Cumartesi“Süper kahraman gibi hissettim”

“Süper kahraman gibi hissettim”

30.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Marvel Comics’ten uyarlanan “Ant-Man” filminin ikincisi “Ant Man ve Wasp”ın yıldızlarından Evangeline Lilly, “Nasıl karşılanırsa karşılansın gurur duyacağım bir film, bir oyuncu için de olay budur” diyor

“Süper kahraman gibi hissettim”

Marvel Stüdyoları’nın 2015 yapımı “Ant-Man” (Karınca Adam) filminin devamı niteliğindeki “Ant-Man and the Wasp” (Ant-Man ve Wasp) gelecek hafta vizyona giriyor. Peyton Reed’in yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Paul Rudd ve Evangeline Lilly’nin yanı sıra Michael Douglas, Michelle Pfeiffer, Laurence Fishburne gibi yıldız isimler var. Filmde, yeni bir görevle karşımıza çıkan süper kahraman Ant-Man’in geçmişten gelen sırları çözmek için çalışırken Wasp’ın yanında dövüşmeyi öğrenme sürecine tanık olacağız. Filmin başrollerinden Wasp’ı (Hope Van Dyne) canlandıran, daha önce “Lost” dizisi ve “Hobbit” filmlerinden de tanıdığımız Evangeline Lilly anlatıyor.

Haberin Devamı

- Şu anda Marvel Sinematik Evreni’nin bir parçası olmak nasıl bir duygu?

Aslında en başta “Ant-Man”de rol almak üzere seçilip bu evrene adım atarken, tüm bunlar gözüme çok büyük görünmüştü ve çok heyecanlıydım. Ama sonradan filmi izlediğimde, film öyle zevkli ve sürükleyiciydi ki, sinema salonundan çıkarken başım dönüyordu. Tüm o Marvel heyecanı ve gizemi eriyip gitmişti. Çok iyi bir filmin parçası olmaktan dolayı gururlu ve mutluydum; bunun, bir gün çocuklarıma izletmek isteyeceğim, eleştirmenler hakkında ne derse desin gurur duyacağım ve çok sevdiğim bir film olduğunu biliyordum. Nihayetinde bir oyuncu için olay budur.

- Devam filmini çekici kılan neydi?

Geri dönmemin ilk ve en önemli sebebi, o kostümü giymekti. Aslında kostüm denemelerini, ilk filmin çekimlerinin bitmesinden 2-3 ay sonra yapmaya başladık, ki bu 3.5 yıl önceydi. Ama bir yandan da tekrar Hope’u canlandıracağım için heyecanlıydım çünkü ilk filmde karakterimin başından duygusal bir hikâye geçmişti. Yaklaşık 30 yıl boyunca babasına kızgındı ve araları bozuktu ve içinde hissettiği bu öfke ve acı ona soğuk bir görüntü veriyordu. Filmin sonunda ise bunun çoğu eriyip gitmişti, babasıyla olan sorunlarını çözmek için ilk adımlarını atmıştı. Yeniden bu karaktere dönme şansına sahip olmak heyecan vericiydi.

Haberin Devamı

- Yeniden Michael Douglas ile çalışmak nasıldı?

Çalıştığımız ilk gün, hatırlıyorum, sahne dendiğinde hemen rol yapmaya başladı. Sanki havadaki moleküllerin kimyasını değiştirmiş gibiydi. Hemen Hank Pym ve Hope Van Dyne’ın dünyasına taşındığımı hissettim. Her oyuncu partneriniz bunu başaramaz. Karşında rol yapan kişinin, kendini kaptırmaya çalıştığın dünyaya senin kendini daha da çok kaptırmanı sağlaması çok hoş bir armağandı. Kendi açımdan baktığımda, tarzlarımızı çok uyumlu buluyorum ve kendimi çok şanslı hissediyorum. Öyle iyi bir oyuncu ki, onunla çalıştığınızda kötü olması zor. İnsanı yükseltiyor.

“Pfeiffer’la çalışmak hayalimdi”

- Michelle Pfeiffer’ı öğrendiğinizde neler hissettiniz?

Dört yıl önce Marvel’a, eğer bir gün Janet Van Dyne’ı bu filmlerden birinde kullanacaklarsa, Michelle Pfeiffer olmasını söylemiştim. Pfeiffer’ın karakterimin annesini oynamasını çok istiyordum. Dünyaya gelmiş en güzel kadın ve çok iyi bir oyuncu olmasının yanında ayrıca “Cat Woman”dı, yani gençliğimde uyumayıp hayalini kurduğum tek süper kahramandı. Prodüksiyon başladığında, bana Hope’un annesini Michelle‘in oynayacağını söylediler. Eminim benim isteğimle ilgisi yoktu ama hayallerimden birini gerçekleştirmiş oldular.

Haberin Devamı

“Süper kahraman gibi hissettim”

- Bill Foster olarak da karşınızda Laurence Fishburne var...

Sanki hâlihazırda Michael Douglas, Michelle Pfeiffer ve Paul Rudd’la çalışıyor olmam beni yeterince şanslı yapmıyormuş gibi, bu kadroya bir de Laurence Fishburne’u eklediğinizde, ben bir tek boynuzlu ata dönüşüyorum. Fishburne, yıllar önce Hank’le çalışma arkadaşı olan Bill Foster’ı canlandırıyor. Birlikte Goliath adını verdikleri, insanları devasa boyutlara büyütmekle ilgili bir deney üzerine çalışmışlar. Fakat ilişkileri ters gitmiş ve yollarını ayırmışlar. Bu hikâyede tekrar bir araya geliyorlar. Fishburne sıcak, samimi biri ve onunla çalışması çok keyifli.

Haberin Devamı

- Bir de Hannah John-Kamen’ın canlandırdığı Ghost (Ava) var.

Ghost’un filme girişi çok havalı. O an, Wasp’ın başının dertte olduğunu anlıyorsunuz. Herkes iyi bir süper kahraman filmi yapmanın yolunun daha da iyi bir kötü adamdan geçmesi olduğunu bilir ve Hannah bu filmde hem korkutucu hem de savunmasız ve masum bir kötüyü canlandırmayı çok iyi başarıyor.

- Hope ve Hank şimdi neredeler?

Hope ve Hank teknolojilerinin peşinde olan FBI’dan kaçıyorlar. İstedikleri an kaçıp yanlarında götürebilmeleri için büyütüp küçültebildikleri, aynı zamanda evleri olan bir laboratuvardalar. Bu laboratuvar özenle hazırlanmış, son derece yüksek teknolojili bir ortam, içinde kuantum tüneli inşa ettikleri bir yer. Bu tüneli inşa etmelerinin sebebi, Hope’un annesi ve Hank’in eşi olan Janet Van Dyne’ı bulup geri getirmek için canla başla uğraşıyor olmaları.

- Bu filmde Hope ve Scott’un (Ant-Man) ilişkisi ne durumda?

Haberin Devamı

Hope kesinlikle Scott’un kararlarına dair kızgınlık ve dargınlık hissediyor ama elbette ki aşk ölmüyor. Yani filme ona kızgın olmasıyla başlıyoruz ama Hope’un ona ihtiyacı var. Şu anda hedefi ve odağı annesi ama tüm bunların altında hâlâ Scott’u seviyor.

- Bu filmde kostümünüz de yenilenmiş görünüyor...

İlk filmin sonunda gördüğünüz 1980’lerden kalma eski bir prototipti. Teknoloji değişti, Hope’un bugün ve çağdaki ihtiyaçlarına uygun olarak, prototipi temel alan yeni bir tane yaptılar. Dört ay boyunca Wasp kostümünün mükemmel olması için kostüm provası yaptım. Wasp dövüşürken hiç çaba sarf etmiyormuş gibi görünmesi gerektiğini düşünüyorum, sanki bunu yapmak için doğmuş gibi. Bu bahsettiğim akıcılık kostüme de dâhil edildi, kostümün çok basit ama zarif ve kadınsı bir havası var. Tamamlandığında kostümü giydim, tüm oda durdu ve dedi ki “İşte oldu”. Ve DNA’mda bir şeyler değişti, bir süper kahraman gibi hissettim.

O noktaya dek bu ismi almak konusunda çok gergindim; yeterince iyi olamamak ya da yeterince güçlü olamamak konusunda. Çoğumuzdan daha iyi olan birini canlandırmaya çalıştığında böyle şeyler konusunda endişeleniyorsun. Ama kostüm kusursuz çizgileriyle bütün güvensizliklerimi sarmaladı.

“Her şey hiç durmadan hareket edecek”

- Filmde seyirciyi nasıl bir macera bekliyor?

“Ant-Man ve Wasp”, sizi hemen ilk filme ve ilk filmin uyandırdığı o hoş hislere geri döndürecek, yeterli bir süre boyunca da böyle devam edecek. Ve sonra Hank Pym ve Hope Van Dyne’ın hikâyesini anlatmaya başlayacak. O noktadan itibaren, size gözünüzü kırpmanız için meydan okuyorum çünkü her şey hiç durmadan hareket haline olacak. İlk defa senaryoyu okuduktan sonra fark ettim ki, bu filmdeki karakterimi tanımlayacak tek sözcük “kinetik” olabilir. Hope sürekli hareket ediyor. Hope ve babası Hank, her daim hedeflerine doğru ilerliyorlar, amaçları Janet’ı bulmak ve onu kuantum âleminden geri getirmek. Filmin kapsamı ilkine göre çok daha geniş. Biraz daha epik bir havası var. Aynı zamanda harika olan, tüm bunların kalbindeki aile odaklı sevimli hikâyeyi hiç yitirmeyişimiz, ki bu benim “Ant-Man” dünyasının en sevdiğim özelliği.