10.06.2013 - 06:43 | Son Güncellenme:
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki'ye, günlük basın toplantısında Gezi Parkı eylemleriyle ilgili sorular yöneltildi.
Sorulardan biri de, Yeni Şafak gazetesinin 15 Haziran'da manşetten verdiği 'Kod adı istanbul isyanı' başlıklı haberdi.
"Haberi gördüm" diyen Psaki, "ABD'deki gruplar ya da bireylerin, Türkiye'deki protestolardan sorumlu olduğu ya da bunları tırmandırdığı şeklindeki suçlamaları kesinlikle reddediyoruz" dedi.
"Türkiye'nin iç işlerine karıştıkları" şeklindeki eleştirileri reddeden Psaki, "İster Türkiye ister başka ülke olsun, nerede olursa olsun, ifade özgürlüğü çağrılarını yapmada, aynı zamanda aşırı güç kullanıldığına dair haberler olduğunda kaygımızı ortaya koymada, bunların soruşturulması ihtiyacını dile getirmede ve itidal çağrısı yapmada tutarlı davranırız" dedi.
"BAZI HABERLER KAYGI VERİCİ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve diğer yetkililerin protestocularla görüşmesine işaret ederek, bu konunun diyalog yoluyla çözülmesinden umutlu olduklarını ancak sahadan gelen haberlerden kaygı duyduklarını kaydeden Psaki'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
— Şiddet, polisin zulmü gibi eylemlere yönelik haberlerden kaygı duymayı sürdürüyoruz. Hafta sonu, yaralılara müdahale eden tıbbi görevlilerin göz altına alınmasına yönelik bazı haberler geldi. Geçen hafta da medya mensuplarının göz altına alınmasından bahsetmiştim. Tüm bu haberler çok kaygı verici, konuyu yakından izlemeye odaklandık ve bu konularda güç kullanımını teessüfle karşılıyoruz.
— Birçok konuda onlarla çalışıyoruz. Yüksek düzeyde yakın temasımız var. Bu durumun (Gezi Parkı olayları), itidale yönelik teşvikler ve sukünet ile çözülebileceğinden umutluyuz.
— Gazetecilere ya da medya kuruluşlarına yönelik her türlü baskıdan çok büyük rahatsızlık duyuyoruz. Basın özgürlüğünü eleştiren açıklamaların yanı sıra gazetecilerin gözaltına alınması, Türkiye'de bu yönde haberleri de gördük. Daha ilk günde de söylediğimiz gibi, insanların büyük çoğunluğunun barışçıl biçimde protesto düzenlediğine, ifade özgürlüğü haklarını kullandıklarına inanıyoruz.
— Biliyorsunuz sahada değiliz. Sahada neler olduğuna dair soruşturmalar olacak, dolayısıyla konuya ilişkin tüm oluşumları bilmiyorum. Ancak o şekilde (barışçıl) başladı, hala da insanların büyük çoğunluğunun bunu (barışçıl protesto) yaptığını düşünüyoruz.
— (İki tarafa da sükunet çağrısı yapmaya devam ediyorsunuz. Bu sizin resmi pozisyonunuz mu? İki tarafın da eşit miktarda şiddete başvurduğunu mu düşünüyorsunuz?) (Tüm taraflar) demedim. Gazetecilerin gözaltına alındığı ya da doktorların gözaltına alındığı, şiddet haberlerinin geldiği çok net vakalar var ve bunlar barışçıl protesto yapan insanların tarafından gelmiyor.
— Tüm taraflardan şiddet ya da tırmanmaya dair bazı haberleri ya da olayları gördük. Dolayısıyla elbette tüm tarafları bundan (şiddetten) kaçınmaları yönünde teşvik ediyoruz ama onları (şiddetin düzeyi noktasında) eşit tutmuyorum.
Psaki, "Türk yetkililerin, kapsamlı ve eksiksiz bir soruşturma yürütmek için siyasi iradeye sahip olduğuna güveniyor musunuz?" şeklindeki bir soruya da "Evet" yanıtını verdi.
'Kod adı İstanbul isyanı'
Yeni Şafak gazetesinin manşet haberinde, Gezi olaylarının dış bağlantılarının tartışıldığı ortamda, Washington'daki en etkin İsrail kuruluşu American Enterprise Institute'nin ABD'li 'NeoCon'larla Şubat ayında olası bir 'İstanbul İsyanı'nı masaya yatırdığı iddia edilmişti. Simülasyonda 6 Türk'ün de yer aldığı ve Taksim Meydanı'nı Tahrirleştirme senaryolarının tartışıldığı ileri sürülmüştü.