Süreyya Üzmez

Süreyya Üzmez

s_uzmez@yahoo.com twitter.com/sureyyauzmez

Tüm Yazıları

Geçen hafta aramızdan ayrılan Sadun Boro, denizleri buruk bıraktı. “Denizler beni çağırıyor” diye çıktığı dünya turuyla çocukluk yıllarımızda ilgisi olmayanlara bile denizcilik tohumları aşılayan Boro sayesinde uçsuz bucaksız denizler alemiyle ilgili pek çok şey öğrendik...

Öldüğü güne kadar denizlerdeki kirlilik konularına ve doğaya yönelik tahribatlara karşı büyük mücadele veren Sadun Boro’yla 29 Ocak tarihinde Çevre Bakanı’na denizin sıkıntılarını iletmek üzere geldiği Ankara’da son kez görüşmüştük.

Haberin Devamı

İlk tohumlar çocukluktan

Henüz okula başlamadığı yıllarda Erenköy’deki evinden annesinden habersiz denize kaçan ve eve dönüşte dayak yiyen Sadun Boro, denizin ilk cazibesini o yıllarda keşfetti.

İlkokul sıralarında altı arkadaş üçer lira verip, bir sandal alıp, yaz sonunu bulmadan parçalanan sandalın hevesi ortaokula geçtiği yıl, yine evden habersiz bütün yıl biriktirdiği harçlıklarla sahip olduğu sandalla devam etti ve bununla iki yaz geçirdi. Hem de yatak çarşafından yelken yapıp Caddebostan kıyılarında volta atardı.

Deneyimlerini aktardı

Açık denizde en büyük tehlikelerin başında fırtınanın gelmediğini, denize düşmenin ve yangının çok daha vahim sonuçlar doğuracağını anlatan Boro, durgun havada bile insanın ayağının kayıp denize düşebileceğini, kamaradakilerin ruhunun bile duymayacağını, karanlıktaysa kurtulma şansının olmayacağını, zaten bir köpek balığının tadınıza bakma olasılığının da çok yüksek olacağını söylerdi.

Muzurluğu severdi

“Dünyaya bir daha gelseniz ne isterdiniz?” diye sorulduğunda “Polinezya Adaları’na bekar olarak gelmek isterim” derdi. Monrea Adası’nda denize dalan güzel bir kızın fotoğrafını çekip altına da “Lagun’da bir balık” diye yazıp kitabına koyardı Sadun Boro.

Ahtapot tutkunu olan Boro, “En iyi ahtapotu elde etmek için onu yere dizip üzerine kayınvalidenizin fotoğrafını koyun ve kalın bir sopayla en az 40 kez dövün, ne kadar çok sopa, o kadar çok lezzet!” diyerek herkesi kırıp geçirirdi.

Bu yaz beni Bodrum’a davet etmişti, Sadun Boro usulü ahtapot pişirip bana tattırmak istiyordu... Olmadı! Bırakıp gitti bizi! Denizde tekneyle taşınan cenazesinde de sevenleri onu son yolculuğunda yalnız bırakmadı...

Haberin Devamı

“Denizler beni çağırıyor ama bu kez son yolculuğuma” der gibi ayrıldı aramızdan Sadun Boro... Denizler sensiz yaşamaya biraz zor alışacak!

PUPA YELKEN’E VEDA

KEÇİBOYNUZLU AHTAPOT
Malzemeler:
2 haşlanmış ahtapot bacağı
4 keçiboynuzu
1 kahve fincanı keçiboynuzu tozu
1 su bardağı kırmızı şarap
2 su bardağı su
2 yemek kaşığı tereyağı
1 orta boy soğan
2 diş sarımsak
1 havuç
2 defne yaprağı
1 dal biberiye
Yarım kereviz
Karabiber ve tuz
Yapılışı: Ahtapot bacaklarını iri iri doğrayın. Tavada tereyağını ısıtın, kabuklarını soyduğunuz ve gelişigüzel doğradığınız soğan, sarımsak, biberiye, havuç ve kerevizi 3 - 4 dakika kavurun. Keçiboynuzu ve keçiboynuzu tozu ilave edip kırmızı şarabı dökün. Şarap çektikten sonra suyu dökün ve kısık ateşte 30 dakika pişirin. Tuz ve karabiberle lezzetlendirin. Afiyet olsun.