18.07.2020 - 03:06 | Son Güncellenme:
ÖZLEM ÜLKÜ
Tam yaza yakışır şekilde beyazlar içinde girdiği mekanda çevredeki bütün gözleri üzerine topluyor. Gülümseyerek atsa da adımlarını yüzünün hafif kızarmasıyla belki, daha çok utangaç, biraz içine kapanık olduğunu anlamak çok da zor olmuyor. İşte bu genç kadın, Kanal D’de yayınlanan “Zalim İstanbul” dizisiyle iki sezon boyunca canlandırdığı Cemre karakteriyle kariyerinde büyük bir basamak çıkan Sera Kutlubey. Geçtiğimiz ay final yapan dizide mutlu sona eren Kutlubey, kendi hayatında mutluluğu huzur olarak tanımlıyor. Henüz 22 yaşında. Önünde çok yol olduğunun bilinciyle “Kendimi şaşırtmak isterim” dediği yeni rolü için teklifleri değerlendiriyor. Sosyal medyada en çok konuşulan oyunculardan Kutlubey’le yoğun geçen sezon sonrası yeni hayatının ilk günlerinde buluştuk; yaşadıklarını, planlarını konuştuk.
- DigiLup’un araştırmasıyla “Zalim İstanbul” dizisiyle sosyal medyada en çok konuşulan kadın oyuncu olarak ekrana veda ettiniz. Cemre’den size neler kaldı?
İzleyicilerimiz bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı sağ olsunlar. Yanımda olduklarını her zaman hissettim. Sevmek ve sevilmek çok güzel bir duygu. Sırtımızı yasladığımızı hissettik. Büyük emek verdik ve sevildik. Cemre ile benzeyen çok yanımız vardı. Onun gibi ben de ilişkilerimde verici olan tarafımdır. Karşılık gözetmem. Onun yaşadıklarıyla ben de kendi hayatımda bazı şeylerle yüzleştim. Aslında insan önce ben demeyi bilmeli, fedakarlığın da bir sınırı olmalı bazen. Kendi varoluşuna da başka şeylere de dikkat etmeli, kendini unutmamalı.
- Henüz 22 yaşındasınız ama çok ağırbaşlı, olgun bir havanız var. Gerçekte nasıl birisiniz?
Kendimi çok fazla kalıplara sokmak istemem çünkü bazen çok uçarı olabiliyorken bazen de durağanımdır. Aslında kendi kabuğumun içinde yaşıyorum ama sevdiklerimin yanında hiçbir şeyi gözetmem ve eğlenceliyimdir. Güvenli alanımda yani sevdiklerimle olduğumda tamamen şeffafımdır. Onun dışında kapalı kutu olduğum da söylenebilir.
- Neden? İncinmekten mi korkuyorsunuz?
Bilmem, daha güvende hissediyorum muhtemelen. Bir de o kabuğun içinde mutluyum. Aslında çok keskin çizgilerim yoktur; deneyimlere de açığım. Sonuçta hayat bir yolculuk. Bir de “Senin olan seninle kalsın. Bir elin verdiğini diğer el görmesin” diye büyüdüm. Ondan sonra bir anda şov dünyasına girince bunun tam tersi olduğunu gördüm. Bazıları elindekileri abartarak gösteriyor. Hiç benlik değil. İçtiğim kahvenin, yaptığım tatilin görünmesi ne ifade eder ki? Ben onunla var olmuyorum. Kendime saklamayı seviyorum yaşadıklarımı.
- Peki aldığınız kararlarda mantığınızı mı duygularınızı mı daha çok dinlersiniz?
Çoğunlukla duygularımla hareket ederim. Eğer gönlümün onaylamadığı bir şey varsa ne olursa olsun asla içinde olmak istemem. Onun ayrı bir sezi olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında sorumluluklarımı da arkaya atmıyorum. Sadece kendime değil, aileme, çevreme ve hatta hiç tanımadığım bir çocuğa karşı da mesuliyetlerim var. O yüzden davranışlarıma dikkat etmem gerek. Rol model olmak için de değil, vicdanım rahat olsun diye gönlümden geçen bu.
- Henüz yolun başındasınız ama kalıcı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Kalıcı olmak gibi bir derdim yok. Evet hep oyunculuk yapmak istiyorum ama bu benim için bir hırs veya başka bir şey değil. Ben daha ziyade kendimle uğraşıyorum. Sürekli bir şeyler okuyor, izliyor, kendime daha ne katabilirim diye düşünüyorum. Oyunculuk için de kendine yeni şeyler katmaya açık olmak önemli. Yatırımımı kendime yapmaya çalışıyorum. Ama başarı zaten tek kişinin değil ekip işidir.
- Tanınıyor olmanın sizi zorlayan yanları var mı?
İnsan bir noktada kendisi seçiyor yaşadıklarını. Görünürlük kısmı bir yere kadar bizim elimizde. Sevgisini güzel gösteren insanlar ile karşılıklı bir bağ kurmak beni mutlu ediyor. Mutluyum.
- Mutluluk sizin için nedir?
Mutluluk benim için varılacak son bir varış noktası değil, o yolun kendisidir.
- Hayata karşı hırslarınız var mı? İstekleriniz için ne kadar mücadele edersiniz?
Hırstan ziyade azimliyimdir. Çünkü hırs insanı yıpratan da bir şey. Düştüğüm, kendimi iyi hissetmediğim zamanlar da olabiliyor ama hemen toparlıyorum. Geçmişi baz alıp daha önce üzüldüğüm şeylerin bugün bir anlamı yok diyerek kendimi motive ediyorum. Bunu kendini kandırmak olarak görenler de olabilir. Eğer bir şey kaçırıyorsam, daha iyi olacak ki olmadı diyorum. Her şeyin bir nedeni vardır. Yaşanmışlıkları bir tecrübe olarak saymak gerekir. Ve hayatıma girmiş herkesin her şeyin bir sebebi var. Farklı devinimler yaratıp, beni ben yaptıklarını hissediyorum. Her gün şükrediyorum; aileme, işime, yuvama.
“KARANTİNA ARINMA DÖNEMİM OLDU”
- Aylardır içinde bulunduğumuz pandemi, birçoklarını hayatlarını yeniden düşünmeye yöneltti. Sizde neler uyandırdı? Karantina süreci özellikle sizin için nasıl geçti?
Karantina sürecinde sete çıkana kadar sadece üç gün dışarı çıktım. Fakat evde olma durumu beni rahatsız etmedi; zaten evcimen biriyimdir. İç dünyama döndükçe bu durumdan keyif almaya bile başladım. Evde kendi konfor alanımı yarattım. Ve günlerimin uzaması için her sabah 06.00’da alarm kurup kalkmaya başladım. İnsanların uyuduğu saatlerde telefonlar gelmeden önce, kitabımı okudum, müziğimi dinledim, bazen de hiçbir şey yapmamanın keyfini yaşadım. Çünkü çok yoğun bir set tempom vardı. Hem fiziken hem psikolojik olarak dinlenmeye de ihtiyacım vardı. Benim için arınma gibi oldu.
- Bu yaz için tatil planı yapıyor musunuz?
Babamı neredeyse bir yıldır görmediğim için yanına gitmeyi planlıyorum. Virüse yakalanmaktan da ziyade taşıyıcı olmaktan, aileme, arkadaşlarıma bulaştırmaktan korkuyorum. O yüzden tatil es geçecek gibi ama es geçen tatil olsun, güzel şeyler bizimle olsun. Önümüzdeki yıl için olsun bütün isteklerimiz. Gerçekten her şeyin başı sağlık. Dilerim son zamanlarda yaşadıklarımız bize bir şeyler katmış olsun. Umarım insanoğlu olarak yaşadıklarımızı unutmayız ve daha güzel günleri konuşabilecek zamanlar olur.
“YILLARDIR GÜNLÜK TUTARIM, ŞİİR YAZARIM”
- İç dünyama döndüm diyorsunuz ya neler var o dünyada? Sizi mutlu eden, yapmaktan keyif aldığınız bilmediğimiz neler var?
Benim için öncelik huzurumun olması. Hayatımda biri varsa ona güvenmeliyim. Yaptığım işe güvenmeliyim. Bir bütün olmalıyım. Mutluluk ufak tefek şeylerden oluşuyor benim için. Yani yaşadığım anlardan. Geriye dönüp mutsuz olduğum zamanlara bakınca onlar aslında bugünlere hazırlamış beni diyorum. Böyle bakmak iyi geliyor. Onun dışında kendi dünyamda pek kimseye göstermediğim şey, yazmayı seviyor oluşum. Şiir yazıyorum, denemelerim de var. Ben kendimi bildim bileli yazarım. Çok uzun yıllardır da günlük tutarım. Dönüp bakarım zaman zaman. Yıllar öncesine dönmek bazen güzel geliyor.
“KENDİMİ ŞAŞIRTACAK BİR ROL ARIYORUM”
- Yeni sezonda ekranda görecek miyiz sizi? Nasıl bir proje sizi etkiler?
Teklifler geliyor, umarım kendimi şaşırtacak bir rolle yeniden ekranda olurum. Şu an çok güzel bir izleyici ve bekleyici kitlemiz oluştu ve onlarla yeniden birbirimize sevgiyle bağlanacağımız yeni işlerde görüşmek için heyecanlıyım. Tabii ki gelen senaryoları değerlendirirken role, bana katacaklarına ve seyirci için içerdiği mesaja hassasiyetle dikkat ediyorum. O açıdan kendi ruhu olan, özgün ve özgür bir yapım arıyorum. Ve farkındalık oluşturmak adına kendi devrimini yapmış ya da bir devrimin parçası olmuş güçlü bir karakter arayışındayım.