27.09.2022 - 14:55 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe
Hindistan'ın en kalabalık eyaleti Uttar Pradeş'te iki genç kız kardeşin cesetleri bir ağaca asılı şekilde bulunduktan birkaç saat sonra polis yetkilileri olayı çözdüklerini ve altı kişiyi gözaltına aldıklarını belirtti. Ancak kız kardeşlerin ve gözaltına alınan kişilerin aileleri soruşturma hakkında çekinceleri olduğunu ve olayın polisin aktardığından farklı şekilde geliştiğini söyledi. Diğer taraftan bazı siyasetçiler ve medya kuruluşlarının, gözaltına alınan erkeklerin işledikleri iddia edilen suçtan çok Müslüman olmalarına odaklanmaları tepki çekiyor.
BBC muhabirleri Geeta Pandey ve Vineet Khare, Hindistan'ın Lakhimpur bölgesine seyahat edip hikayenin yanıtlanmamış sorularına cevap aradı.
POLİS NE DİYOR?
Genç kızların cesetlerinin bulunmasının üzerinden 24 saat geçmeden polis yetkilileri bir basın toplantısı düzenledi ve gözaltına alınan kişilerin isimlerini açıkladı.
Baş zanlının, toplumun en alt seviyesindeki Dalit kastı üyesi bir erkek olduğu belirtildi. Bu kişi, Dalit kastı üyesi olan genç kızların komşusu.
Diğer beş kişi ise yakındaki bir kasabada yaşayan Müslüman erkeklerdi. Polis müfettişi Sanjeev Suman, gözaltına alınan erkeklerin 'suçlarını itiraf ettiğini' ve olay hakkında tüm detayları paylaştığını aktardı.
"Baş zanlı kız kardeşleri Müslüman erkeklerden iki tanesiyle tanıştırdığını söyledi" diyen Suman, gençlerin ardından arkadaş olduklarını, olay sırasında kızların kendi istekleriyle onların motosikletine bindiğini savundu. Suman, baş zanlının ifadesini şu sözlerle paylaşmaya devam etti:
"Kız kardeşler evlenmek için onların üzerinde baskı kurunca sinirlendiklerini ve bu yüzden onlara tecavüz edip boğarak öldürdüklerini aktardı. Ardından kızları ağaca asmak için iki kişiden daha yardım istediler."
Ancak şüphelilerin aileleri polisin aktardığı açıklamalara itiraz etti ve onların suçsuz olduğunu öne sürdü. Aileler, gözaltındaki erkeklerin bazılarının 18 yaş altında olduğunu ve polis karakolunda kötü muameleye maruz kaldığını söyledi.
KIZ KARDEŞLERİN AİLESİ NE DİYOR?
Kız kardeşlerin ailesi de polisin açıklamalarına karşı çıktı, kızları hakkında olumsuz ifadelere yer verildiğini kaydetti. Olaya tanık olan tek kişi kızların annesiydi.
Anne, 15 ve 17 yaşlarındaki kız kardeşlerin evlerine motosikletle gelen üç erkek tarafından kaçırıldığını aktardı.
BBC'ye konuşurken gözyaşlarına boğulan anne şu ifadeleri kullandı: "Onların peşinden koşmaya çalıştığımda erkeklerden bir tanesi karnıma tekme attı ve yere düştüm."
Anne, tekrar ayağa kalktığında kızların ortadan kaybolduğunu söyledi. Kızların babası ise tarladan dönerken eşinin ona kötü haberi verdiğini belirtti.
Kasabalılar ufak gruplar halinde şeker kamışı tarlalarında kızları aramaya başladı. Yaklaşık iki buçuk saat süren arayıştan sonra kızlar bir ağaca asılı halde bulundu.
Baba, gözyaşlarını silerek o anı anlattı: "Birden herkes 'buradalar, buradalar' diye bağırmaya başladı. Biz de hemen polisi aradık."
Aile, kız kardeşlerin çok çalışkan olduğunu ve hiçbir zaman tek yalnız dışarı çıkmadıklarını söyledi. Aile, aynı zamanda kızların zanlıları tanıdığı iddiasını reddetti.
ŞÜPHELİLERİN AİLELERİ NE DİYOR?
Genç kızları öldürmekle suçlanan beş Müslüman şüpheli, onların evinden birkaç kilometre uzaklıkta yaşıyordu. Erkeklerin ailesi, çocuklarının genç kızları tanıyıp tanımadığını bilmediklerini ancak onların katil olmadığını söylüyor.
Erkeklerden bir tanesinin babası, BBC muhabirleriyle konuşurken gözyaşlarına hakim olamadı.
Baba, polisin gece geç bir saatte evlerine geldiğini ve işe gitmek için yola çıkan oğlunu kapıya çağırmasını istediğini paylaştı. Ardından polisin onu bulunduğu otobüsten indirerek gözaltına aldığını söyledi:
"Ben de o sırada polis aracındaydım ama oğlumu başka bir araca aldılar. Daha sonra onun bacağından vurulduğunu öğrendim. Neden vurduklarını bilmiyorum. Polis, kaçmaya çalıştığını ve o yüzden vurduklarını söyledi. Ama kaçmıyordu, geri dönüyordu. Sonucunda suçlu olduğunu kanıtlayabilirlerse onu asabilirler ama doğru dürüst bir soruşturma yapmalılar."
Aileler aynı zamanda zanlıların yetişkin olduğu iddiasını da reddediyor.
Resmi kimliklerine göre zanlılardan bir tanesi 2008 yılında doğdu, yani 14 yaşında. Bir diğeri ise 17 yaşında.
BBC'ye konuşan polis müfettişi Suman ise ailelerin bu itirazlarını kabul etmiyor. Suman, "Erkeklerin yetişkin olmadığına dair herhangi bir kanıt yok. Tıbbi bulgular da yetişkin olduklarına işaret ediyor. Eğer bunun aksine bir bilgi almazsak onları yetişkin olarak kabul ediyoruz" diyor.
'AŞK CİHADI' TARTIŞMASI
Dalit ve Müslüman köylerde yaşayan halk, olayın herhangi bir dini boyutu olduğunu düşünmüyor. Ancak Müslüman karşıtı politilarıyla bilinen Baharatiya Janata Partisi (BJP) ve Hindistan'ın bazı eyaletlerindeki siyasetçiler, gözaltına alınan kişilerin Müslüman olmasına dikkat çekti.
BJP Partisi Uttar Pradeş sözcüsü Anila Singh, olayın bir 'Aşk Cihadı' vakası olabileceğini aktardı.
Hindistan'da Müslüman erkeklerin, Müslüman nüfusunu artırmak niyetiyle Hindu kadınları evlilik için kandırdığı iddiasına 'Aşk Cihadı' ismi veriliyor.
BBC'ye konuşan Singh, "Soruşturma bunun Aşk Cihadı vakası olup olmadığını ortaya çıkaracak. Daha önce buna benzer vakalar sadece Uttar Pradeş'te veya Hindistan'da değil, dünyanın birçok bölgesinde yaşandı. Bu acı bir gerçek" diyor.
OLAY ANI
Geçen hafta Çarşamba günü, olayın gerçekleşmesinden tam bir hafta sonra polis, zanlılardan dört tanesini 'olay anını tekrar canlandırmak için' Tamoli Purva köyüne götürdü.
Zanlılardan bir tanesi bacağından vurulan ve topallayarak yürüyen adamdı.
Polisle birlikte yürüyen zanlılara birden bir gazeteci mikrofon uzattı ve pişmanlık duyup duymadıklarını öğrenmek istedi.
Zanlılardan biri, "Bizim bu olayla hiçbir ilgimiz yok. Orada bile değildik" yanıtını verdi.
Kaynak: BBC Türkçe