29.07.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Yıllar önce rahmetli Kemal Ilıcak bizi Farilya Koyu'na tekne ile götürmüştü. O yıllarda doğru dürüst karayolu bağlantısı yoktu. Tercüman gazetesi çalışanları bir kooperatif kurmuş, Kemal Ilıcak desteklemiş, koyun göbeğine küçük yazlık evler yapılmıştı. Rahmetli gazeteci Erol Dallı'nın evine konuk olduk. Kahve içtik. Daha sonra gazeteci Yavuz Donat kıyıya güzel bir yazlık ev yaptırdı. Farilya ünlendi. Ünlendikçe yapılaştı. Büyüdü. Belediye kuruldu. Ve de günümüzde Farilya'nın adı oldu Gündoğan.Gündoğan Koyu'nun batıya bakan yanı rüzgar ve dalga alır. Doğuya bakan yanı rüzgarsızdır. Denizi sakindir.İşte o sakin kıyıda beş yıldır küçük bir lokanta var. Gündüzleri iskelesinden denize giriliyor. Öğleleri ağaçların altına, akşamları iskelenin üzerine dizilen masalarda balık yeniliyor. Bodrum'un koylarının, köylerinin ve mahallelerinin eski isimlerini acaba neden değiştirdik? Bir türlü anlayamıyorum. Farilya Koyu'na şimdilerde Gündoğan diyorlar. Arkadaşlarımız, Bodrum'un rüzgarlı havalarında buradan denize girmemizi önermişlerdi. Her yıl birkaç defa gideriz. Geleni gideni düzgün kişilerdir. Gün boyu yediğinizin içtiğinizin parasını öder, denize girer, kıyıda güneşlenirsiniz.Bodrum'da deniz kıyısındaki kahvelerin, lokantaların patronları genelde kadınlardır. Çok tekrarlanan anlatıma göre, eski Bodrumlu aileler erkeklere tarım yapılabilecek tarlaları, kızlara da işe yaramayan deniz kıyısındaki arsaları miras bıraktıklarından kıyıların büyük kısmı kadınların mülkiyetine geçmiştir.Farilya kıyısındaki bu küçük kıyı lokantasının adı Galimera, sahibesi de Ülker Yıkılmaz isimli becerikli, çalışkan, sempatik bir Bodrumlu kadındır. Ülker Yıkılmaz ile kardeşine arsa aileden miras kalmış. İki kardeş arsayı ortadan bölmüşler. Yan yana iki küçük binada, ortadan ikiye ayrılmış iskelede, yan yana iki plaj lokantası işletiyorlar. Birinin adı Eylül, öbürünün adı Galimera.Ülker Yıkılmaz'ın kocası Ömer Yıkılmaz, Farilya Koyu'nun, lokantanın bulunduğu kıyısının eski "Galimer mevkii" diye anıldığını, lokanta açarlarken bu eski ismi kullandıklarını söylüyor.Galimera'ya her gün saat 11.00 dolaylarında taze balık geliyor. Balıklar vitrinli buzdolabına istif ediliyor.Gün boyu denize girenler ağaçların altındaki beyaz örtülü masalarda genelde köfte, patates yemeyi tercih ediyor. Taze balıklara dayanamayanlar balık ısmarlıyor. Patronlar genellikle kadın Galimera'nın akşam keyfi başka oluyor. İskelenin üzerine dizilen masalarda mum ışığı altında Ülker Yıkılmaz'ın hazırladığı Bodrum mezeleri ile aşçıbaşı Erzurumlu Mehmet Çelik'in kızarttığı balıklar yeniliyor.Şef Adanalı Önder Kara ile yardımcısı Datçalı Mustafa Bitezli müşterileri memnun etmek için güler yüzle koşuşturuyor.Geçen hafta arkadaşlarla bir masanın etrafına dizildik. Murat Aksakal ve Recep Bayar masamızla ilgilendi. Önce çok lezzetli (buzdolabına girmemiş, ılık) kabak çiçeği dolması, fava yedik. Yumuşacık ahtapot salatasını tattık. Değişik yerel yeşilliklerin zevkini aldık. Bir deniz levreğini paylaştık. Üzerine kıtır kıtır kızartılmış, yağ çekmemiş ikişer tekir yedik. Tatlı olarak cevizli ev baklavası getirdiler. Çayımızı, kahvemizi içtik. Güzel bir gece geçirdik. Bu tür yerlerde mutfağın temizliği, çalışanların temizliği, masaların örtüsünün, tabağın çatalın temizliği öncelikle önem taşır. Galimera tertemiz bir lokanta.Gün boyu, köfte salata ile karın doyuranlar 12-15 YTL ödeme yapıyor. Akşamları içki hariç ortalama ödeme kişi başına 25-30 YTL dolayında oluyor. Tertemiz bir lokanta