16.03.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Özlem Ülkü
Günümüzde herkes daha kişisel ve daha özenli olanın peşinde. Bu ister giyeceğiniz bir tişört olsun, ister yemek yiyeceğiniz bir tabak yaşamın her alanında geçerli. Tasarımın kendisini en çok gösterdiği alan takılar. Bunlar içinde de mücevher hep daha özel bir yerde. Artık hemen herkeste görebileceğiniz bir parça yerine kendi zevkinizi yansıtabileceğiniz tasarımlar yapmak elinizde. Sadece sipariş vermek değil, sadekarın masasına geçerek işe en başından başlayabilirsiniz. Biz de bu deneyimi yaşamak için Merve Şah ve Ceren Arat adlı iki arkadaşın bir yıl önce kurduğu Dione Diamond’ın atölyesine konuk olduk.
Dostlukları 30 yılı deviren Merve Şah ve Ceren Arat, atölyelerinin kapılarını kendi mücevherlerini tasarlamak isteyenlere açıyor. Markalarını “yeni nesil mücevher firması” olarak tanıtan ikili mücevhere olan meraklarını aldıkları eğitimlerle pekiştirmiş. Merve Şah, Gemological Institute Of America’da taş bilimi eğitimi almış. Ceren Arat ise pırlanta eğitimi almış.
Her şey 3D çizimle başlıyor
Kapalıçarşı’daki birçok firma mıhlayıcılar, sadekarlar veya lazer işlemleri için ayrı atölyelerle çalışıyor. Şah ve Arat ise bunların hepsini birleştirebilecekleri bir atölye hayal ettikleri için yedi ustayı bir araya getirerek çalışmaya başlamış.
Atölyedeki işleyişi gösteren isim Merve Şah’ın eşi Çağlar Şah oldu. Kendisi bu atölyenin hem yöneticisi hem de sadekarı... Çağlar Bey’le önce istediğim modelde yüzüğü matrix adlı bir programda 3D olarak tasarladık. Boyutundan kullanılacak taşlara, şekline her şeye karar verilen bu programla tasarımın 360 derecede bitmiş halini görebiliyor olmak, sonuçta yaşanabilecek hayal kırıklığını da engelliyor.
Büyük emek istiyor
3D printer’lardan kauçuk halinde çıkan tasarım dökümden geldikten sonra sadekar devreye giriyor. Büyük bir titizlik isteyen bu aşama, mücevherin asıl oluştuğu yer. Tasarımla pırlantanın birleştiği yer ise mıhlama. Pırlantaların yüzükle buluştuğu, büyük bir emek ve ustalık gerektiren bu aşama beni en çok zorlayan oldu. O küçüçük taşları mühür mumuyla tahtaya yapıştırılmış tasarıma yerleştirmek, dikkatin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Tesviye ve cilalama işlemleriyle sona eren bu yolculuk, emeğin, zanaatin önemini daha da iyi anlamanızı sağlıyor. Seçeneklerin çoğalmasıyla giderek önemini kaybeden ‘kıymetli’ kavramının ne olduğunu anlamak için o tezgahların başına bir kez oturmanız yeterli.