Dominick Krankall nisan ayının bir pazar günü ABD'nin Bridgeport şehrinde evinin arka bahçesinde oyun oynarken kulübeden benzin ve çakmak kapan 8 yaşındaki bir çocuk tarafından saldırıya uğradı. Bahçede sessiz sedasız oyun oynayan Krankall birden, "Anne, beni ateşe verdiler" diye bağırmaya başladı. Krankall'ın kız kardeşi de oradaydı. Kız kardeşinin anlattıklarına göre 8 yaşındaki çocuk bir tenis topuna benzin döktü, bir çakmak aldı ve Krankall'ın yüzüne attı. Küçük saldırgan daha sonra onun yanışını izledi. Aile üyeleri bunun Dominick'in komşusu tarafından ilk kez saldırıya uğraması olmadığını ve daha önceki bir olay sonrasında da çocuğun hastaneye kaldırıldığını söyledi. Kurbanın kız kardeşi Kayla Deegan, "Saldırganın zorbalık geçmişi var, sürekli ceza almadan kurtuluyor. Annesi onun masum olduğunu düşünüyor ve aile bunun bir şaka olduğuna inanıyor" dedi.
ÖLDÜRENE KADAR VURDU
Yakın çevresine zarar veren tek çocuk elbette bu değil! Lilly Petters ABD'nin Chippewa Falls şehrinde yaşayan teyzesine hafta sonu ziyaretine gitmişti. Ancak eve dönmediği için babası kayıp başvurusu yaptı. Ertesi sabah cesedi teyzesinin evinden sadece birkaç blok ötede, yürüyüş parkurunun yakınındaki ormanlık bir alanda bulundu. Lilly Petters'in katili 14 yaşındaki genç bir çocuktu. Katili cinsel saldırıda bulunmadan önce Lilly'in karnını yumrukladı, yere devirdi, bir sopayla vurdu ve son olarak ise ona öldürene kadar vurdu. 14 yaşındaki çocuk şimdi Lily Peters'ı öldürmekle suçlanıyor.
İNANMAYINCA ATEŞ AÇTILAR
ABD'de yaşayan 13 yaşındaki Catherine ve erkek kardeşi Curtis de bir süredir yakın akrabalarından gördüğü cinsel istismarı anlatmaya karar verdi. Anneleri tarafından yıllar önce terk edilen bu iki çocuk durumu babalarına ve onun kız arkadaşına anlattı ama ikisi de çocuklara inanamadı. Bunun üzerine çocuklar suskunluklarını bozarak babalarının şahsi silahını alıp ateş açmaya başladı. Babasının kız arkadaşı olay yerinde can verdi.
ARKADAŞLARINI VE ÖĞRETMENİNİ ÖLDÜRDÜ
Andrew Golden ve Mitchell Johnson da çocuk yaşta katil olan iki isim. ABD'de de yaşanan olayda Mitchell (13) arkadaşlarını korkutmak için 1998’de kuzeni Andrew'den (11) yardım istedi. Aile problemleri olan bu iki kuzen önce evdeki pompalı tüfeği aldı, ardından da Mitchell'in babasının arabasını çalarak yola koyuldu. İkili tüfekleriyle Arkansas'daki okula gitti ve yangın alarmını çalıştırdı. Sonrasında sınıftan koşuşarak kaçanlara ateş açan ikili, Mitchell'in 4 sınıf arkadaşını ve bir de öğretmeni öldürdü. Peki bütün bu hikayelerde anlatılan ve birçok kişi tarafından masum görülen çocuklar nasıl oldu da katil oldular?
'YIKICILIĞI VE ÖFKEYİ DOĞURUYOR'
Uzman Klinik Psikolog Ceren Gümüş Yaşa bu konuda çocukların yaşadığı ortam ve büyüdüğü çevrenin çok önemli olduğunu söyledi. Çocuğun herhangi bir travmasının olup olmaması, hane içerisinde şiddetin tetikleniyor olması, birine zarar verme davranışının çocuğun çok göz önünde yaşanmasının şiddete meyilde etkili olduğunu ekledi. Yaşa, "Çocuğun aile veya çevresi tarafından yeteri kadar korunmaması, ihmale maruz bırakılması, hane içerisinde ister kendisine ister başkasına yıkıcı eylemlerde bulunulması içindeki saldırganlığın, yıkıcılığın, öfkenin ve şiddetin daha çok ortaya çıkarmasına sebep oluyor" ifadelerini kullandı.
‘SUÇA EĞİLİME YATKINLAŞTIRABİLİYOR’
Suça eğilimli olmanın sosyolojik, biyolojik ve psikolojik faktörleri olduğuna değinen Yaşa, bu durumu şöyle aktardı:
"Sadece geçmişte travmaların bulunması kişiyi suça teşvik etmez. Çocuğun fazla ihmal içerisinde bulunması yani çocuğun yaşadığı ortamda ebeveynleri tarafından gerekli sınırlamaların yapılamaması, gerekli tedbirin ve korumanın sağlanamaması çok büyük bir etken. Bunun dışında çocuğun travmatik yaşantılarıyla birlikte biyolojik bir probleme sahip olması da tabii ki şiddete ve suça eğilime yatkınlaştırabiliyor."
'ÇOCUKLAR DAHA DÜRTÜSEL'
Çocuğun yaşadığı her kötü olayın travmaya sebep olmayacağını belirten Ceren Gümüş Yaşa, "Profesyonel anlamda bir destek sağlanmıyorsa, çocuk sürekli olarak yaşadığı duygu ve davranışla yalnız başınıza kalıyorsa dünyaya karşı bakış açısı çok önemli bir oranda etkileniyor" yorumunu yaptı. Eğer travmalar, duygular ve davranışlar bir profesyonel tarafından işlenmezse travmaya benzer durumlarla karşılaşıldığında büyük tepkiler verilmesinin söz konusu olduğunu belirten Yaşa, travmaların çocuğun bakış açısını tamamıyla değiştirdiğini, eğer çocuğun duyguları görülmezse ve bir şey yapılmazsa çocuğun yaşayacağı kaygı durumunu, öfkeyi, saldırganlığı ve yıkıcılığı artırabildiğini söyledi.
"Dolayısıyla bazı çocuklar tam da bundan dolayı daha yıkıcı, daha öfkeli, daha agresif, daha suça meyilli davranışlar gösterebilirken bazıları da yaşanılan bu travmalar sonrasında desteklenerek yaşadığı travmanın etkilerini yavaş yavaş atlatabiliyor ve tekrardan güven kazanabiliyor" diyen Yaşa, şunları da ekledi:
"Aile içi iletişim çok önemli bir faktör. Yani çocuk kendisinin anlaşılmadığını düşündüğü, kendisinin değerli olmadığını, sevilmediğini düşündüğü ortamlarda mutlaka daha yıkıcı, daha öfkeli ve daha saldırgan olmaya meyillidir. Çünkü çocukları yetişkinlerden ayıran bir faktör de dürtüleri kontrol etmekle ilgili durum. Yani çocuklar yetişkinlere göre daha dürtüsel. O yüzden mutlaka iyi bir aile, güvenli bir ortam ve doğru-yanlışın iyi-kötünün birbirinden ayrılabilmesi çok önemli."