06.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
SEYHAN AKINCI / seyhan.akinci@milliyet.com.tr.
Tiyatrocu Ferhan Şensoy ve Derya Baykal’ın kızları Derya Şensoy, çocukluğundan beri göz önünde olan isimlerden... Amerika’da illüstrasyon eğitimi alan Şensoy, anne ve babası gibi oyunculuğu seçenlerden. Genç oyuncu, tanınan, saygı duyulan bir ailenin üyesi olmanın sorumluluğunu üzerinde hep hissetmiş. Ekrandaki parlamasını “Doksanlar” dizisiyle yapan Şensoy, altıncı sinema filminde rol aldı. Bütün projelerini ailesiyle değerlendirerek hayata geçirdiğini söyleyen oyuncuyla, hayata dair konuştuk.
- “Sorma Neden” altıncı filminiz. Oyunculuk giderek daha iddialı olduğunuz bir alan haline mi geliyor?
Yaptığım hiçbir işi ciddiye almadan yapabilen bir insan değilim. Tabii ki annemin ve babamın mesleği olması sebebiyle oyunculuğa çok saygı duyuyorum ve ciddiye alıyorum. 5 senedir tiyatro yapıyorum, kendi oyunumuzu yazdık, müzikal yaptık, dizide oynuyorum. İddia büyük bir kelime ama severek yapıyorum.
- Teklifleri değerlendirirken anne ve babanıza danışıyor musunuz?
Biz her şeyi konuşan bir aileyiz. Ben bir filmde oynadım ve babamın bundan haberi yoktu gibi bir durum olmuyor elbette. Senaryo geliyor babamla, annemle konuşuyorum.Yönetmen ağabeyim ile konuşuyorum. Ablamla konuşuyorum. Sürekli her şeyi tartışıp konuşup karar veren bir aileyiz. Birbirimize her şeyi danışırız.
- Birlikte oynamak istediğiniz özel bir oyun ya da rol var mı?
Annemle anne kızı oynadım. Gergin bir şey ailenle oynamak. Annem çok gerildi mesela benimle oynarken. Bir şey söylüyorum ağzını oynatıyor. O da ezberlemiş repliklerimi. “Anne, yapma” diyorum. Yönetmenimiz Murat Şeker “Derya Hanım şu anda sizi çekmiyoruz” diyor annem “Olsun ben onun için gerildim” diyor. Annem orada annelik rolünü bırakamadı. Ferhan’la “Operadaki Hayalet”i oynarken de benzer şeyleri yaşadım. Mesela, bir şeyi unutuyor veya bir aksilik oluyor. Birbirimizin gözündeki endişeyi görüyoruz. Hem kendini hem de onu düşünmek durumunda kalıyorsun, zor bir durum. Yine de oynamak isterim tabii ki.
- Başarılı ebeveynlerin çocuğu olarak büyümek baskı yarattı mı?
Önemli bir sorumluluk tabii ki ama bunu seçerek hayata gelmedim. Seçebilecek olsaydım da yine aynı anne babanın kızı olmak isterdim. Çok gurur duyduğum, işlerine ve başarılarına hayran olduğum iki insan. Aynı mesleği seçmiş olmakla alakalı zorluklar yaşıyorsunuz, “Bu mu yani Ferhan Şensoy’un kızı?” gibi yorumlara maruz kalabiliyorsunuz. Babam mesleğe 50 senesini vermiş, annem de aynı şekilde... Ben çok yeniyim, onlar kadar iyi olamam. Büyük ihtimal ömrüm boyunca da onlar kadar iyi olamayacağım. Çok özel iki insandan bahsediyoruz. Öyle bir çabayla da yapmıyorum bu işi. Ben kendi yapabildiğimin en iyisini yapmak adına yapıyorum. Bu yüzden ben bunu bir yük olarak hissetmiyorum. Bir sürü yorum yapan insan oluyor ama bir şeylere kulağını tıkamayı öğreniyorsun. Çok da önemli değil herkesin ne düşündüğü.
“Güzel bir aşığım”
- “Sorma Neden”de düğün telaşı içinde olan Yağmur’u canlandırdınız, diğer taraftan da ablanız yakın zamanda evlendi...
Düğün telaşı zormuş, filmdeki gibi değilmiş. Ben ablamla beraber bu süreci onun için heyecanlanarak başından sonuna kadar yaşadım. Filmlerde giydiğim beşinci gelinlik oldu. Ama filmlerdeki süreçle gerçek hayattaki heyecan aynı olmuyormuş. Güzel bir süreçti, mutlu olsunlar ama ben almayayım alana da mani olmayayım. (gülüyor)
- Sizin evlilikle ilgili fikrinizi öğrenebilir miyiz?
Hayatımda hiçbir şeye çok sıcak ya da uzak değilim. Büyük konuşmayı seven bir insan da değilim. Güzel bir aşığım yani çok uçlarda yaşamıyorum hiçbir şeyi. Şöyle bir insan değilim; hayatta evlenmem ya da yarın evleneceğim, ilişkide şöyle olur böyle olur ben bunu asla yapmam gibi cümleler kuran biri değilim. Hayat bu, herkesin başına her an her şey gelebilir.
- Bu sezon sizi ekranda görecek miyiz?
Görüştüğümüz işler var. Ancak karar verirken birçok etken dolayısıyla tıkandığımız bir dönemdeyiz. İnternet dizileri var artık hayatımızda. Her an her şeye ulaşabiliyoruz. Bütün bunları o kadar hızlı tüketiyoruz ki izlediğimiz hiçbir şey bize yeterli gelmiyor. Bizim emek verdiğimiz bir sahneyi bir saniyede değiştirebiliyor insanlar. Biz de izlerken aynı şeyi yapıyoruz hatta. Sektör artık kimsenin, “Yıllık planım şu” diyebileceği bir noktada değil.
“Obsesif bir yanım var”
- Amerika’da illüstrasyon eğitimi aldınız ve “Deryasal Takıntılar” adlı bir takı koleksiyonu hazırladınız. Yakın zamanda sizden yeni bir şey görecek miyiz?
Takı hastalığım var, ilkokulda taktığım çilekli küpelerim evde duruyor atamıyorum. Bir alışveriş sitesi için takı yapıyordum, o zaman dedim ki “Ben oyuncaktan takı yapacağım.” Satmaz dediler. Ben alır takarım, ben takarsam da herkes takar diye düşündüm. Onlar da çok şaşırdılar Deryasal Takıntılar’ın sevilmesine. İnsanlar bir ara elinde taşlı arabalarla, legolarla falan geziyordu. Güzel bir maceraydı ama biraz obsesif bir yanım var. Bunları aşarsam belki bir gün yeni şeyler yapabilirim.
- Amerika’dan dönüş kararını nasıl verdiniz?
Ülkemi çok seviyorum, İstanbul’da yaşamayı seviyorum. Eğer ailesine, arkadaşlarına bağlı bir insansanız çok yalnız bir hayat; o kadar büyük bir yalnızlığı seçip seçmek istemediğime karar vermek durumundaydım ve seçemedim. Burada ailemle geçireceğim yıllar çok kıymetli ama yurt dışı orada duruyor.
- Çizimlerinizi “insanlar yaşadıklarımı anlayacak” gibi naif bir kaygıyla sergilemekten çok hoşlanmadığınızı söylemişsiniz…
Telefonla konuşurken de bir şey karalayan insanlardanım. Geriye dönüp baktığımda o anları hatırlıyorum ve böyle sokağın ortasında çıplak kalmışım gibi geliyor. İnsanlar ona baktığı zaman anlayacakmış, sanki duygularımı çok açık etmişim gibi bir hisse kapılıyorum.
“Astrolojiye merak sardım”
- Tarzınız da çok beğeniliyor...
Benim çok umurumda değil ne giydiğim, ne yaptığım. Evet, bir kadın olarak kendime bakıyorum onun için de elimden gelen her şeyi yapıyorum ama mesela evden çıkarken bir kadının hazırlanma süreci vardır ya benim için o 15 dakikayı geçemez. Düğüne gidiyorsam da 15 dakika bakkala gidiyorsam da... Rahat giyinmeyi seven bir insanım. Rahat ettiğim zaman mutlu oluyorum.
- Nelerle ilgilisiniz?
Hep bir şey öğrenme ve merak etme halim var. Astrolog bir arkadaşım var. Onunla konuşmalarımızın ardından bir gün “Bu okunarak öğrenilen bir şey değil mi? Ben de okusam öğrenemez miyim?” diye sordum, astrolojiye merak sardım. Bu sene yıldız haritası okumayı öğrendim, astroloji öğrendim. Bunun dışında gitmediğim yerlere gitmeyi, ortalıkta olmamayı seviyorum.