12.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Umut Eroğlu - Teknoloji
Bu konuda Atlantis uygarlığı ve kayıp kıta Mu başta olmak üzere çeşitli mitler tarihin başından bu yana aktarılıyor. Maya ve antik Mısır uygarlıklarının da bilimde ilerlemiş, yıldızları neredeyse bizden iyi tanıyan medeniyetler olduğu biliniyor. Fakat bunların hepsi insan ırkının yani Homo Sapiens türünün ataları. Şimdiyse ilk kez resmi bilim kurumları, milyonlarca yıl önce Dünya’da yaşamış olabileceği tahmin edilen, DNA’sı bizden çok farklı, çok daha zeki ve teknolojisi üstün bir uygarlığın peşine düştü: Silürya ırkı.
‘Silüryen Hipotezi’ adlı, geçtiğimiz ay yayımlanan bir bilimsel makaleye göre Dünya üzerinde, hatta Ay’da ve Mars’ta geçmişte yaşamış ileri medeniyetlerin izlerine rastlamamız olası. NASA’ya bağlı Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü ve Rochester Üniversitesi tarafından yürütülen araştırma, böylesi fantastik bir konuyu bilim dünyasının gündemine alan türünün ilk örneklerinden. Silürya ismi Dünya üzerinde bitkilerin ve hayvanların ilk olarak ortaya çıktığı 400 milyon yıl önceki Silüryen Çağ’dan geliyor. Aynı zamanda ünlü İngiliz bilim kurgu dizisi ‘Doctor Who’daki, kertenkele başlı zeki uygarlığa atıfta bulunuyor.
Fosil değil kimyasal iz
Makaleyi hazırlayan ekipten astro fizik profesörü Adam Frank, NBC’ye verdiği demeçte “Dünya üzerinde teknolojik anlamda ilerleyen ilk ırk acaba gerçekten biz miyiz?” diye soruyor ve devam ediyor: “Endüstriyel toplumumuz sadece 300 yıllık fakat dünya üzerinde yaşam 400 milyon yıldır varlığını sürdürüyor”. Frank’a göre insanlık şu an yok olsa, milyonlarca yıl sonra evrilecek yeni bir uygarlığın bizim izlerimizi bulma olasılığı çok düşük. Aynı şekilde onların izleri de bizim karşımıza nadiren çıkabilir. Öte yandan çağlar öncesinde yaşayan uygarlıkları insan gibi düşünmenin kısıtlayıcı olacağını aktarıyor: “Onların yürümüş olabilecekleri yerlerde kemik fosilleri aramak mantıklı değil. O varlıkların yürüyüp yürümediklerini hatta kemikleri olup olmadığını bile bilmiyoruz.” Bu nedenle fosiller yerine kimyasal izlerin peşinde düşüyorlar. Örneğin 100 milyon yıllık bir jeolojik katmanda rastlanacak olan plastik benzeri uzun ömürlü sentetik moleküller ipucu verebilecek. Ayrıca geçmiş uygarlıkların nükleer savaş başlatmış olma ihtimali düşünülerek radyoaktif serpinti izleri de aranacak. Teknolojik ilerlemenin iklim değişikliğine ve türlerin yok oluşuna neden olduğu bilindiği için bu izler de göz önüne alınacak.
Araştırmanın ilginçleştiği bir başka nokta, Silürya ırkının sürüngenlerden evrilmiş olabileceği. İnsanların maymunlara benzerliği gibi sürüngenlerin aktif olduğu bu dönemde yaşayan zeki varlıkların kertenkele görünümlü insansılar olabileceği düşünülüyor.
Uzay arkeolojisi
Üzerinde yaşadığımız gezegen hakkında hâlâ bilmediğimiz çok şey var. Şimdi işler daha da ilginçleşiyor. Bir gün Dünya tarihinde bizden gelişmiş bir ırkın varlığı keşfedilirse, ortaya büyük bir soru daha çıkacak: Teknolojileri o kadar ilerideyse, gezegen neden onların yok olmasını istemişti?
Geçmişte yaşayan ileri uygarlıkların bizim gibi uzaya açılmış olma ihtimalleri yüksek. Bu olasılık yeni bir kavramı da beraberinde getirdi: Uzay arkeolojisi. NASA’nın dahil olduğu çalışma kapsamında öncelikle Ay yüzeyinde ve gelecekte Mars’ta çağlar öncesinden teknoloji izleri araştırılacak. Güneş sistemindeki belli asteroidler ve kuyruklu yıldızlar da mercek altına alınacak.