Cumartesi“Tiyatro iyi niyetle yapılmalı”

“Tiyatro iyi niyetle yapılmalı”

10.12.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Erdal Beşikçioğlu’nun rejisiyle sahnelenen “Tüy Kalemler - Quills” oyununda rol alan genç oyuncu Saygın Soysal’a göre tiyatro iyi niyetle yapılmalı: “Her türlü kibri yenmelisiniz. Kendimizi cesurca ifade etmekten geri durmamamız lazım”

“Tiyatro  iyi niyetle yapılmalı”

Saygın Soysal’ı önce “Asi” de, “Kara Para Aşk”ta, son olarak da Erdal Beşikçioğlu ile rol aldıkları “46: Yok Olan”da izlemiştik. Soysal yine Beşikçioğlu’yla çalışıyor. Fakat bu kez sahnede. Doug Wright’ın yazdığı, Beşikçioğlu’nun hem oynayıp hem de yönettiği oyun Fransız yazar Marquis de Sade’ın yaratım sürecine odaklanıyor. Soysal ile hem ilgi gören oyununu hem de tiyatro üzerine düşündüklerini konuştuk.

Haberin Devamı

- Ben oyunu izlediğim gün salon neredeyse doluydu. İlgiden memnun musunuz?

Seyirci var, memnunuz.

- Hazırlık sürecinden de bahsetmek gerekir...

Dört ay kadar bir prova süresi oldu. Provalara nisanın sonu gibi başladık. Yazın belirli bir süre ara verildi. Sonra devam ettik. Dört ayı da geçti sanırım. Erdal (Beşikçioğlu) abinin çalışma süresi bu kadarmış; dört-beş ay. Ben de görmüş oldum.

- “46: Yok Olan”da birlikte çalışmıştınız...

Evet orada tanıştık. Erdal abiyle çalışmak sürprizlerle dolu. Yaratıcı bir sürece kendinizi hazırlamalısınız. Tam bir konsantrasyonla işinize sarılmanız gerekiyor. Gerçi bu zaten hep böyle olmalı. Biz de bu süreci böyle tamamladık.

- Erdal Beşikçioğlu’nun canlandırdığı Marquis de Sade sanatın sınırlarını zorlayan bir yazar. Sanatın nerede durup durmayacağı tartışması bugün bile geçerliliğini koruyor. Sizin görüşünüz nedir?

Haberin Devamı

Sanat hep hareket halinde olan bir şeydir. Sanat zaten durmaz. İnsanların ifade alanları sınırlandırılmaya çalışılır, özgürlükçü yazarlar da o baskıyı kırmaya uğraşır. Bu sanattan ziyade sansürle ilgili bir durum. Marquis’nin yazdıklarını basacak yayıncıyı bugün bile zor bulursunuz. Bunu 300 yıl önce yapmak daha da zor.

- Marquis de Sade’ın yazdıkları, bastırılan güdüler; cinsellik ve şiddet... Bunlar ne kadar bastırılırsa bastırılsın daha sonra ortaya bir şekilde çıkıyor.

Marquis çok özel bir insan. Sadece kendi zamanı içinde değil. Şu an bile. Tüm dünyanın filozofu. İnsanlar bugün Marquis gibi fantezilerini değil, gerçeği bile kağıda dökmekte zorlanıyor. Bu Marquis’yi daha kıymetli yapıyor zaten. Keşke onun gibi daha çok yazar olsa.

“Yapay bir âlemin içindeyiz hepimiz”

- Tiyatro dünyasında sezon başlarken tartışmalar da yaşandı. Yerli / yabancı oyun tartışmaları mesela...

Yerli ya da yabancı metin seçmek tek başına hiçbir şey ifade etmez, önemli olan elindeki edebi esere kendi sanatını üfleyebilen yönetmenler ve oyunculardır.

- Alternatif ya da özel tiyatrolara ne gibi görevler düşüyor?

İşlerine konsantre olmalılar. Yeni ifade alanları geliştirmeliler. Tiyatro iyi niyetle yapılmalı. Her türlü kibri yenmelisiniz. Tiyatrolar özbenliklerine acilen geri dönmeli. Kendimizi cesurca ifade etmekten geri durmamamız lazım. Salon kutsaldır.

Haberin Devamı

- Oyuncu olarak seyirciden beklentiniz nedir?

Hiçbir şey. İnsanlardan sadece insanca davranmasını beklersiniz. Onlar da bizden samimi olmamızı ve onlara yalan söylemememizi bekliyor. Şu an bambaşka bir gerçeklik algısı var. Buna herkes inanmış durumda. Yapay bir âlemin içindeyiz. O yapaylıkta tiyatro yaptığınızı bile varsayabiliyorsunuz.

- Yapay âlemden kastınız televizyon mu mesela?

O da var. Fakat benim kastım her şey.

- Sizi TV yapımlarında da izliyoruz. Sizi TV projelerine ikna etmek için ne gerekir?

İşin nerede çekildiğine, ne kadar para verdiklerine, bu rolün bana zarar verip vermeyeceğine ve tabii ki her gün gidip saatlerimi geçirdiğim bir işin hikayesine bakarım.

- TV oyuncular için para kazandıkları bir alan mı sadece?

Bilmiyorum sadece o kadar mı? Bu işi ömür boyu yapacağım da diyebilirsiniz. Başka bir karar da alabilirsiniz. Ben de belki yarın başka bir iş yaparım.

Haberin Devamı

- “Tüy Kalemler”e hazırlanırken duyduğunuzla “46”ya hazırlanırken duyduğunuz heyecan bir mi?

“46” çok iyi bir diziydi aslında... Fakat tiyatro bambaşka bir hikaye.

- Tiyatro çok büyük bir heyecan galiba...

Ben de yeni hissettim; öyleymiş.

- Dizleri titretecek kadar mı?

Dizleri titretecek, kontrolü kaybedersen yıkacak kadar.