17.05.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bunun şöyle iyi bir yanı var tabii: "Rahmetli Kemal Sunal günlük hayatta çok ciddi bir adammış" tipi hayal kırıklıkları yaşatmıyor. Ümit Besen, Ümit Besen işte! "Nikah Masası"nı, "Tahta Masa"yı, "Vururum Seni"yi söyleyen, dinleyenin uzaklara dalmasını sağlayan adam. "I Love You"yu söyleyen adam değil yani. Fantezi müziğin (ya da kendi tercihi olarak "romantik müziğin") ilk temsilcilerinden, duygusal şarkıların üstadı Ümit Besenle konuşurken insanın içinden "Neyiniz var? Canınız sıkkın gibi" demek geliyor. Bir kere çok sigara içiyor. Nadir gülen, cümlelerin arasına uzun esler veren, hüzünlü bir tarza sahip. "O Gece" albümünüzde yeni ve eski şarkıları art arda dinlerken çizginizi asla değiştirmediğiniz fark ediliyor. Tipiniz bile hep aynı. Neden kendinizde herhangi bir değişiklik yapmadınız bugüne kadar? Belirli bir yapım var, böyle tanınmışım. Çok duygusal bir insanım. Doğru dürüst film bile seyredemem. En ufak bir fedakarlık sahnesinde, aşk sahnesinde gözyaşlarım akar. O yüzden kimse görmesin diye sinemada ışıklar sönmeden çıkmaya çalışırım hep. Şarkılar da hissedilerek yazılıyor tabii. Değişmenizi öneren olmadı mı? Mesela "I Love You" şarkısını şirketin ısrarıyla okumuştum ve klasik dinleyicilerimden tepki almıştım. İlk long playimden önce de plak şirketi sahibi Fahrettin Uyanık "Bıyığın var, albümün tutmaz. Ne bu böyle uzatmalı çavuş gibi, kes onları" demişti, kabul etmemiştim. O long play 100 bin satınca "Senin bıyıkların sırmaymış, başçavuş değil albaymışsın" demişti. Bıyıklarınıza fön çektiğiniz, taradığınız söyleniyor, doğru mu? Yok, hiç kuaföre gidip kendimi hazırlatmadım bugüne kadar. Saçımı bile şöyle ellerimle bir tararım, hepsi o. Yeni şarkılarınızda da yine evlilik ve nişanlılıkla ilgili sözler var. Aşklar devam ederse ya bir nişan yüzüğüne ya da nikah masasına gidiyor. Bu bir çeşit sınır gibi. "Nikah Masası" mesela, sizin başınızdan geçen bir hikaye miydi? Yaşadığım şeylerle bağlantısı olabilir. Ayrıca "Islak Mendil" filminde o şarkıdaki gibi bir sahne vardı. Ondan etkilenip 20 dakikada yazmıştım. Ben yaşadığım şeyleri herkese hitap edecek hale getirerek şarkı yaparım. Kimler dinliyor sizi? Bir gecekonduda da benim kasedim oluyor, Bebekte bir villada da. Mesela kızlarımdan biliyorum, metalci arkadaşları beni dinliyormuş. Rock şarkıcısı Sarp da "Nikah Masası"nı söylemişti. Evet, benim hoşuma gitti ama dinleyicilerim beni çok eleştirdi, "Abi nasıl verirsin!" diye. Devlet Bahçeli çekilince duygulanıp şiir yazdım 1980lerde sizle birlikte meşhur olan Nejat Alp, Arif Susam, Cengiz Kurtoğlu gibi isimlerle dost musunuz? Aranızda sıkı bir rekabet vardı. O arkadaşlarımı rakip olarak düşünemem çünkü ben onlardan şöhret olarak eskiyim. Üstelik ben beste yapan, üreten birisiyim. Ama dostluğumuz vardır elbette. Uzun süredir Tarabyada çıkmıyorsunuz. Benim ilk geldiğim Tarabya değil. Dükkanlar tarz değiştirdi, müşteriler ve sahneye çıkanlar da değişti. Devran Çağlar geldi, Güllü geldi, Azer Bülbül geldi. Küçümsediğim için söylemiyorum ama onların yeri değildi Tarabya. Onların müşterisi yer bulamayınca bana gelmeye başladı, benden onların şarkılarını istediler. Kendimden bu kadar ödün veremezdim. Ben de "Beni seven bana gelir" diyerek başka mekanlara gittim. Vakko nerede mağaza açarsa açsın Vakkodur. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli görevden ayrılacağını açıklayınca neden ona şiir yazdınız? O da beni duygulandırdı. Hemşehrimin (Osmaniye) dürüstlüğü, çekilmesi, vefasızlığa uğraması beni ağlattı. Siyasi görüşünüz yakın mıdır MHPye? Doğru olan her şeye, Türklüğe yakışan anane ve biçime yakındır. Milli hislerim kabarıktır. Ama önce sanatçıyım, halkın malıyım. Hiçbir partiye ait değilim.