23.11.2021 - 10:25 | Son Güncellenme:
Günlerden bir gün babaları bir iş için şehre gitmek zorunda kalmış. Annesi de onu uğurlamak için kasabaya gitmiş. Beş kardeş ilk defa evde tek başlarına kalıyormuş.
Bu, beş kardeş çok tatlı ve zekiymiş ama bir o kadar da yaramazmış. Annelerinin yokluğunu fırsat bilerek mutfağa girmişler ve o çok sevdikleri kurabiyelerden yapmaya başlamışlar. Unu almaya çalışırken kavanozu kırıp, unları yerlere saçmışlar. Yumurtaları kıralım derken yumurtaları yerlere düşürmüşler. Sıvı yağ ellerinden düşüp halıya saçılmış.
Sonra üşümeye başlayınca sobayı yakmaya çalışmışlar. Odunları taşırken kapının kolunu kırmışlar. Sobanın küllerini dört bir yana dökmüşler. Sabah annelerini düzenli bir şekilde bıraktığı ev darmadağın bir harabeye dönmüş. Bu kadar dağınıklığı başaran beş kardeş haliyle yorgun düşmüş ve uyuyakalmış.
Babalarını kasabaya uğurlayan anneleri eve döndüğünde şaşkınlıktan ağzı açık kalmış. Evini ilk defa bu halde görüyormuş. Önce toplamayı düşünmüş ama ayıcıklara bir ders vermek istemiş.
Yavaş yavaş uyanan ayıcıklar annelerini görünce özür dilemeye ve utanmaya başlamışlar ama anneleri sandıkları gibi kızgın değilmiş üstelik bırakın evi toplamayı o da dağıtıyormuş. Oturacak yer kalmamış, yiyecek yemek bulamamışlar çünkü evde göz gözü görmüyormuş.
Ayıcıklar yavaş yavaş dağınıklığın ve düzensizliğin çok kötü bir şey olduğunu anlamış. İki tanesi mutfağa girmiş ve bulaşıkları yıkamış ve yerleri temizlemiş. Diğer ikisi salondaki pislikleri temizlemiş. Diğer ayıcık da kapının kolunu tamir edip, odunları dışarı çıkarmış. Anneleri hatalarını anladıkları için onları affetmiş ve onlara çok güzel kurabiyelerinden yapmış.