Amatör tarih tutkunu ülkedeki en eski altın sikkeyi buldu!
17.11.2022 - 16:26 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Ülkenin güney sahilinde metal dedektörüyle gezerken alet ötmeye başladı. Amatör tarihçi küçük bir çukur kazarak parlak sarı metal parçasını çıkardı. Amatör hazineci, bilmeden tarihi bir keşif yapmış olabilir.
Metal dedektörü ile hazine ararken en büyük hedef altın sikke bulmaktır. Eski bir altın bulmak en önemli hedef ve nihai başarı kabul edilir, ancak yol boyunca gereğinden fazla eski ve baslı çivilerle konserveler bulmak olasıdır.
Geçen yaz güney Newfoundland kıyı şeridini tarayan Edward Hynes, metal dedektörünün yerin altında bozuk para olduğunu işaret eden tanıdık ama her zaman heyecan verici "bip" sesini duydu. Altın bulacağı aklının ucundan bile geçmemişti. Hobi olarak metal dedektöü kullanarak geçirdiği iki yıl boyunca, pek çok modern madeni para bulmuştu ve hatta koleksiyon yapmayı bile umuyordu. Dedektörü pek gelişmiş bir model değildi ve ona bulunan metalin türü hakkında yalnızca temel bilgiler veriyordu.
10 SANTİMETRE DERİNDEN ÇIKTI
Hynes küçük bir çukur kazdı ve yaklaşık 10 santimetre derinliğe gömülmüş olmasına rağmen parlak, dövülmüş, sarı bir metal parça çıkardı.
Çok parlak sarıydı ve gerçekten inceydi. Bunun altın bir sikke olduğunu düşünmüyordum. Neredeyse bir şeyden veya bir düğmeden gelen bir etiket ya da bunun gibi bir şey olduğunu sandım.
Altın sikke, tuzlu suda biraz temizlendikten sonra Hynes'in inceleyebileceği kadar temizdi. Hynes, sözlerine şöyle devam etti:
Havalı bir şey olduğunu tahmin ettim. Bana ilginç geldi, ama tabii ki İngiliz ortaçağ paraları hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bu daha önce araştırdığım bir şey değil ve dövülmüş madeni paralar hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Paranın üzerindeki yazıyı gördüm, Latince olduğu için ne yazdığını bilmiyordum. Bir fotoğrafını eşime gönderdim ve çantama koydum.
CNN International'ın haberine göre, konumu tam olarak açıklanmayan bir arkeolojik alanda bulunan altın sikke, Kanada'nın Atlantik bölgesinde, ülkenin en doğudaki eyaletinin güney kıyısında keşfedildi. Heyecan uyandıran keşif, Kanada’da bulunan bilinen en eski İngiliz sikkesi olabilir.
EN ESKİ SİKKE
Nadir bulunan altın paranın keşfi, kaşif John Cabot'un adaya gelişinden en az 70 yıl önceye dayanıyor. Geçen hafta eyalet yetkilileri, ortak bir basın açıklaması yaparak, İngiliz madeni parasının 2022 yazında amatör bir tarihçi olan Edward Hynes tarafından bulunduğunu duyurdu. Eyaletin Tarihi Kaynaklar Yasası uyarınca yetkililere bildirdiği aktarılırken, 600 yıllık madeni paranın Kanada'da bulunan en eski İngiliz sikkesi olduğu ifade ediliyor.
Kanada Bankası Para Birimi Müzesi'nin eski küratörü Paul Berry, sikkenin Londra’da 1422 ile 1427 arasında basıldığını ifade etti. Berry, madeni paranın kaybolduğunda muhtemelen tedavülden kalktığını söyledi. Altın sikkenin, 9 bin yıllık insan yerleşim geçmişine ve zengin yerli geleneklerine sahip olan bölgeye nasıl geldiğine dair çok sayıda spekülasyon var. Hazine avcılarının cesaretini kırmak için keşfin kesin konumu gizli tutuluyor.
Bu keşiften önce, 1490'larda basılan ve 2021'de eyaletin Cupids Cove Plantation Eyalet Tarihi Bölgesi'nde bulunan madeni para, Kanada'da şimdiye kadar bulunan en eski İngiliz madeni parası olarak kabul ediliyordu.
TAŞ DUVARDAN ALTIN SİKKELER FIŞKIRDI
Geçen ay benzer bir keşif de İsrail'de yapılmıştı. Arkeologlar, taş duvarın içinde Bizans dönemine ait, geçmişte birinin saklamaya çalışmış olabileceği altın sikkeler keşfetti.
Saf altından yapıldığı aktarılan 44 sikke, 7. yüzyılın ilk yarısında hüküm süren İmparator Phocas ve Herakleios’un portreleriyle süslenmiş. Sikkeler konusunda uzman olan Gabriela Bijovsky, "Herakleios’un saltanatının ilk yıllarında sikke üzerinde sadece onun portresi tasvir edilirken, kısa bir süre sonra oğullarının resimleri de ortaya çıkıyor" diyor ve ekliyor:
"Oğullarının büyümesini, çocukluktan itibaren uzun sakallı olarak tasvir edilen babalarıyla aynı boyutta görünene kadar takip edebilirsiniz.”
Bölgedeki araştırmacılar kazılar sırasında bina kalıntıları, bir çömlek fırını, bronz sikkeleri ile çanak çömlek ve cam parçalarını da ortaya çıkardı. Buluntular, 7. yüzyılın erken dönemlerinden 11. ila 13. yüzyıllara kadar uzanıyor.
