05.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
SEVİN OKYAY - sevino@gmail.com
Hiçbir çağdaş yazar, eserlerinin Stephen King’inkiler kadar çok sayıda filme ve TV filmi, mini dizisi ya da dizisine dönüştüğünü görmemiştir. Tamamlanmış olanların yanı sıra aralarında tamamlanmamış olanlar ve henüz üzerinde çalışılanlar da var.
Gelelim sıralamaya: Stephen King sinema filmi uyarlamaları içinde ilk 10 hangileridir? O kadar çok benzer sıralama var ki bu da kesin değil elbette. Ancak Tribeca Film Festivali ile sinema yazarlarının bir araya gelmiş olması, ona bir ölçüde saygınlık kazandırıyor. Seçiciler, sinemacıların King’in yaklaşık 40 yıldır kurcalana kurcalana tükenmeyen kurmaca kuyusundan 20 eseri seçtiler. Tek tek 20 tanesi hakkında fikir beyan edecek yerimiz yok.
Öne çıkanlar hangileri?
En İyi Film Oscar adayı “The Green Mile / Yeşil Yol” (1999); bir arabanın içine hapsolmuş kahramanın kuduz bir köpekten uzak durmaya çalıştığı, cidden korkutucu “Cujo” ile ilk 10’un kapısında duruyor ve Ian McKellen ile Brad Renfro’nun oluşturduğu dehşet verici ikiliyi “Apt Pupil / Ölümcül Sır”da (1998) izliyoruz. Dokuz numarada, yeniden canlanan kedisi ve çocuğuyla hafızalara kazınan “Pet Sematary / Hayvan Mezarlığı” var.
Sekizinci sırada, Christopher Walken ve Martin Sheen’in oynadıkları, David Cronenberg’in yönettiği ürpertici “The Dead Zone” (1979) duruyor. Onun hemen önünde yedinci sırada ise King’in en tanınmış kısa hikayelerinden birinin uyarlaması bulunuyor: “The Mist”(2007). Bu uyarlama, neyse ki King’in ruhunu anlayan Frank Darabont’un eline düşmüş. Hatta kimine göre kimse onun dünyasını yönetmen Darabont kadar iyi anlamıyor.
Altıncı sıradaki “Stand by Me” (1986), 1980’lerin en beğenilen yetişkinliğe geçiş filmlerinden biri. King de bu yüzden Rob Reiner’ın onu en iyi anlayan yönetmen olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda River Phoenix’in sinema mirasından bir parça. Gene de “Bir Stephen King projesi” olduğu söylenemez. Beşinci en iyi King filmi ise, bir başka Frank Darabont filmi olan “The Shawshank Redemption / Esaretin Bedeli” (1994). Kaynağı da 1982 tarihli kısa roman “Rita Hayworth and Shawshank Redemption”. Başrollerinde Tim Robbins ve Morgan Freeman’ın oynadığı film, yedi dalda Oscar’a aday olmuştu.
Tribeca Film Festivali ile eleştirmenlerin en beğendikleri dördüncü film, nedense hem film olarak hem de Kathy Bates’in performansı açısından haksızlığa uğramış “Dolores Claiborne” (2001). Oyuncuları Bates ve Christopher Plummer’ın en azından sağlam ödüllere aday olması gerekirdi. “Misery / Ölüm Kitabı” (1990), bir başka müthiş Kathy Bates performansıyla hemen arkada. Neyse ki aktris bu sefer hakkı olan Oscar’ı almıştı.
“The Shining”den nefret ediyor