Değerli proje uzmanı, yazar dostum Timur Yıldız ile sohbet ederken, deneyim pazarlaması konusunun ne denli önemli olduğunu bir kez daha anladım.
Yıllar önce Almanya’nın bir kasabasında ünlü bir mutfak ekipmanları markasının davetlisi olarak bulunmuştum. Davet sahibi turizm bürosundan bir rehber hanımefendiyi bizi gezdirmesi ve mihmandarlık yapması için görevlendirmişti. Ama turizm bölgesi olarak nitelendirdikleri tarihi yer, ahşap, asimetrik, yola belli bir açı ile çıkıntı yapan sadece üç evden ibaretti. Üç evin zemin analizinden, ahşap malzemesinin toplandığı ormanların tarihine, güneş ışığını kaç derece açı ile ne kadar sürede aldığına varıncaya kadar tüm detayları dinledik... İçi boş bir şeyin nasıl pazarlandığına hayret ettim.
Hizmet sektörü soyut bir kavram. Cepte fatura, akşam yemeğiniz güzel geçtiyse torunlarınıza anlatacak kadar yıllarca süren bir deneyim. En pahalı ceketi bile alsanız ömrü bitiyor, modası geçiyor, güve yiyor... Ama deneyimler ölümsüz. Paris’te üç Michelin yıldızlı Ledoyen Restoran’da yediğim yemeği, o gece yaşadığım deneyimi 10 yıldır anlatıyorum.
Ülkemiz cennet!
Turizmi biraz daha fazla ürüne bölmek gerekir. Pazarlamada yeni ve yepyeni ürünler hep fark yaratır. Neler yapılabilir? Ardahan’a grupları götürüp Çıldır Gölü üzerinde buzları kırıp balık tutturabilir buzun üzerinde kayak gibi etkinlikler düzenlenebilir.
Gün geçtikçe yaygınlaşan slow food (citaslow) grupları ile köy pazarlarına turlar düzenlenip yurt dışından gelen turisti köy pazarına sokabiliriz. Semt pazarları da turlara dahil edilebilir, ilginç güzellikler var.
Boşalan bir cezaevinde hapishane deneyimi yaşatılabilir. Görme engelli bireylerle birlikte karanlıkta hiç ışığın yanmadığı bir ortamda yemek yeme deneyimi yaşatılabilir.
Işık kirliliğinden uzak
Işık kirliliğinin en düşük olduğu yerler turiste huzur verir. Anadolu’nun pek çok yeri buna uygun. Damal’da yılda bir kez görülen Atatürk’ün silüetini izlemek için yüzbinlerce turist toplanabilir.
Diyarbakır Çınar ilçesinde Zerzevan Kalesi de ışık kirliliğinin en az olduğu yerlerden birisi. Gökyüzü müthiş görünüyor. Atmosferik olayların incelenme döneminde deniz gibi bir gökyüzü deneyimi yaşamak için yurt dışından da çok turist gelecektir.
“Aksi ispatlanmayan her fikir doğrudur” savıyla deneyim pazarlama fikrinden yola çıkarak turizmdeki sayfalarımıza bir yenisini daha ekleriz. Örnekler çoğaltılabilir, hepsini yazmıyorum. Deneyim pazarlamalarının maliyeti çok düşük, meraklısı çok fazla...
GÜVEÇTE SAFRANLI LEVREK
Malzemeler:
Yarım kilo levrek balığı
4 adet mantar
1 yemek kaşığı tereyağı
3 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri
2 yemek kaşığı krema
1 tutam safran
2 diş sarımsak
Yeterince karabiber ve tuz
Yapılışı: Levrek balığını temizleyip fileto çıkarın. Karabiber ve tuz ile tatlandırın. Mantarları dörde bölüp, sarımsakları soyup ince doğrayın. Izgarada levrek filetosunun her iki tarafını hafif pişirin. Tavada tereyağını ısıtıp mantar ve sarımsakları soteleyin. Krema ve safran ekleyip karıştırın. Orta büyüklükteki güvece balığı alın ve üzerine krema sosu gezdirdikten sonra rendelenmiş kaşar peynirini serpiştirin. 180 dereceye ayarlanmış fırında 8 dakika pişirin. Afiyet olsun.