tamamen durdu. BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eide, seçimlerden sonra görüşmelerin başlayacağını açıkladı. Kıbrıs’ta Mustafa Akıncı’nın cumhurbaşkanı seçilmesi sonrasında, çözüm umutları yeniden yükseldi. Ada’nın iki yanında da halk Akıncı’nın kazanmasını sevinçle karşıladı.
Kardeşlik güzeldir
Akıncı ile basın toplantısı düzenleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Türkiye ile Kıbrıs halkı ekmeğini bölüşmek isteyen, birbirini kardeş olarak gören iki ülke. Sayın Akıncı da bu kardeş sözüne dikkat çekiyor, güzeldir. Ağabey ve kardeşlik ilişkisi her zaman bizim geleneklerimizdedir” dedi.
John Kerry tebrik etti
Mustafa Akıncı dünkü yemin törenine Başbakan Yardımcısı ve Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Bakan Bülent Arınç da katıldı. Akıncı, “Kapalı Maraş bölgesinin BM gözetiminde yerleşime açılması; Mağusa Limanı ve Ercan Havaalanı’nın kullanılabilmesinin yolları üzerinde uzlaşma arayacağız” dedi. Akıncı Türkiye’yle ‘verimli bir istişare ve işbirliği içinde’ hareket edileceğini belirtti. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Akıncı’yı arayarak tebrik etti. Kerry, Akıncı’nın seçilmesiyle çözüm için bir fırsat penceresinin doğduğunu savundu. Akıncı Kerry’yi Kıbrıs’a davet etti.
Akıncı’yı Denktaş işaret etmişti
300 gün mücahitlik yapan KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Akıncı, 28 yaşında 1976’da Lefkoşa Belediyesi için yapılan ‘ilk seçimde’ aday oldu. Belediye Başkanı daha önce tayin ile belirleniyordu. Kasım 1983’te KKTC ilan edilince de karşı çıkmadı. Belediye Başkanı olarak, KKTC’nin ilanını savundu. Genç yaştan itibaren, ‘kimsenin cesaret edemediği zamanlarda ortaya çıktı.’
Kıbrıslı Rumlar ile birlikte hareket etmeyi savundu. Ada’nın kaderini iki halkın değiştireceği konusunu işledi sürekli. Belediye Başkanı olduğu dönem, Rumlar ile Türkler arasında yapılan ilk anlaşmanın altında onun imzası vardı, yıl 1978’i gösteriyordu.
“Ben 68 kuşağıyım” diyen Akıncı, 14 yıl boyunca kesintisiz belediye başkanlığı görevlerinde bulundu. Eski Rum lider Hristofyas’ı 1987 yılında KKTC’ye geçirdi. Ona söylediği, “Hayaller kurmayın. Bütün göçmenler (Türkiyeliler) geri gidecek, buraya (Rumlar) geri dönecek diye bir durum yoktu” sözü gündem oldu.
Denktaş’ın “Benden sonra lider Akıncı olur” dediği Akıncı, kendi ifadesiyle, “Denktaş Bey söyledi ama biraz geç cumhurbaşkanı oldu.” 40 yıllık dostu Hasan Kahvecioğlu, Akıncı’nın Rum tarafında da prestiji olmasını, “Akıncı, Rumlara ‘Ben sizin acılarınızı da anlıyorum ama Türklerin de acılarını kabul edin’ dediği için samimi geliyor. Rumlar, Akıncı’nın samimi olarak da çözüm istediğine inanıyor” şeklinde açıklıyor.