AB: Bir yıl öncesine göre Türkiye ile çok daha iyi durumdayız

Josep Borreel, "Nueva Economia Forum" adlı İspanyol düşünce kuruluşunun başkent Madrid'de düzenlediği toplantıda konuştu.

Toplantı salonunda bulunan Yunanistan'ın Madrid Büyükelçisi Yannis Tzovas'ın "Göreve geldiğinizden bu yana Türkiye vizyonunuzda bir değişiklik oldu mu?" sorusuna Borrell, "Göreve geldiğimden bu yana vaktimin yüzde 30'unu AB-Türkiye ilişkilerinin kopmaması için harcadım. 1 yıl öncesine oranla Türkiye ile çok daha iyi durumda olduğumuzu söyleyebilirim." yanıtını verdi.

Borrell, Türkiye ile ilgili görüşlerinin hiçbir zaman "özellikle olumsuz olmadığını" vurgulayarak şunları kaydetti:

"Tam tersine bu ilişkinin bizim için vazgeçilmez olduğuna inanıyorum. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile çok büyük, samimi bir dostluğum var. Başbakan olduğu dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de öyleydi. Türkiye ile sadece gaz konusu değil, çok sorun yaşadık. Fransızlarla büyük gerginliğin olduğu, gemilerin gelip gittiği dönemler oldu. Ben hep diyalogdan yana oldum ve bir köprü görevi üstlendiğimi, önemli bir rol oynadığımı söyleyebilirim. Bazıları beni Türk yanlısı olmakla suçladı. Ben ne Türk yanlısı ne de Türk karşıtıyım."

'NATO'DAN GELEN TEPKİLERİ ANLAYAMIYORUM'

Borrell, AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in "2022, Avrupa savunma yılı olacak." şeklindeki açıklamasını desteklediğini, özellikle NATO çevresinden buna gelen tepkileri anlayamadığını söyledi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Borrell, "Biz NATO'nun görevini, Avrupa sınırları için vazgeçilmez görüyoruz ve daha güçlü bir NATO istiyoruz. Bizim yapmaya çalıştığımızın NATO'yu güçsüzleştirmekle hiçbir ilgisi yok. AB'nin yapmak istediği ile NATO birbirleriyle bağdaşmayan şeyler." dedi.

ABD ile AB arasında stratejik konularda, teknolojide, ticarette, Çin meselesinde, savunma güvenliğinde iş birlikleri olduğunu vurgulayan Borrell, "NATO'ya alternatif olmayan, onun askeri kapasitesini tamamlayıcı bir yapı inşa etmek istediklerini" kaydetti.

Türkiye ve Rusya gibi eski büyük imparatorlukların bugün "süper güç değil ama bölgesel güç olmak için çaba harcadıklarını" dile getiren Borrell, "Bunu yapmaya çalışırken askeri güçlerini de kullanıyorlar. Kafkaslar'da, Libya'da, Suriye'de bunu yapıyorlar. Biz (AB) bunu yapmıyoruz. Çin ile de Rusya ile de istesek de istemesek de dengeli politika yürütmeye gayret ediyoruz. Avrupa'nın dış politikası açık stratejik otonom olmalıdır. Ben bunun için çalışıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

'DERS ALACAĞIMIZ ŞEY ASKERİ MÜDAHALE İLE DEMOKRASİ GETİRİLMEDİĞİDİR'

Diğer yandan Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele geçirmesinin "Batı dünyası için büyük bir yenilgi olduğunu" söyleyen Borrell, şunları kaydetti:

"New York'ta 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan'da iki temel hedef vardı. Bunlardan ilki terörizmi, El Kaide'yi yenmekti ve bunu başardık. İkincisi de Afganistan'da Batı'daki gibi bir demokrasi inşa etmekti. Her ne kadar Biden (ABD Başkanı) böyle bir gündemleri olmadığını söylese de Avrupa'da biz buna inanıyorduk. Afganistan'a 20 yıl boyunca günde 300 milyon dolarlık askeri harcama yapıldı. Buradaki sorun İslam ya da din değildi. Kültürel, sosyal bir sorun var. Sahel, Somali gibi yerlerde de geçerli bu. Ders alacağımız şey askeri müdahale ile demokrasi getirilmediğidir."

ABD'nin Afganistan'dan çıkma kararının Biden değil, Trump dönemine ait olduğunu kaydeden Borrell, "Kararı Trump verdi. Taliban ile müzakere Trump döneminde yapıldı. Biden'ın önünde çok az seçeneği vardı." diye konuştu.

Avrupa'nın Afganistan'dan tahliye edilen 22 bin Afgan'ı kabul ettiğini ifade eden Borrell, "Afganlara çok büyük borcumuz var. En azından 10-12 bin Afgan daha almamız gerekir." dedi.

MERKEL, AVRUPA'NIN ONURUNU KURTARDI

Borrell son olarak, 16 yıl sürdürdüğü Almanya başbakanlığını bırakmak üzere olan Angela Merkel için "Avrupa için büyük bir lider oldu. Hatta Suriyeli mültecilerle ilgili krizde Avrupa'nın onurunu kurtardı." ifadelerini kullandı.