Cadde'Yıllar sonra buluşmak hediye gibi oldu'

'Yıllar sonra buluşmak hediye gibi oldu'

31.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

‘Aşkın Tarifi’ dizisinin sevilen ikilisi Yasemin Baştan ve Cem Davran, 20 yıl sonra aynı projede buluşmanın mutluluğunu yaşıyor. Davran “Hediye gibi oldu” derken, Baştan “Cem ile çalışmanın tatlı bir hafifliği ve kolaylığı vardır” dedi

Yıllar sonra buluşmak hediye gibi oldu

Usta oyuncular Yasemin Baştan ve Cem Davran, Kanal D’nin sevilen dizisi ‘Aşkın Tarifi’nde Sultan ve Hazım karakterleriyle izleyici karşısına çıkıyor... “Biz de seyircilerimiz gibi merak içinde bekleyeceğiz, gençlerin formülüyle ‘SulHaz’ etiketi yaşamda nasıl bir karşılık bulacak acaba?” diyen oyuncularla, projenin başarısını, dostluklarını ve sanal dünyayı konuştuk.

Haberin Devamı

- ‘Aşkın Tarifi’ yaz döneminin sevilen işlerinden oldu. Siz seyirciden nasıl yorumlar alıyorsunuz?

Cem Davran: “Özlediğimiz lezzetleri barındıran sıcacık bir hikaye”; özetle bu kıvamda yorumlar geliyor. Yaz döneminin sevilen işi olması elbette heyecan verici. Toplumumuzun ‘Aşkın Tarifi’ masalındaki kokuya, dokuya ihtiyacı olduğunu da düşünüyorum. Dilerim yaz heyecanı diğer mevsimlere de sirayet eder.
Yasemin Baştan: Aldığımız bütün tepkiler çok olumlu. Samimi ve özenli bir proje olduğu konusundaki yorumlar hepimizi çok mutlu ediyor. Seyircimize teşekkür ederiz.

- Sette nasıl bir ortam var?

C.D.: Neredeyse bizim mesleğin klişesi oldu şu sorunun cevabı ama sahiden tadından yenmez bir set ortamındayız. Saygısı, sevgisi, çalışma disiplini ve üretime yönelik heyecanıyla, nazar değmesin kıvamındayız.
Y.B.: Dizilerin sürelerinin uzunluğu hepimize zorlu ve hızlı bir çalışma temposu yüklemesine rağmen sıcak bir ortamımız var.

Haberin Devamı

- Birlikte sahneleriniz de sosyal medyada ilgi gördü. Daha önceden tanışıyor muydunuz, aranızdaki uyum için ne diyeceksiniz?

C.D.: Yaseminciğim ile 20 yıl önce yine Kanal D’de ekrana gelen ‘Aşk Meydan Savaşı’ dizisinde çalışmıştık. Onca yıl sonra olgunluk zamanlarımızda hediye gibi bir şey oldu bize Sultan ve Hazım’ın cümlesinde buluşmak. Aradaki zamanda kişisel iletişimimiz hep oldu, birbirimizin hikayesine mümkün olduğu kadar yakın durduk zaten, lakin bir de karşılıklı oynamak var ya; samimi söylüyorum enfes bir şey. Hiç abartısız bana göre jenerasyonunun en yetenekli aktrislerinden biri Yasemin. Şimdi hayat bize yıllar sonra “Haydi buyurun birlikte şarkı söyleyin” dedi, iddia ediyorum dinleyin, tek detone bulamazsınız. Özellikle sosyal medyanın sahnelerimize ilgi göstermesi de umut verici çünkü Sultan ve Hazım devasa bir masumiyetin temsilcileri.
Y.B.: Cem çok severek ve zevkle çalıştığım nefis bir oyuncudur. Onunla çalışmanın tatlı bir hafifliği ve kolaylığı vardır. Şanslıyım. Diğer arkadaşlarımın hiçbiriyle daha önce aynı projede bulunmamış olsam da çok güzel bir uyum yakaladık. İyi ki yollarımız kesişmiş, hepsini tanıdığım ve çalışıyor olduğum için mutluyum.

Haberin Devamı

- Hazım ve Sultan’ı yeni bölümlerde neler bekliyor, biraz tüyo verebilir misiniz?

C.D.: Tüyo ya da spoiler vermeye gerek yok esasen. Hazım ve Sultan kendi menkıbelerini yaşayacaklar elbette. İki yetişkinin, iki yaralı karakterin masalı da diğer masallar gibi umuda koşmaya çalışacak ama kim bilir bu koşuda kimin canı ne kadar acıyacak? Biz de seyircilerimiz gibi merak içinde bekleyeceğiz, gençlerin formülüyle ‘SulHaz’ etiketi yaşamda nasıl bir karşılık bulacak?
Y.B.: Hazım ve Sultan’ın hikayesi hayatın kendisi gibi, tüyosu olmaz (gülüyor). Her an her şey olabilir.

- Aşkı siz nasıl tarif edersiniz?

C.D.: Geçen gün bir AVM’de gazeteci kardeşler yolumuzu kesti, onlar da aynı soruyu sordu. Yanımda eşim vardı, onu gösterdim sadece. Aşk yoldur, yolculuktur diyeyim...
Y.B.: Bana göre aşk mecazi aşkın doygunluğa ulaşıp, ilahi aşka kavuşmasıdır.

- Dizideki genç oyuncuların performanslarını nasıl buluyorsunuz?

Haberin Devamı

C.D.: Çok başarılı buluyorum. Hem çok zeki hem de çok yetenekliler. Benim terazim bunlarla yetinmez. İstisnasız hepsi oyunculuk geleneğine, raconuna müthiş saygılılar, işte bu neredeyse en kıymetlisi. Radarım, sonarım açık ilgiyle izliyorum ve çok şey öğreniyorum onlardan.
Y.B.: Genç oyuncu arkadaşlarımız konusunda şanslıyız. Hepsi çok akıllı ve yetenekli, her birini gururla izliyorum.

Yıllar sonra buluşmak hediye gibi oldu
‘Bir oyuncuyu iyi yapan takipçi sayısı değildir’

- Oyunculuktaki yeni kriterin takipçisi sayısı olduğu haberleri çıktı, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

C.D.: Gençlere haksızlık, sevgisizlik ve saygısızlık olur ki sanmıyorum söylendiği kadar yaygın bir tavır olduğunu. Mesela bizim işimizde bütün oyuncu seçimlerinin nasıl akademik, oyunculuk mesleğine yakışır yöntemlerle yapıldığını gözlerimle gördüm ve içim umut doldu. Bu yüzden bütün bir sektöre aynı şekilde haksızlık yapmamak gerek.
Y.B.: Bir oyuncuyu iyi oyuncu yapan takipçi sayısı değildir elbet. Ve böyle bir gerçek olduğu sürece takipçi sayısına itibar edilmesinin bir önemi de yok.

Haberin Devamı

- İnsanların sanal dünyada yaşaması ne kadar sağlıklı?

C.D.: Yeni bir dünya düzeni var ve kaçınılmaz bir yanı da bu... Konunun uzmanı değilim ama hayat pratiğimden birkaç söz söyleyebilirim sadece. Mesafe ve denge; bunlar insanlığın her döneminde kıymetli sözcüklerdi.Değişen bir şey yok, şimdi de öyle. Ne kadar sağlıklı? Mesafen kadar!
Y.B.: Sanal dünya günümüzün vazgeçilmezi artık. Sadece her konuda olduğu gibi dengede yaşanması mühim bence. Sağlıksız yapan kısmı dengede olamama hali.

- Sizin sosyal medyayla aranız nasıl?

C.D.: Uzak ya da yakın değil, yeterli mesafede. Sosyal medyada varım, var olmaya da devam edeceğim çünkü çok önemsiyorum. Özellikle Twitter ve Instagram harika icatlar. Uçak yüzlerce yılın en önemli icadı, insanlığa muhteşem katkıları var ama aynı icat çocukların üzerine bomba da atıyor. Bilmem aktarabildim mi? Ben uçağı birbirimize kavuşmak için kullananlardanım, diğeri kötü insanların yolu.
Y.B.: Coşkulu bir sosyal medya insanı olmadığımı söyleyebilirim. Kişisel sayfamda kendince, tadında ve canım istediğinde paylaşımlar yapmayı seviyorum. Bu konuda kendimi geliştirmeye çalışıyorum çünkü gücünün büyüklüğüne inanıyorum.

‘Tiyatro seyircisini acayip özledim’

- Cem Bey ‘Üçü Bir Arada’ oyunuyla da yeniden tiyatro seyircisiyle buluşacaksınız, neler hissediyorsunuz?

Pandemi süreci çok anlamlı bir boşluk sundu hepimize. Ben o boşluğun önemli bir bölümünde ruhumu tiyatro üretimine sundum. Tiyatrolar kapanırken dikine tıraş ettim ve Davran Tiyatrosu’nu kurdum. Daha önce oynadığımız bir projeyi (Üçü Bir Arada) yeniden biçimlendirdim ve ilk oyunumuz 4 Ağustos’ta KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu’nda. İnanın çocuk gibi heyecanlıyım. Sonra yeni bir oyun daha çıkaracağım. Tiyatro seyircisini acayip özledim, anlatamam içimdeki fırtınayı.