Pek çok arkadaşım sıcak temmuz ve ağustos aylarından ziyade yaz tatillerini eylül ayına planlıyorlar. Korona salgınından sonra tekne ile seyahat edip kalabalık otel ve beach ortamına girmek istemeyenlerin sayısı bir hayli fazla.
Teknelere birkaç günlüğüne gelen konuklar sanki beş yıldızlı otele geliyorlarmış gibi eşya getiriyorlar. İster motor yat ister yelkenli olsun boyunun büyüklüğüne aldanmayın. Teknelerin iç hacmi sınırlıdır. Karadaki konfor, dillere destan ünlülerin büyük hacimli gemileri dışında diğer teknelerde yok. Zaten olursa yüzer otelden farkı kalmaz. Ben hep yelkenli tekne sevenlerdenim. Doğanın bedava enerji kaynağı rüzgar ile, deniz kokusunu teneffüs ederek ve ara sıra balık tutarak seyahat bambaşka…
Suyu idareli kullanın
Teknenin sınırlı ölçüdeki suyunu kullanırken biri cimri davranmalı, uzun süreli bol şampuanlu duş yapılmamalı. Tekneye atılan ilk adımda ayakkabı çıkarılmalı. Gemi personelinin işine, aşçıya karışılmamalı. Ancak tekneyi koya getirdiğinde ‘baba’lara bağlamayıp ağaçların gövdesine halatı sararsa kıyameti koparmalı!.. Personele karşı güleryüzlü olmak, onların elini sıkmak, küçük bir hediye almak onları mutlu eder. Telsiz kanalı VHF 16’yı sohbet esnasında kibar kullanmak gerektiğinin hatırlatılması belki sizin bu tekne seyahatlerinizdeki en etkili işlerinizden biri olacaktır.
Kitap okumak güzeldir
Tekne seyahatinde en güzel faaliyetlerden birisi kitap okumak... Özellikle de deniz kültürü ile ilgili olursa sizi daha da dinlendirir, tatilinize anlam karar. Yaman Koray’ın ‘Ne Cennet Şey Şu Deniz’ ya da ‘Büyük Orfoz’uyla mavilikleri okuyarak seyredin.
Müzik dinleme konusunda da hassas olmak lazım çünkü tekne sayısı o kadar çok arttı ki yanınızdaki teknedekilerin duyabileceği kadar yüksek sesli olmamalı.
Teknede yemek yemek büyük keyif. Ancak kıt kaynaklardan oluşan menülerden sadece yiyeceğiniz kadar almalı. Hiçbir denizi kirletici malzemenin denize savrulmasına izin verilmemeli. Yemek masasına mutlaka kurulanarak girilmeli. İçkinin sınırı aşılmamalı. Balık yakaladıysanız amatör ruhunuz okşanmış olacak, o balığı öpün, ağzından hafifçe oltayı çıkarın, “Arkadaşına selam söyle” deyip tekrar denize bırakın. İyi seyirler...
SARDALYE DOLMA
Malzemeler:
12 adet kılçığı çıkarılmış sardalye
4 yemek kaşığı lor peyniri
Çeyrek demet maydanoz
3 dal taze soğan
Çeyrek demet taze nane
4 yaprak reyhan
1 yemek kaşığı tereyağı
3 yemek kaşığı mısır unu
1 yemek kaşığı rendelenmiş parmesan
3 yemek kaşığı domates sosu
1 çay kaşığı pul biber
Yeterince tane karabiber, defne yaprağı ve tuz
Yapılışı:
Derin bir kapta lor peyniri, ince kıyılmış yeşillikler, pul biber ve bir miktar tuzu harmanlayın. Güveç kabını tereyağı ile yağlayıp una buladığınız sardalye balıklarını ortadan kenarlara doğru dizin. Orta kısmına peynir karışımını yerleştirip üst kısmını sardalye balıkları ile kapatın. Üzerine defne yaprağı ve tane karabiber koyup önceden 180 dereyece ayarlanmış fırında 15 dakika pişirin. Üzerine domates sos döküp parmesan peyniri serpiştirin. Afiyet olsun.