'Bin Ladin'in istediği Pentagon ve Beyaz Saray'dı!' Dördüncü uçak nereyi vuracaktı?
11.09.2023 - 07:44 | Son Güncellenme:
ABD sınırları içinde gerçekleştirilen ve tarihin en büyük terör eylemlerinden birisi olan 11 Eylül saldırılarının üzerinden 22 yıl geçti. 11 Eylül, sadece ABD için değil, sonrasında yaşanan gelişmelerle birlikte tüm dünya için yüzyılın en travmatik olaylarından biri oldu. Saldırıların ardından ABD’nin terörle mücadeleyi gerekçe göstererek başlattığı işgal dalgasıyla birlikte bu saldırılar binlerce sivilin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Olaylarla ilgili bugüne kadar pek bilinmeyen bir detay ise saldırının yıl dönümünde tekrar gündeme geldi.
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - American Airlines’e ait 11 sefer sayılı uçak, New York’un sembolü olan ve ikiz kuleler olarak bilinen Dünya Ticaret Merkezi’nin kuzey kulesine çarptığında ilk etapta birçok kişi bunun talihsiz bir kaza olduğunu düşünüyordu. Ancak ilerleyen dakikalarda art arda yaşanacak gelişmelerle olayların talihsiz bir kaza olmadığı kısa sürede anlaşıldı. İlk uçağın saat 08.46’da kuzey kulesine çarpmasından dakikalar sonra saat 09.03’te ikinci bir uçak güney kulesine çarptı. Saat 09.37'de üçüncü bir uçak, ABD’nin başkenti Washington'daki Savunma Bakanlığı binası Pentagon'a çarptı. Tüm dünya yaşananları dehşet içinde izlerken saat 10.03'te United Airlines’e ait 93 sefer sayılı bir başka uçak Pensilvanya yakınlarındaki bir araziye düştü. 11 Eylül 2001 günü ABD'de yaşanan olaylardan sonra dünya hiçbir zaman eskisi gibi olmadı.
11 Eylül saldırılarının üzerinden tam 22 yıl geçti. Yaklaşık 3 bin kişinin hayatını kaybettiği olaylar hakkında çeşitli iddialar konuşulmaya devam ediyor. Yaşananlar tam 22 yıldır dünyayı etkilemeye devam ediyor. Peki New York’un sembolü olan ve bir terör saldırısı sonucunda tamamen yıkılan bu binaların özellikleri nelerdi? Kaçırılan ve uçak içinde yolcular ile teröristler arasında çıkan arbede sonucunda düşen uçağın hedefi neresiydi?
İNŞAAT 10 YILDAN FAZLA SÜRDÜ
1950’li yıllarda İkinci Dünya Savaşı’ndan süper güç olarak çıkmış olan ABD’de devasa projeler birbirine ardına yükseliyordu. Tam da bu ortamda ABD'deki ilk milyarderden birinin torunu olan David Rockefeller’ın aklına New York’ta devasa yapılardan oluşacak ve Dünya Ticaret Merkezi adını alacak bir tesis inşa etme hayalini hayata geçirmeye karar vermişti.
1960'lı yıllara gelindiğinde bu projenin hayata geçirilmesi için New York şehrindeki resmi makamlar ve iş dünyasının önde gelen isimleri de bu projenin hayata geçmesine sıcak bakmaya başlamıştı. 1961 yılında başlayan projelendirme ve tesisin inşa edileceği alanın belirlenmesine yönelik çalışmalar 1975 yılında tamamlandı ve Dünya Ticaret Merkezi resmen hizmet vermeye başladı.
Japon asıllı ABD'li mimar Minoru Yamasaki ve ekibi tarafından tasarlanan ve yapımı 1 milyar dolardan (yaklaşık 26 milyar 845 milyon lira) fazla tutan Dünya Ticaret Merkezi, 200 bin ton çelik kullanılarak inşa edildi. İnşaat sırasında New York ile Washington DC arasında bir kaldırım döşemeye yetecek kadar beton kullanıldı. Yapıda bulunan 44 bin pencerenin temizlenmesi tam 20 gün sürüyordu. Merkez, binlerce insana hizmet verdiği için kendi posta koduna sahipti.
İKİ DEPREME EŞ DEĞER YER SARSINTILARI
Dünya Ticaret Merkezi, daha inşaat halindeyken bile çeşitli tartışmaların konusu oldu. The New York Times'ın mimarlık eleştirmenlerinden Ada Louise Huxtable, projeyi 'gücün mimarisi' olarak adlandırarak 1966'da kuleler yükselirken ileri görüşlü bir uyarıda bulundu: "Ticaret merkezi kuleleri ya yeni bir gökdelen çağının başlangıcı olacak ya da dünyanın en büyük mezar taşları olacak." Huxtable bunları söyledikten tam 57 yıl sonra, her ne kadar ‘mezar taşı’ benzetmesiyle terör saldırılarını kast etmemiş olsa da kulelerin hazin sonu yaptığı benzetme sebebiyle onu ‘haklı’ çıkaracaktı. Dünya Ticaret Merkezi kuleleri, terör saldırıları sonucunda çöktüğünde beş eyaletteki 13 istasyondaki görevli sismologlar Richter ölçeğine göre 2.1 ve 2.5 büyüklüğünde depreme eş değer yer sarsıntıları yaşandığını tespit etmişti.
DÖRDÜNCÜ HEDEF NERESİYDİ?
11 Eylül 2001 sabahı kaçırılan uçaklardan birisi de New Jersey'den San Francisco'ya uçan, United Airlines’a ait 93 uçuş numaralı Boeing 757 oldu. Kaçırılan diğer üç uçağın akıbetinin ne olduğu hakkında bilgi sahibi olan yolculardan ve mürettebattan bazıları, teröristlerin bulunduğu kokpite saldırmaya çalıştı. Şiddetli bir mücadelenin ardından uçak saat 10.03'te, Shanksville, Pensilvanya yakınlarındaki bir tarlaya düştü ve uçaktaki 44 kişinin tamamı hayatını kaybetti. Boeing 757 düştüğünde ABD’nin başkenti Washington'a 20 dakikalık mesafedeydi.
11 Eylül'de kaçırılan 4 uçaktan biri olan United Airlines’e ait Boeing 757, amaçlanan hedefe ulaşamayan tek uçaktı. Terör saldırılarına ilişkin başlatılan soruşturma sonucunda yayınlanan raporda, uçağın hedefinin Senato ve Temsilciler Meclisi'nin bulunduğu Capitol binası olduğu sonucuna ulaştı.
ABD'NİN EN ÖNEMLİ SİMGE YAPILARI HEDEFTİ
11 Eylül raporuna göre 1999'un başlarında, 11 Eylül saldırılarının organizatörü Halid Şeyh Muhammed, ABD'ye yapılacak bir saldırıda uçakları silah olarak kullanmak için Usame bin Ladin'den onay almıştı. 1999 baharında Afganistan'ın Kandahar kentinde El Kaide tarafından düzenlenen bir toplantıda Şeyh Muhammed, Beyaz Saray, Pentagon, Kongre Binası ve Dünya Ticaret Merkezi'nin de dahil olduğu hedefleri Usama Bin Ladin’e sunmuştu.
ABD hedeflerinin bir listesini oluşturmak için bin Ladin ve bir başka El Kaide lideri Muhammed Atef ile görüştü. Ticaret Merkezi. Bu hedefler ABD’nin en önemli simge yapıları arasında yer alıyordu. Tüm hedefler ABD’nin siyasi, askeri ve mali gücünü temsil ediyordu.
Şeyh Muhammed, 2003 yılında Pakistan'da düzenlenen bir baskın sırasında tutuklandı ve sorgusunda, Bin Ladin'in Beyaz Saray'ı ve Pentagon'u yok etmek ve Dünya Ticaret Merkezi'ni vurmak istediğini, tüm işbirlikçilerinin ise Kongre Binası'nı vurmak istediğini söyledi. Muhammed, "Herkes Kongre Binası konusunda hemfikirdi. Ancak Bin Ladin, Pentagon ve Beyaz Saray'ın vurulmasından yanaydı" dedi.
