CumartesiGay’ler hangi şarkıcıları sever?

Gay’ler hangi şarkıcıları sever?

14.09.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gay’ler hangi şarkıcıları sever?

Gay’ler hangi şarkıcıları sever





Eşcinsel Erkekler-25 Tanıklık" adlı kitap eşcinsellerin dünyasının pek çok ayrıntısını ortaya koyuyor. Bir TV kanalında program editörlüğü yapan Murat Hocaoğlu, bu ilk kitabını 25 eşcinsel erkekle yüz yüze görüşerek ya da internet üzerinden haberleşerek hazırladı.
Metis Yayınları’nın Siyahbeyaz serisinden yayımlanan kitapta, eşcinsellerin aşkları, evlilikleri, iş ve arkadaş yaşamları, devletle ilişkileri, uğradıkları hakaretler, saldırılar ve eşcinsel cinayetleri anlatılıyor.
İlgi çeken bölümlerden biri de uzun yıllardır müzik ve gösteri dünyasının çeşitli aşamalarında çalışmış Orhan isimli eşcinselin anlattıkları. Hem sahnede hem kaset çalışmalarında Nükhet Duru’dan Nazan Öncel’e, Ahmet Kaya’dan Cem Karaca’ya pek çok sanatçıya vokal; Nazan Öncel, Ajda Pekkan ve Ayşegül Aldinç’e de menajerlik yaptığını söyleyen Orhan eşcinsellerin eğlence yaşamı ve hayranlık duydukları starlarla ilgili şöyle konuşuyor.
Eşcinseller kendilerini ifade etmek isterken bir örnek belirliyor. Bu genellikle olmak istedikleri bir kadın oluyor.
Türkiye’de Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Seyyal Taner olabiliyor. İngiltere’de Shirley Bassey, İtalya’da Mina olmuştur. Yani kadın olsalar öyle olmak isterlermiş. Hayatları boyunca da büyük etki yaratabiliyor bu starlar.
Fizik olarak hangi eşcinselin hangi sanatçıdan hoşlanabileceğini aşağı yukarı kestirebiliyorsunuz. Sezen Aksu sevmek bir kategoridir. Bülent Ersoy’u sevenleri ayırt edebiliyorsunuz: Daha çok travesti görünümlü eşcinseller. Daha modern eşcinseller ise Ajda Pekkan çizgisinde gidenler. Daha vamp olmaya özenenler bir dönem Seyyal Taner’in peşindeydiler.
(Ajda Pekkan’ın) gerçek bir gay’liği var. Eşcinsellerin, kadın olsalar olmak istedikleri formatta. Çok güzel, giydiğini yakıştıran, şık bir kadın. Kemik yapısı itibarıyla herkesin bakmaktan çok hoşlanacağı bir kadın. Eşcinseller de bakılmaktan hoşlanır. İyi yaşamaktan, modern olmaktan, bulundukları ortamda star olmaktan hoşlanırlar ve onu Ajda’da görüyorlar.
Sezen Aksu’nun marjinal tavrı gay’lere cazip geliyor. (...) Sezen Aksu, Ajda’dan daha çok gay gibi düşünen bir kadındır. Yani onlar kadar marjinal olabilen ve onlar gibi uçlarda yaşayabilen; aşkları, yaşam biçimi, tutkuları, yaratıcılığıyla gay’lere örnek olmuş bir kişidir.
Seyyal Taner de enerji dolu siyah kadın. Boyu uzun, siyah, uzun saçlı, esmer, çılgın kıyafetler giyebilen, dar pantolon, file çorap, alakasız şeyleri yakıştırabilen, yani hayata karşı kurgulanmış bir duruş. Yine gay’lerin çok hoşlanacağı ve alıntılar yapabileceği biri.
O da tam bir gay figürü ve imajı.
Eşcinsellerde Kadir İnanır hayranlığı var. Beraber olmak adına, hayranlık duyulan ve albümü alınan genç erkek starlar da olabilir ama hiçbir zaman Ajda’ya duyulduğu gibi bütün dönemleri kapsayan bir şey değil bu.

Kitapta, Yeşil hareketin Türkiye öncülerinden İbrahim Eren (52), Murat Hocaoğlu’na şöyle konuşuyor:
Bizim dönemimizde (...) Zeki Müren’den çok bahsedilirdi. Kuvvetle tiksindiğimiz tarzdı. Onun örnek verilmesi beni eşcinsellikten soğutmuştu. Belki o çağlarda daha kolay tavır alabilecekken, sırf o örnek verildiğinden açıklamamı geciktirdi. Yani kaypak bir şey, kadın mı erkek mi, ne olduğu belli olmayan, durmadan yalanlar söyleyen, kırıta kırıta "Ben şu kadar kadını becerdim" diyebilen, boyalar içinde, çelişkili, herkes ne olduğunu biliyor da sanki o bilmiyor gibi, numaralar içinde bir "Şeyödi.

Tarkan aslında bugünkü eşcinseli açıklıyor. Bizim dönemimizde örnek alınacak bir gay yoktu. Örnek alınacak gay’ler Zeki Müren ve Bülent Ersoy’du. Tarkan bir gay’in nasıl olabileceğini de gösteriyor. Gay olsun ya da olmasın, kıyafetini taşımasını biliyor ve erkeksi imajı içinde kalabiliyor. Bir gay’in illa da Bülent Ersoy gibi kadınsı hareketler içinde olması gerekmiyor.