Ankara, karasal iklim nedeniyle soğuk bir kent. Üstelik deniz kenarında olmayışı açısından da şanslı değil. Eğlence olanakları kısıtlı. Sabah trafiğinden dolayı son yıllarda yurdum insanı çok gergin. Pimi çekilmiş, patlamaya hazır bomba gibi. En ufak bir tahammül yok, asabiyiz asabi!
Latin Amerika’nın neşeli insanları
Bu sözleri yazmamın nedeni son zamanlarda Latin Amerika ülkelerinin büyükelçileriyle çok sıkı dostluklar kurmam. Geçtiğimiz ay Ankara’dan ayrılıp ülkesine dönen Küba Büyükelçisi Alberto Gonzalez Casals’ı unutmak mümkün değil. Kolombiya’dan tutun Venezuela’ya, Peru’dan Şili’ye kadar bu ülkelerin diplomatlarının
yüzünden tebessüm hiç eksik olmuyor.
Panama Büyükelçisi’nin doğum günü
Ankara’nın ünlü Portakal Çiçeği Vadisi’nde büyükelçilerin rezidans olarak tercih ettiği binaya öğle saatlerinde gittik. Kapıdaki Panama yerel kıyafetli cici bir kızın elindeki sepette bayrak ve rozet vardı. Az ileride büyükelçi ve eşi “Ola” diyerek konukları karşılıyorlardı. Birdenbire yorgunluğumuzu unuttuk. Ünlü bir restoranın sahibi olduğumuzu bilen tüm konuklar, etrafımızda çember oluşturdu.
Bilmem kaçıncı dönem Latin Amerika büyükelçileriyle buluşmamız ama giden ve yaşayanların çoğuyla irtibatımız sürüyor. Onlar da Ankara’ya ve Türklere karşı tutkulular. Bir şey var içlerinde bizleri onlara çeken, telaffuz edemedikleri. Atatürk’ün Ankara’sı onlar için pek sevecen geliyor. Öyle bir liderin böyle bir kentte yanan meşalesinin ışıkları onlara da kılavuz oluyor sanıyorum.
Bayraklı pasta
Davette ülkelerine ait içkileri ikram edip Türk ve Panama bayraklı pastayı her iki ülke için iyi dilek sözleriyle kesen büyükelçi Jorge Hernan Miranda Corona, güzel bir konuşma yaptı. Akşam çatı katında verilen ikinci davette bu dünyada tanıyabileceğiniz en sevecen insan olan büyükelçinin zarif eşi Esther, konukları karşıladı. Eşinin 50’nci doğum günü kutlaması için pek çok hazırlık yapmıştı. Latin Amerika dansları ve orkestrasıyla herkes kendini Panama sahillerinde hissetti. Ama doğum günü pastası kesildikten sonra ‘Ankara’nın Bağları’ ile herkes sahneye fırladı!
Adeta mutluluk mesajı veren bu neşeli insanların ülkelerinde gayrisafi milli hasıla çok yüksek değil ama hepsi mutlu, neşeli ve keyif alıyor hayattan. Her konuya pozitif yaklaşıyorlar. Birazcık gülümsemek, kısa süreli de olsa neşelenmek ve kederlerden sıyrılmak iyi geliyor insana. Ülkelerindeki mutlulukları buraya taşıdıkları için teşekkürler Esther ve Jorge Hernan Miranda Corona.
PALAMUT ŞİŞ
Malzemeler:
1 adet iri palamut balığı
1 adet domates
1 adet sivri biber
1 adet limon
8 adet defne yaprağı
Yarım su bardağı zeytinyağı
10 adet tane karabiber
Yeterince tuz
Yapılışı: Palamut balığını kaz başı doğrayın. Limonu yarım ay şeklinde dilimledikten sonra şişe palamut, domates, sivri biber, limon ve defne yapraklarını sırasıyla dizin ve tuz serpiştirin. İçinde zeytinyağı, tane karabiber ve defne yaprağı olan kapta 20 dakika dinlendirdikten sonra 10 dakika ızgarada pişirin. Afiyet olsun.