19.01.2017 - 15:01 | Son Güncellenme:
ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın yemin töreninin düzenleneceği yarın, Washington'daki Kongre binasındaki devir teslim töreninde Başkan Barack Obama'ya isimsiz, tanınmayan bir askeri personel eşlik edecek.
Bu askeri personel, takma adı 'nükleer futbol topu-nuclear football' olan bir omuz çantası taşıyacak. İçinde 'bisküvi' olarak tanımlanan, 3 inç (7,3 santimetre) ile 5 inç (13 santimetre) boyutlarında bir dijital yazılım olacak.
Bu çanta, stratejik bir nükleer saldırı için fırlatma kodlarını taşımakta. Başkan için bu kodların nasıl aktive edileceğinin eğitimi kamunun gözlerinden uzakta gerçekleştirilecek. Ancak Trump yemin ederken bu personel ve çanta yavaşça onun tarafına doğru kayacak.
Bu aşamadan sonra, bir saat içinde milyonlarca insanın ölmesine yol açabilecek bir emri verme yetkisine sahip tek kişi Trump olacak.
Birçok insanın şu an aklında olan soru, Trump'ın bu kadar alıngan ve fevri bir mizacı varken, bir felakate yol açabilecek böylesine aceleci bir kararı almasını engelleyecek koruma önlemleri var mı, varsa nedir?
Bir nükleer saldırının emir komuta zinciri
Öncelikli olarak Donald Trump'ın nükleer silah kullanımıyla ilgili daha önceden yaptığı provokatif yorumlardan geri adım attığı belirtilmeli.
En son açıklamalarında, tamamen devre dışı bırakmasa da 'onları kullanacak en son insan olduğunu' söyledi.
Emir komuta zincirinde, yeni gelecek olan savunma bakanı olan emekli orgeneral James Mattis gibi başka üst düzey isimler de bulunuyor.
Bir başkanın böylesine tarihi bir kararı tek başına alacağını düşünmek gerçek dışı. Başkan emri verir ve savunma bakanı da anayasaya göre bunu uygulamak zorundadır.
Teoride savunma bakanı, başkanın akıl sağlığından şüphe edip emri yerine getirmeyi reddedebilir, ancak bu da başkaldırı anlamına gelir; başkan onu kovabilir ve görevi savunma bakanının yardımcısına verebilir.
Peki bu süreç pratikte nasıl işliyor? Başkan bir kere kimliğini plastik bir kartla başkumandan olarak doğruladıktan sonra, her zaman yanında bulunan 'nükleer futbol topu'nu açıyor; çantanın içinde saldırı seçeneklerini önüne seren bir 'kara kitap' bulunuyor.
Washington'da, önceki başkanlardan birinin kimlik kartını kuru temizlemeye gönderilen ceketinin cebinde bıraktığı için kaybettiğini söyleyenler var.
Emir şifreli kodlarla iletiliyor
Başkan uzun 'menüden' bir saldırı seçeneğine karar verdikten sonra, emir müşterek kurmay başkanlarının başı aracılığıyla Pentagon'un savaş odasına iletiliyor, ardından mühürlü doğrulama kodlarıyla Nebraska'daki Offutt Hava Üssündeki ABD Stratejik Kumanda Merkezi'ne gidiyor. Emir, fırlatma ekiplerine kasalarındaki kodlarla uyumlu olması gereken şifreli kodlarla iletiliyor.
Eylül 2016 itibariyle kıtalararası balistik füzeler (ICBM), denizaltıdan atılan balistik füzeler (SLBM) ve stratejik bombaların bulunduğu karma bir yapıda bulunan 1796 stratejik savaş başlığı ile Rusya en büyük kapasiteye sahip.
ABD'nin ise karanın altında bulunan ve ilk saldırıda vurulabilecek olan alanlar, bulunması zor olan denizaltılar ve hava üslerinde olmak üzere 1,367 nükleer savaş başlığı var.
Rusya-ABD arasında füzelerin uçuş süresi 25-30 dakika
ICBM'ler hedeflerine bir saniyede dört mil kat edecek şekilde 17,000 mph hızla hareket ediyor.
Karadan karaya füzelerin Rusya ve ABD arasındaki uçuş süresi 25-30 dakika civarında. Denizaltılardaki füzeler için ise süre 12 dakikaya düşebilir.
Bu da başkana bunun yanlış bir alarm mı yoksa ani bir Armageddon mu olduğunu düşünmek için fazla bir zaman bırakmıyor. ICBM'ler bir kere fırlatıldıktan sonra geri çağrılamıyorlar ancak yeni bir saldırıyla yok edilebilirler.
Eski bir Beyaz Saray yetkilisi bana başkanın kararının nükleer saldırının koşullarına bağlı olduğunu söyledi.
Herhangi bir ülkeye uzun vadeli, üzerinde düşünülmüş bir politika amacı olarak öncü bir saldırı düzenlemeye karar verme aşamasına birçok kişi dahil oluyor. Ancak aynı yetkili bana, düşmanca tavrı olan bir ülkeden ICBM'lerin gönderilmesi ve ABD'ye ulaşmasına dakikalar kalması gibi ABD'ye ani bir stratejik saldırı tehdidi doğması durumunda, "başkan, saldırının düzenlenmesine karar vermede olağanüstü özgürlüğe sahip" dedi.
Kaynak: BBC Türkçe/Frank Gardner