08.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ayşim Özgür - Moda - aysim.ozgur@milliyet.com.tr
Beş gün sürecek olan etkinlikte tasarımcı ve markalar; defileler, mini defileler ve sunumlar eşliğinde 2017 ilkbahar - yaz koleksiyonlarını sergileyecekler, defile podyumu 27 metre uzunluğunda olacak.
- Hafta boyunca erkek koleksiyonu tanıtacak markalar arasında MBFWI takviminde yeni bir isim olan perakende devi Kiğılı dikkat çekiyor. Brand Who, Afffair gibi markalar ile genç tasarımcı Can Yunus Çetinkaya da erkek koleksiyonlarını sergileyecek isimlerden.
- Bu sezon Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’a ilk defa katılanlar MİİN, Doğay Can ve Mert Erkan.
- Raşit Bağzıbağlı defilesinde Tülin Şahin, Derya Açıkgöz’ün defilesinde ise Hadise podyuma çıkacak.
Korçan’a kutlama
- Mercedes-Benz, isim sponsorluğunu üstlendiği tüm moda haftalarında olduğu gibi İstanbul’da da son yedi sezondur bir tasarımcıyı belirleyerek, seçilen tasarımcının defilesini sunuyor. Marka bu sezon, İstanbul’da moda haftasının doğmasında büyük emeği olan Bahar Korçan’ın başarılarla dolu kariyerini kutluyor ve tasarımcının “Toz” koleksiyonunu, “Mercedes-Benz celebrates Bahar Korçan” ismiyle sunuyor. Bahar Korçan yazdığı bir şiirden ilham alarak hazırladığı koleksiyonda, yine kendi desenlerini kumaşlara basarak koleksiyonuna yansıtacak. Bahar Korçan dışında, bir süredir MBFWI kapsamında sunum yapmayan, ancak bu sezonla birlikte etkinlik takvimine geri dönen tasarımcılar ise Atıl Kutoğlu, Arzu Kaprol, Dilek Hanif, Gül Ağış, Özlem Süer, Özlem Kaya ve Özgür Masur.
- Koleksiyonunu Zorlu PSM dışında tanıtacak olan tasarımcılar da var. Örneğin Gül Ağış, markası Lug Von Siga ile Agatha Christie’nin İstanbul sevgisinden esinlendiği koleksiyonunu, Agatha Christie’nin İstanbul’da kaldığı Pera Palas’ın tarihi atmosferinde sunacak. Les Benjamins markası ise koleksiyonundan yaratıcı bir ön gösterimi Soho House İstanbul’da sergileyecek.
Beş duyuya da hitap edecek
Uzun bir süre sonra ilk kez Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul takviminde yer alacak olan Dilek Hanif, farklı bir sunum hazırladı
Dilek Hanif savaşçı kadınlardan ilham alarak yaptığı tasarımları görmeye gelenleri etkileyici bir yolculuğa çıkarmaya hazırlanıyor. MBFWI’da farklı bir konsept sunmak istediğini söyleyen Hanif, ilkbahar - yaz 2017 koleksiyonunu, beş duyuya hitap eden, “deneyim” odaklı özel bir gösterimle tanıtacak. Şovu izlemeye gelenleri, koleksiyonun referans noktaları arasında etkileyici bir yolculuğa çıkarmayı hedefleyen tasarımcı, “Defile yapmak beni her zaman heyecanlandırır ama bu defa MBFWI’de bir tür moda enstalasyonu düzenliyoruz. Böyle bir sunum için tabii ki önce bir konsept geliştirme sürecimiz oldu. Fikir hazır olunca çok değerli bir mimarla çalıştık ve hayalimizin gerçeğe dönüşmesi konusunda kendisinden yardım aldık. Ortaya farklı bir içerik çıkınca da defilelerin yapılacağı Zorlu PSM’ye yakın bir yer arayışımız çıktı. Bu noktada da Raffles İstanbul, tam ihtiyacımız olan mekanla bize kapılarını açtı. Şu an tüm hazırlıkların son aşamasındayız” diyor.
Koleksiyonun ilham perileri, geçmişten geleceğe savaşçı kadınlar. Vücudu saran formlar, bakır, altın ve gümüş rengi işlemelerle güç hissinin altını çizmeye çalışan Hanif ve ekibi, krep üzerine tribal işlemeler ve yine işlemelerle güçlendirilen geometrik detayları ustalıkla dikerek düz, net ve minimal kalıplar yaratmış. Yani minimallik önemli bir nokta. Zira tasarımcıya göre koleksiyonun en dikkat çeken özelliği, kullandığı üstün kaliteli kumaşları mümkün olduğunca sade kesimlerde tasarlamış olması. Ana renk olarak karşımıza çıkan siyahın yanı sıra; bordo, petrol yeşili, antrasit, pudra ve inciden oluşan bir renk paleti tercih etmiş.
Üç ayrı konseptten oluşan koleksiyonda, zamansız parçaların yanı sıra Osmanlı’ya atıfta bulunan ve bu dönemden uyarlanan tasarımlara rastlamak da mümkün. “Aslında her parça benim için çok özel ve önemli ama püskül kullanımıyla hareketlendirilen kısa kokteyl elbisesi ve dantel yakalı uzun romantik gece elbisesi, koleksiyonun güçlü mesajlarını ve tasarım kodlarını içeriyor diye düşünüyorum” diyor Hanif.
Başarının sırrı
Dilek Hanif’in defilelerde en çok önemsediği şey, tüm organizasyonun bir saat gibi işlemesi. “Eğer podyumda çok güzel bir akışa imza atmışsak, davetliler sadece bu görkeme tanıklık etmişse, kulisteki hız ve sorunlar kuliste kalmış ve dışarıya hiç yansımamışsa başarılı bir defile yapmışız demektir” diye anlatıyor başarının sırrını.
Elbette kendisi de geçtiğimiz ay boyunca New York, Londra, Milano ve Paris’te düzenlenen moda haftalarını ilgiyle takip etmiş: “Paris Moda Haftası’nda bu sezon çok ilginç bir durum vardı aslında; dört büyük moda evi, yeni kreatif direktörlerinin ilk koleksiyonlarını sundular. Raf Simons’un yerine, 17 yıl Valentino’da Pierepaolo Piccoli ile ortak çalıştıktan sonra Dior’un kreatif direktörü olan Maria Grazia Chiuri, Anthony Vaccarello’lu Saint Laurent, Alber Elbaz’in yerine Bouchra Jarrar’ı gördüğümüz Lanvin ve Pierepaolo Piccoli’nin 17 yıldan sonra ilk defa solo bir koleksiyon hazırladığı Valentino’yu görmek çok heyecan vericiydi. Lanvin’de ise Bouchra Jarrar’ın kendi haute couture çizgisinin izleri belirgindi ama yine de harika siluetler sunduğunu söylemek lazım.”