İşimiz birinden diğerine geçmek

İçimde ve tenimde yine aynı adamın acısı, onca kulüp, hatta onca kaçamaktan sonra, yine dalmışım, şekersiz içtiğim kahvenin içinde karıştırıp duruyorum kaşığı.Geçen zaman, vergi iadesi almayacağım bir sürü fiş ama içimde o duygu, bir geçiş, gidiş, sona doğru hızla ilerleyiş duygusu. Kafelerden kafelere, kulüplerden kulüplere, bir ömür aynı kırgınlıkla geçip gidiyor işte.Arkadaşım, anla artık, nereye gidersen git aslında hep kendi içindesin. Huzuru orada bulursan hayatı taşımak kolay. Bazı günler oluyorum huzurlu, üzülme benim için. Öyle günlerde de evden çıkmıyorum zaten.Ama işte geçen hafta yine hemen her akşam dışarıdaydım.Bir gece Sultanahmette dolaştım uzun uzun. Hatta bir çay bahçesinde, soğukta nargile içtim. Ay, nasıl iyi geldi. Daha sık yapmalıyım bu nargile içme işini.Sonra Beyoğluna gittim Saime ile. Ayhan Işık sokakta Kafemsi diye bir mekan keşfettik. Sahibi Yavuz çok sevindi, masamıza oturdu. Hoş adam, makarna tavsiye etti. Yedik, çok lezzetliydi, onca parmezan tüketiminden sonra tulum peynirli yemek iyi oldu makarnayı.Eminönündeki Hamdiye de gittim bu hafta. Safranlı, nohutlu pilav sundular hemen.Sana bahsetmiştim, Markiz Pasajı açıldı nihayet. Açılış akşamı pasaj bir tramvay gibi tıklım tıklımdı. O kalabalıkta görebildiklerimin listesini veriyorum: Gönül Yazar, Aykut Hamzagil, Decoriumun sahibi Gaye Çevikel, Zeynep Garan, Alev Ciliv, Vural Gökçaylı ve Lal Feray. Müge ile Ali Titiz de oradaydılar. Kızları pasajda Taboo diye bir mağaza açıyormuş.Müjdat Gezenin "İtiraf Ediyorum" adlı oyununun BKMdeki özel gösterimine de gittim geçen hafta.Oradan da iyi bir liste çıktı sana: Savaş Dinçel, Mustafa Alabora, Yonca Ebüzziya, Hakkı Devrim, Uğur Dündar, Müge ve Ercan Canmutlu, Hurşit Güneş, Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu, Sibel Savacı.Çido, bu isimleri niye bu kadar merak ediyorsun?Oyunu sor, açılışlardaki mekan düzenlemelerini sor, değil mi ama!Geleni gideni seyretmekten ben de amaçtan sapmaya başladım.Hayır, bazen hoş bir adam görüyorum, yanına gidip konuşmak, tanışmak iyi olur değil mi? Ama hayır, arkadaşımıza ve bu sütunun okurlarına hizmet için hemen başkasına geçiyorum. "Ne terbiyeli kadın, hemen gözlerini kaçırdı" diyordu adam da.Ama işimiz bu. Birinden diğerine geçmek. Sevgili Çido, aylar sonra, geçen salı yolum Salopete düştü. Hatırlarsan, sana ne çok dedikodu anlatırdım bir dönem oradan. Salopet hâlâ hoş bir mekan, hâlâ iyi kahve veriyorlar. Ama işte yine de daha bir yıl olmadan tüketmişiz oradaki keyfi de, arkadaşlıkları da hatta. Geçmişiz başka mekanlara, kulüplere. Sanmışız ki, yeni yerlerde yeni mutluluklar, yeni sevgililer, hiç olmazsa yeni kaçışlar bekleyecek bizi. Ama o gün Salopette Bebek yokuşunun kış huzurunu seyrederken anladım ki, tebdili mekanda ferahlık olmuyor.