27.06.2023 - 13:34 | Son Güncellenme:
Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - İkinci Dünya Savaşı sonrasında birçok ülkenin sosyalist düzene geçmesinin akabinde dünya iki kutuplu düzene geçmiş ve 'sıcak' savaşın sona ermesiyle birlikte bu döneme 'Soğuk Savaş' adı verilmişti. 1940'lı yılların sonundan 1990'lı yılların başına kadar devam eden Soğuk Savaş Dönemi'nde dünya Batı ve Doğu olarak adeta ortadan ikiye bölünmüş, 90'ların sonunda Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte galip gelen taraf ABD ve Birleşik Krallık'ın başını çektiği Batı olmuştu. Bu dönemde daha 10 yaşında bir çocuk olan ABD vatandaşı Samantha Smith ise attığı adımlarla önemli sembollerden birine dönüştü. İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'e yazdığı mektup ve bu mektuba aldığı cevapla ileride yapacakları için tüm cesaretini toplayan Samantha Smith, bundan 5 yıl önce iklim değişikliğine dikkat çekmek adına eylemler yapan İsveçli genç aktivist Greta Thunberg'in de adeta idollerinden biri oldu. Peki Samantha Smith'in acı bir şekilde yarıda bıraktığı hikaye Greta Thunberg tarafından tamamlanabilir mi?
Gözlerini 1972 yılında dünyaya açtı. Onu diğer çocuklardan ayıran belirgin bir fark vardı. Samantha Smith, henüz çocukluğundan beri barışı savunuyor, oyun arkadaşlarıyla oyun oynarken bile barıştan yana olan tavizsiz duruşunu çevresinde onu gözlemleyen büyüklere yansıtmayı başarıyordu. Henüz 5 yaşında bir mektup kaleme almak istedi. Birleşik Krallık'ın sembol ismi olan Kraliçe II. Elizabeth'e 1977 yılında yazdığı mektup ve bu mektuba karşı hiç beklemediği olumlu dönüş onu cesaretlendirdi. Kararlıydı. Dünyada olup biten gerilim ve negatiflik başka çocuklar için bir önem teşkil etmese de o, neden doğduğunu bilmediği bu dünyadaki savaşların anlamsızlığının hem farkındaydı hem de milyonlarca masum insanın ölümüne neden olmasından ötürü savaşlara sonuna kadar karşıydı. 1983 yılında bir mektup daha kaleme aldı. Bu kez karşı bloktan bir isme, Sovyetler'e mektubunu yollamak istedi.
Samantha Smith, 1983 yılında Sovyetler Birliği Genel Sekreteri Yuri Andropov için bir mektup yazmak üzere aldı. Mektubun ilk giriş cümlesi şu şekildeydi: "Öncelikle yeni göreviniz için tebrikler. Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri'nin bir nükleer savaşa gireceği konusunda oldukça endişeleniyorum... Siz savaşa girme konusunda oy verecek misiniz gerçekten? Lütfen mektubuma geri dönün."
BÜYÜK HEYECAN YARATTI, GAZETECİLER AKIN ETTİ
Henüz 11 yaşında Sovyetler Birliği Genel Sekreteri Yuri Andropov'a bir mektup yollayan Samantha Smith'nınmektubu Andropov'a ulaştı ve bu mektup, Rusya merkezli Pravda gazetesinde yayımlandıktan sonra kısa bir zaman içinde Doğu Bloku'nda geniş bir yankı uyandırdı. Doğu Bloku'nda mektubun gördüğü ilgi Batı'da da büyük bir heyecana yol açtı. Smith ailesi, barış destekçisi kızlarının mektubu sayesinde karşılaştığı ilgi karşısında şaşkındı. İngiltere'den Avustralya'ya pek çok farklı ülkeden gazeteci, Smith ailesinin evlerinin önüne adeta yığıldı. Herkes minik Samantha ile röportaj yapmak istiyor, Smith ailesi ise barış destekçisi kızlarıyla gurur duysa da ona gösterilen ilgi karşısında büyük bir şaşkınlık yaşıyordu. Bu şaşkınlık, kısa bir zaman içinde kızlarının 'ABD'nin En Genç Elçisi' seçilmesiyle daha da büyüyordu.
Pravda gazetesinde yayımlanan Samantha Smith'in mektubuna dönüş yapan Sovyet lideri Andropov'un verdiği cevap da Batı dünyasında günlerce konuşuldu. Mektubunda tüm dünyada barışı arzuladığını ve tek hayalinin bu olduğunu anlatan Smith'e pozitif bir yanıt veren Andropov, minik kızı ailesiyle birlikte Rusya'ya davet etti. Smith ailesi, Andropov'un basına yansıyan mektubu üzerinde bir süre düşündükten sonra bu daveti kabul etti. 1983 yılında Sovyetler Birliği'ne giriş yapan Samantha ve ailesi karşılamak için yüzlerce insan havaalanına akın etti. Samantha Smith, barış destekçisi olarak Sovyetler'de yaşayan halk ve basın mensupları tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmış, artık tüm dünya 80'lerin ortasında Samantha Smith'in kıvılcımını yaktığı barış için adeta gizliden gizleye kenetlenmişti.
FECİ ŞEKİLDE CAN VERDİ
Henüz 11 yaşında kaleme aldığı mektupla ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki gerilimi azaltmayı uman, insan sağlığını tamamen tehdit eden nükleer savaş ihtimalini ortadan kaldırmaya çalışan Samantha Smith, ailesinin desteğiyle adını tüm dünyaya duyursa da bundan sonra yaşananlar herkesi şoke edecek cinstendi. 25 Ağustos 1985'te İngiltere'nin başkenti Londra'dan evlerine dönmek için babasıyla birlikte dönüş yolunda olan Samantha Smith'in içinde bulunduğu uçak, Auburn yakınlarında irtifasını kaybetti ve ağaçlara çarparak yere çakıldı. Uçaktaki 6 yolcu ve iki mürettebatın hepsi feci şekilde can verdi. Tüm dünya şoktaydı. Neredeyse doğduğu günden beri barış aktivisti olan minik Samantha henüz 13 yaşındayken bir uçak kazası sonucunda hayatını kaybetmişti.
Samantha Smith'in ölümünden sonra ortaya atılan spekülasyonlar ise hiç kuşkusuz Sovyetler'in bu kazada parmağı olup olmadığıyla ilgiliydi. Ancak bu iddialar hiçbir zaman kanıtlanamadı. Uçak kazasında hem hayat arkadaşını hem de tüm dünyanın sempati beslediği minik kızını kaybeden anne Jane Smith ise o günden sonra kızının bıraktığı yerden devam etmeye karar verdi ve kızının hayalini devam ettirerek dünya barışı için kitleleri bilinçlendirmek için var gücüyle çalıştı. Kazadan hemen sonra büyük bir acı yaşayan Jane Smith'e başta dönemin ABD lideri Ronald Reagan ile yine dönemin Sovyet lideri Mihail Gorbaçov ulaştı. Her iki lider de minik Samantha'dan övgü dolu bahseden taziye mesajlarıını acılı anneye iletti.
Kazadan kısa bir süre sonra kendini, kızının hayalini yaşatmaya adayan Jane Smith, ABD ve Sovyetler Birliği ilişkilerinin daha iyi olmasına adanmış bir vakıf olan Samantha Smith Vakfı'nı kurdu. Hatta bu vakfın kurulmasının ardından dönemin ABD lideri Ronald Reagan ve yine dönemin Sovyet lideri Mihail Gorbaçov, iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için bir araya geldiler.
YARIM KALAN HİKAYEYİ GRETA MI TAMAMLAYACAK?
Samantha Smith, sadece 13 yıllık ömrüne sayısız iz bırakarak dünya barışına karşı geniş kitlelerin bilinçlenmesi için etkili mesajlar bıraktı ve hayata veda etti. Bugün, Smith'in ölümünün üzerinden tam 38 yıl geçmiş olmasına rağmen minik kız tarih sayfalarındaki yerini çoktan aldı bile. Üstelik günümüzde en az onun kadar ses getiren, küçük yaşlardan itibaren adını tüm dünyaya duyuran bir isim daha var. Samantha Smith'in yarım kalan hikâyesini tamamlayacak kişi olarak görülen Greta Thunberg, özellikle çevreci mesajlarıyla bu yüzyılın en önemli sembollerinden biri haline gelmiş durumda. Henüz 14 yaşındayken iklim değişikliğine dikkat çeken ve küresel ısınma başta olmak üzere çevre problemlerine karşı dünyamızı nasıl ellerimizle yok etmeye başladığımızı herkese haykıran Thunberg, bugünlerde arkadaşlarıyla birlikte muhtelif yerlerde gerçekleştirdiği protestolarla dünya gündeminin üst sıralarında kendine yer bulmaya devam ediyor. Tam 6 yıldır iklim aktivistliği yapan Greta Thunberg, bugüne kadar dünyanın birçok bölgesine giderek iklim değişikliğine yönelik farkındalık çalışmalarına imza atıyor. Bu süreçte yaratıcı bakış açısından ötürü kimi zaman övgü toplayan kimi zaman ise sivri söylemleri nedeniyle eleştiri alan Thunberg, herkese "Dünyamızı koruyalım" mesajı veriyor.
Samantha Smith'in açtığı yolda ilerleyen Greta Thunberg'in mücadelesi, onu küçümseyenlere inat henüz sona ermiş değil. Her çocuğun hak ettiği eğitim hakkından mahrum kalan kız çocukları ya da cinsiyetçiliğin ya da herhangi bir konuda ayrımcılığın bir insan hakkı suçu olduğunun bilincinde olan erkek çocukları adına da kendini ifade eden ABD'li Samantha ya da İsveçli Greta'ların sembolleşmesine gerek kalmayan bir barış ve çevreci dünyada yaşamak ise dünya üzerindeki her kişinin en doğal hakkı.