Cumartesi“Ailem kendimi bulduğum bir durak”

“Ailem kendimi bulduğum bir durak”

21.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Popüler dizi “Shameless”tan uyarlanan “Bizim Hikaye” dizisinin başrol oyuncularından Burak Deniz’le buluştuk. Genç oyuncu aileyi “Tanıdık, güvenli kendimi bulduğum bir durak” sözüyle tanımlıyor

“Ailem kendimi bulduğum bir durak”

Tatlı Küçük Yalancılar” ve sonrasında “Aşk Laftan Anlamaz” dizileriyle yıldızı iyice parladı Burak Deniz’in. Şimdi Fox’ta yayınlanan “Bizim Hikaye” dizisinde Barış rolünde izliyoruz onu. Boş olduğu ilk fırsatta tiyatroyu deneyimleyemek istediğini söylüyor. Zaman bulduğunda grafik tasarım üzerine çalışmalar yapmak ve bir enstrüman çalmayı öğrenmek istiyor. Deniz’le buluştuk; “Bizim Hikaye”den ilk sinema filmi “Arada”ya, hayallerinden kız arkadaşı Büşra Develi’ye kadar birçok konuyu konuştuğumuz samimi bir röportaj çıktı ortaya...

Haberin Devamı

“Bizim Hikaye” bir aile hikayesi. Kalabalık bir ailede büyümüşsünüz. Size ne ifade ediyor aile?

Benim için aile, yuva anlamına geliyor. Gün içinde gittiğin yerler, yaptığın iş, tanıştığın insanlar, güldüğün, üzüldüğün anlar hepsinin toplamında bir hayat ya bu; aile bunların hepsinin dışında bence. Aileye döndüğünde orada sakinleşebildiğine inanıyorum. Aile benim için bir mola noktası. Tanıdık, güvenli, kendimi bulduğum bir durak.

Nasıl yorumlar aldınız dizi için?

Çok güzel yorumlar geliyor. Çünkü sadece Hazal (Kaya) ve Burak işi ya da bir baba-kız hikayesi değil. Gerçekten bizim hikayemiz var ortada ve onu sunuyoruz insanlara.

“Shameless”ın uyarlaması olması üzerine eleştirel yorumlar da oldu. Siz ne düşünüyorsunuz?

Haberin Devamı

Eleştirinin anlamına dikkat etmek gerekiyor, eleştirmek ve kötülemek farklı şeyler. Sadece çıkış noktamız “Shameless”. “Shameless”ta sorunlu, alkolik bir baba var. Orada da durumlar trajikomik, çok arabesk değil. Burada da öyle. Bir aşk var yine. Türkiye’de belirli bir kültüre sahibiz. “Shameless”da eşcinsel bir rol var ama Türkiye’de nasıl olacak? Hazal bu konuda çok güzel bir röportaj vermiş. Eşcinsellik bizde sadece bir komedi unsuru olarak yer alıyor, bu çok rahatsız edici bir şey. Seyircinin yabancı dizi izlerkenki algısıyla Türk dizisi izlerkenki algısı farklı. Orada rahatsız olmuyor ama Türk dizisinde olsa rahatsız olacak. Eşcinsellik izlemeye seyirci olarak sen hazır değilken bizim böyle yapmamız yargılanmamalı diye düşünüyorum.

“Sen işi seçmiyorsun,iş seni seçiyor”

Kötü karakter canlandırmak istiyormuşsunuz… Olsa da oynasam dediğiniz roller var mı?

Daha açık bir yelpazesi var kötü karakterin, o yüzden istiyorum. Dizide sevilmeyecek bir karakteri sevdirmek, onunla uğraşmak istiyorum. O zorluk beni cezbediyor.

Mesleki anlamda kendinize koyduğunuz hedefler var mı?

Elimden geldiğince doğru projelerde yer almaya, yaptığım işi en iyi şekilde çıkarmaya çalışıyorum. “Şöyle bir yerde olmalıyım, şuraya varmalıyım” gibi bir durumum yok. Ki bana soracak olursan işi sen seçmiyorsun, iş seni seçiyor; bir şekilde sana geliyor. Kısmet kısmına inanıyorum kesinlikle.

Haberin Devamı

İlk sinema filminiz “Arada” çekildi. Punk’çı bir genci canlandırıyorsunuz. Şarkı da söylemişsiniz film için...

Mu Tunç yönetti filmi. Bu coğrafyada yapılmamış türde bir iş olması beni heyecanlandırdı. Geçtiği dönemi çok güzel yansıtıyor. Hayatımda ilk defa şarkı söylemek için sahneye çıktım. Kendi kendime evde söylediğim şarkılar haricinde bir deneyimim yoktu. Bana sahnede eşlik eden 16-17 yaşında çocuklardan oluşan bir ekip vardı; inanılmaz havaya soktular beni. O konser sahnesi benim için unutulmazdır. “Keşke gerçekten böyle bir yeteneğim olsa” da dedim yani... Çok keyifliymiş.

“Meditasyon çok işime yarıyor”

Dinlenmek, rahatlamak için neler yapıyorsunuz ?

Benim için tatil dediğin, deniz ve kumdan ziyade her zaman yeşillik olmuştur. Doğa içinde ya da kamp gibi... Doğa içinde tek kalabildiğim anlar beni rahatlatıyor. Geçtiğimiz günlerde bir çekim için altı farklı karakteri canlandırdım. Altı farklı hale girmek bile bir meseleyken iş gereği başka biri oluyorsun, sürekli bölünüyorsun. Sabah 7.30’da ağlaman, çok kötü bir halde olman gerekiyor mesela. Duygusal olarak yorucu bir iş. O yüzden bunu stabilize etmek lazım ruhu dengelemek için. Daha çok meditasyon yapmaya çalışıyorum. O çok işime yarıyor, ilerletmek de istiyorum. “Ben neydim ya?”yı hatırlamak önemli. İzmitliyim, oradan arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Onlar da beni çok tanıdığım bir noktaya getiriyor.

Haberin Devamı

Buz hokeyiyle ilgilenmişsiniz bir dönem. Sporla aranız nasıl?

Boş zamanımın çoğunu spor yaparak geçiriyorum. Koşuyorum, yüzüyorum, bisiklet sürüyorum… Yakın zamanda capoeira’ya başlayacağım. Dövüş sanatından ziyade vücut gücünü tanımaya yönelik çalışmalar yapacağım. Motorsiklet çok keyif veriyor. Çünkü çok dikkatli olman, odaklanmak gerekiyor. O da çok zihnimi durduran bir hadise.

“Büşra’yla olduğum için çok mutluyum”

Büşra Develi’yle ikinci kez sinema filminde aynı projedesiniz. Kız arkadaşınızla birlikte çalışmak nasıl?

Büşra’yla çok profesyonel davranıyoruz. Sete girdiğimiz an birliktelik durumu söz konusu olmuyor. İşe yansıyan bir durum olmadı, gayet rahattı. Benim için herhangi biriyle oynamak gibiydi Büşra’yla oynamak. Benim takıldığım noktalarda o beni yüreklendiriyordu ya da ben ona “Şöyle yap, böyle yap” diyordum. O şekilde birbirimize yardım ettiğimiz noktalar oldu tabii ki.

Haberin Devamı

Aşk sizi nasıl birine dönüştürüyor? Beğenilen, takip edilen genç çiftlerdensiniz...

Beni çok rahatlatan bir şey. Büşra beni her anlamda çok motive eden biri. Yaptığımız iş ortak, konuşacak şey de bitmiyor o yüzden. Benim için çok iyi bir hayat arkadaşı, onunla olduğum için çok mutluyum. Güzel bir birlikteliğim var. Büşra başarılı bir kadın. Bizi takip eden insanların da gözünden kaçmıyor. İşte de yakıştırıyorlar ki ortak projeler geliyor.