06.06.2023 - 09:53 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr Deutsche Welle Türkçe
Son yıllarda sık sık iplerin gerildiği ABD-İsrail hattında yeni bir kriz patlak vermek üzere. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Washington'da kurduğu cümleler İsrail'de yankı buldu.
İsrail'in en büyük müttefiki ABD'den Tel Aviv'deki aşırı sağcı hükümeti hedef alan sıra dışı ilk tepki, geçtiğimiz Mart ayında geldi. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun milliyetçi-dini koalisyonunda yer alan yerleşimci yanlısı bir partinin başkanı olan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in bir basın toplantısında sarf ettiği skandal cümleler, Washington'da beklenmedik bir tepki gördü.
İsrailli fanatik Yahudilerin bir Filistin kasabası Huvvara'yı basıp evleri ve ateşe vermelerini, Yahudi yerleşimlerindeki yerel bir yetkili olan David Ben Zion'un Twitter hesabından kasabanın 'Bugün yok edilmesi' çağrısı izledi. Maliye Bakanı Smotrich ise, David Ben Zion'un Twitter mesajını beğendi. İsrail gazetesi Haaretz, bakan Smotrich'e söz konusu tweeti neden beğendiğinin sorulduğunu ve yerleşimci yanlısı partinin liderinin şu yanıtı verdiğini yazdı:
"Çünkü Huvvara'nın yeryüzünden silinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bence İsrail devleti bunu yapmalı. Bu, Tanrı korusun, bireysel olarak insanların eliyle yapılmamalı."
Haaretz'in haberinin gündemi değiştirmesiyle Maliye Bakanı Smotrich yazılı bir açıklama yapmak zorunda kaldı. İsrail'in en sıkı müttefiki ABD ise, İsrailli bakan Smotrich'e son yıllarda benzeri görülmemiş bir çıkışla yanıt verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Smotrich'in sözlerini 'sorumsuz', 'çirkin' ve 'iğrenç' olarak nitelendirdi. Sözcü Price, "Başbakan Netanyahu ve diğer üst düzey İsrailli yetkilileri bu yorumları alenen ve açıkça reddetmeye davet ediyoruz" dedi.
ABD Dışişleri'nin söz konusu çıkışı Tel Aviv'de deprem etkisi yarattı, yerel medya Washington'ın bakan Smotrich'i azarladığını yazdı.
Mart ayındaki krizden yalnızca üç ay sonra bu kez ABD Dışişleri Bakanı Blinken, İsrail yanlısı lobi kuruluşu AIPAC'ta kürsüye çıktı. Netanyahu'nun aşırı sağcı hükümetine net mesajlar veren Blinken, Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşimlerinin barışın önünde engel oluşturduğunu belirtip yerleşimlerin genişletilmesinin iki devletli çözüm şansına zarar verdiğini vurguladı.
ABD'nin Ortadoğu sorununda İsrail'in güvenliği ve iki devletli çözüme katkı taahhüdünü bir kez daha vurgulayan Blinken, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da 'ilhaka yönelik adımlar ya da kutsal mekanlardaki statükonun bozulmasının' iki devletli çözümün başarı şansını zedeleyeceğini kaydetti.
Kendisi de Yahudi olan Blinken, "Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesi, aradığımız umut ufku önünde açık bir engel oluşturmaktadır" deyip ekledi:
"Aynı şekilde Batı Şeria'nın ilhakına yönelik fiili ya da hukuki herhangi bir adım, kutsal mekanlardaki tarihi statükonun bozulması, evlerin yıkımına devam edilmesi, nesiller boyunca o evlerde yaşayan ailelerin tahliyesi, iki devletli çözümün başarı şansına zarar vermektedir."
ABD'deki en güçlü Yahudi lobi kuruluşu olarak bilinen Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesinde (AIPAC) Blinken'ın bu sözlerinin ardından sessizlik olduğu belirtiliyor.
Blinken'ın kurduğu cümleler beklendiği gibi İsrail'de de anında yankı buldu. Jerusalem Post gazetesi, 'Blinken, İsrail'i Yahudi yerleşimlerin genişlemesine karşı uyarıyor' başlığını kullandı.
Hayom gazetesi, 'ABD, normalleşmenin 'İsrailliler ve Filistinliler arasındaki ilerlemenin vekili olmadığını' söyledi' diyor.
Haaretz gazetesi, 'Blinken: İsrail-Suudi normalleşmesi Filistinlilerin harcanmasına yol açmamalı' başlığını tercih etti.
İsrail, 1967'den bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ü işgal altında tutuyor. İki bölgedeki 140 yerleşimde ise 600 bini aşkın Yahudi yaşıyor. Uluslararası hukuka göre, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki İsrail yerleşimleri yasa dışı.
Aralık ayı sonunda kurulan ve İsrail tarihinin 'en sağ' hükümeti olarak nitelendirilen Benyamin Netanyahu başkanlığındaki hükümette aşırı sağ ve milliyetçi partiler bulunuyor.
Koalisyon hükümeti, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesini öncelikleri arasında sayıyor. İnsan hakları grupları uzun bir süredir, Filistinlilere yönelik şiddet dalgasında Yahudi yerleşimcilerin saldırılarının cezasız kalmasının etkili olduğunu söylüyor. Bu gruplar, yeni İsrail hükümetinde, yerleşimcileri destekleyen aşırı sağcı unsurların durumun daha da ağırlaştığına dikkat çekiyor.