İstanbul’da bir zamanlar Boğaz’da konuk ağırlamak pek gözdeydi. 80’li yıllarda benim de pazar günleri en büyük keyfim, Sarıyer ya da Kavak’a kadar uzanıp balık sofralarında eşimle saatlerce sohbet etmekti. Amcam Restoran, Yenigün Restoran’da balık yemek için o kadar yolu göze almamıza değerdi. Sonraları Urcan bir efsane oldu. Yabancı konuklar hep oraya götürülürdü. Eğlence mekanlarında bile deniz ürünleri tercih edilirdi.
Benim hafta arası dahi Tarabya’da Köşem Bistro’ya gitmemde Ümit Besen kadar mekanın sahibi merhum Hanefi Koç’un çim çim karidesten yaptığı nefis karides güveç etkili olurdu. Hanefi Bey yemek servisini kendi elleriyle yapar, müşterilere ikram ederdi. Bu mekanlarda çekirdekten yetişen Ali Rıza Yılmaz, Park Fora’yı Boğaz’da kalıcı yaptı. İskele Restoran dalga ve martı sesleriyle geleneksel tarzını sürdürdü. Kıyı Restoran ise 50 yılını doldurdu.
Boğaz’a dönüş başladı
Nedense balık restoranlarına ilgi azaldı bir ara. Boğaz’a inmek yerine un, irmik ağırlıklı İtalyan lokantalarıyla Haramidere ve Florya bölgesindeki et lokantaları tercih edildi. Ama son yıllarda Boğaz yeniden keşfedildi. Balıktaki, doğanın altın sırrı omega 3’ün önemi artınca rakı şarap balık üçgeni mavi suların yanı başında denklem kurdu. İstanbul Boğaz’ını balıktan kimse ayıramadı.
Yeni nefes: Capricorn
Türkiye’de restoran sahiplerinin uzun yıllar büyük emeklerle yaşattığı mekanlarını Doğuş Grubu keşfedince sektörün kıymeti arttı. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde artık holdingler veya fonlar değişik gruptaki restoranları portföyüne katıyor.
Zuma’yı Londra’dakinden bile daha çok beğendiğimi önceden yazmıştım. Ama maliyetlerin çok yüksek olduğu Boğaz lokasyonunda öğle yemeğine gelen müşteri sayısının da çok olması mekanı fizibil kılıyor. Capricorn, Boğaz’daki balıkçılardan farklı. Yetenekli şefler Fehmi Samancı ve Giuseppe Palmieri, Restoran Müdürü İbrahim Kemer güzel bir sinerji oluşturmuş.
İtalyan mezesi brandade dikkat çekici, lif lif edilmiş balıktan yapılmış değişik bir lezzet. Çemensiz pastırmayla yapılan kalamar carbonara da farklı ama hoş bir tat olmuş.
Deniz mahsullü salata, deniz mahsullü makarna, dürüme benzer şekilde sunulan ahtapot ızgara, mermer tabakta sunulan Sicilya usulü barbunya, şaraplı bebek ahtapot ve Peru mutfağından levrek seviçe değişik sunumlarla göz doldurucuydu. Manzara muhteşem, hava da güzel ama havaalanına dönüş yolundaki trafiği düşünmek zorunda olduğumdan erken ayrıldım. Bir başka sefere Capricorn akşamında daha uzun süreli keyif yapmak isterim.
SARDALYALI EKMEK
Malzemeler:
4 1 kg. sardalya 4 2 adet soğan 4 2 su bardağı mısır unu 4 1 bağ pazı 4 Çeyrek bağ nane 4 4 yemek kaşığı zeytinyağı 4 1 çay bardağı sıcak su 4 Karabiber 4 Tuz
Yapılışı: Sardalyaları pullarından arındırıp kılçıklarını çıkarın. Sebzeleri ve balıkları ince ince doğrayıp üzerlerine mısır unu ekleyin. Zeytinyağı, karabiber, tuz ve sıcak su katarak yoğurun. Yağlanmış tepsiye döküp 180 derecede 35 dakika pişirin. Afiyet olsun.