30.08.2021 - 13:09 | Son Güncellenme:
Uzmanlar "sonsuz kucaklaşma" diye niteledikleri bu kalıntıların, söz konusu dönemde yaşayan insanların aşka bakışına dair bilgi verdiğini ifade etti.
Erkeğin vücudunun kadına doğru eğildiği, sol kolunu kadının vücudunun altına koyduğu, sağ koluyla kadına sarıldığı ve kadının başını erkeğin omzuna yasladığı aktarıldı.
Araştırmacılar, keşifle ilgili açıklamada, "Mesaj açıktı: Karı-koca birlikte uzanıyordu, öbür dünyada sonsuz aşk için birbirlerini kucaklıyordu" ifadelerine yer verdi.
Aynı mezarlıkta iki çiftin daha kalıntıları bulundu. Ancak onlar bu şekilde kucaklaşmamışlardı.
Bulgularını hakemli bilimsel dergi International Journal of Osteoarchaeology’de yayımlayan araştırmacılar, "Aşk, eski Çin'den beri edebiyatta, folklorda ve sanatta insan duygularının önemli bir parçası olarak tasvir edilmiştir" diye yazdı.
"Bununla birlikte arkeolojik ortamlarda aşka dair doğrudan iskelet kanıtınadir bulunur."
Livescience’a konuşan, araştırmanın başyazarı Qian Wang, "Bu, Çin'de sevgi dolu bir kucaklama halinde bulunan ilk çift" ifadelerini kullandı.
Araştırmanın yazarlarına göreyse keşif, yoğun kültürel ve etnik değişimin yaşandığı bir dönemde ülke halkının aşk, yaşam, ölüm ve ölümden sonraki yaşama ilişkin görüşlerine dair ender bakış açısı sunuyor.
Araştırmacılar, o dönemde "Çin kültüründe aşk arayışının öne çıktığını" belirtiyor.
Çiftin ölüm nedeni kesin olarak belirlenemedi. Ancak araştırmacılar kadının, ölen kocasıyla birlikte gömülmek için "kendini feda ettiğini" düşünüyor.
Zira Wang, aşk için intihar etmenin, o dönemde Çin'de sosyal açıdan kabul gören bir durum olduğunu söylüyor.
Kaynak: Independent Türkçe