15.10.2020 - 13:41 | Son Güncellenme:
Bakan Çavuşoğlu, Antalya Diplomasi Forumu (ADF) ve Malta merkezli Uluslararası Adalet ve Hukukun Üstünlüğü Enstitüsünün (IIJ) ortaklaşa düzenlediği "Pandemi Koşullarında Terörle Mücadele Çabaları" başlıklı çevrim içi düzenlenen toplantıda konuştu.
Konuşmasının birinci bölümünde yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelenin teröristler tarafından kendi çıkarlarına kullanılabileceği uyarısında bulunan Çavuşoğlu, "Afrika'da DEAŞ ve El Kaide gibi örgütlerin saldırıları artıyor. Güvenlik ve özgürlük dengesini kurarak terörle mücadele stratejilerimize sadık kalmalıyız." dedi.
Terörizmin tüm dünya için bir sorun olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle ekonomilerin zarar gördüğünü ve terörle mücadeleye ayrılan kaynakların azaldığını belirtti.
Bu dönemde ülkelerin kaynaklarını kendi güvenlikleri için kullanırken teröre karşı küresel mücadeleye daha az kaynak ayırdığını ifade eden Çavuşoğlu, "İşsizlik yükseliyor ve bu aşırı sağ radikalizmin, aşırıcılığın ve gelir eşitsizliğinin kapılarını açıyor. Mülteci ve yerinden edilmiş insanlar bu dönemde daha az destek alıyor ve az gelişmiş ülkeler terör yerine salgınla mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu durumu teröristler kendi çıkarları için kullanabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Terörle mücadelede çifte standart oluşturmamak gerektiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bir terör örgütü başka bir terör örgütüyle mücadelede partner olamaz. Terör örgütlerini 'bizi tehdit etmiyor diğerlerini ediyor' diye görmezden gelemeyiz. Terör propagandasını da meşru ve haklı göremeyiz." ifadelerini kullandı.
Şu an dünyanın birçok yerinde bu durumun yaşandığına da değinen Çavuşoğlu, "Teröristlerin ifade özgürlüğünü suistimal etmelerine izin verilmemeli. İfade özgürlüğünü destekliyoruz ancak terör örgütlerinin bu özgürlüğü istismar etmelerine izin vermemek gerek." dedi.
Çavuşoğlu, terör finansmanına karşı da ortak hareket etmek gerektiğinin altını çizerek, çözüm için terörizmin ve radikalleşmenin temeline inmek gerektiğini söyledi.
Salgının yabancı terörist savaşçılara olan dikkati dağıtmaması gerektiğini de belirten Çavuşoğlu, "Yabancı terörist savaşçılar yargı önüne çıkarılmalı ve rehabilite edilmeli. Terörizm sınır tanımaz. Sadece güçlü bir uluslararası iş birliğiyle bu küresel konuyla mücadele edilebilir." diye konuştu
"TÜRKİYE, DEAŞ'LA MÜCADELE İÇİN SAHAYA BİRLİKLERİYLE GİREN TEK ÜLKE OLDU"
Çavuşoğlu, toplantının soru cevap kısmında Türkiye'nin PKK ve FETÖ'yle mücadele ederken daha büyük bir tehdit olarak görülen DEAŞ ile yeteri kadar mücadele etmediğine yönelik iddialara da yanıt verdi.
Terörle mücadelede çifte standarda karşı olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Türkiye farklı ideolojilerden birçok terör örgütüyle mücadele ediyor. Ayrıca başka ülkeleri de farklı ideolojilerden farklı terör gruplarıyla mücadelelerinde de destekliyoruz. Türkiye, Müslüman nüfusu ve demokrasisiyle DEAŞ için en büyük tehdittir. DEAŞ'ın Suriye'deki varlığı da başka ülkelerden daha çok bizim için büyük bir tehdittir. Yaptıkları saldırılarda 309 vatandaşımız hayatını kaybederken 1300'den fazla vatandaşımız da yaralandı." diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye'de düzenlediği terörle mücadele operasyonlarıyla sınır bölgelerini DEAŞ ve YPG/PKK'nin elinden kurtardığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Türkiye, DEAŞ'la mücadele için sahaya birlikleriyle giren tek ülke oldu. Suriye'de 2 bin kilometrekare alanı DEAŞ'tan temizledik ve sadece 2016'daki Fırat Kalkanı Harekatı'nda 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik. Irak'ta da yaklaşık 800 DEAŞ militanını etkisiz hale getirdik." dedi.
Çavuşoğlu, DEAŞ'a karşı Türkiye'de de operasyonlar düzenlendiğini söyleyerek sadece geçen yıl örgüte yönelik yaklaşık 1500 operasyon düzenlendiğini ifade etti.
100 BİN KİŞİ KARA LİSTEYE ALINDI
Türkiye'nin DEAŞ karşıtı koalisyonun önemli üyelerinden olduğunu, Yabancı Terörist Savaşçılar Çalışma Grubunun da eş başkanlığını yaptığını belirten Çavuşoğlu, "Yabancı terörist savaşçıların hareketlerini önlemek için neredeyse 100 bin kişiyi ülkeye giremeyecek kişiler listesine aldık. Yaklaşık 8 bin yabancıyı terörle ilişki şüphesiyle ülkelerine sınır dışı ettik." ifadelerini kullandı.
Havalimanları, sınır kapıları, otogar ve tren garlarında çalışmalar yürütüldüğünü dile getiren Çavuşoğlu, 20 bin yolcuyla mülakat yapıldığını söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin geri gönderme merkezlerinde hala çok sayıda yabancının bulunduğuna dikkati çekerek, kaynak ülkelerle iş birliğinin bu noktada çok önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye aktif şekilde uluslararası kamuoyunun DEAŞ'la mücadelesini desteklediğine de işaret eden Çavuşoğlu, "Türkiye kutsal dinimiz İslam'ı istismar eden DEAŞ ve El Kaide tipi örgütlerin kökünü kazıyor. Bu ideolojilerin kökünü kazımaya devam edeceğiz." dedi.
Terörle hiçbir ayrım gözetmeksizin mücadele etmek gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, DEAŞ ve El Kaide tipi örgütlerin sadece Suriye ve Türkiye için değil birçok Afrika ülkesi için de tehdit olduğunu vurguladı.