Protein deposu mavi yengeçlerin diyarı Dalyan’ın yolunu tuttum geçen hafta. Dalyan Resort’ta yediğim mavi yengeç, bana ülkemizin güzelliklerine, değerlerine çok geç kalmadan sahip çıkmamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı
Yengecin annesi kızına demiş ki, “Kızım niçin öyle yan yan yürüyorsun?” Kızı cevap vermiş, “Anne düş önüme de doğru yürümeyi öğret bana!” Yengeçler, yampiri yürüyüşleriyle çok ilginç canlılardır. Denizlerin yaramaz çocukları birbirleriyle kavga edip kollarını, bacaklarını koparır. Ama rejenerasyon yetenekleri sayesinde
tekrar eski uzuvlarına kavuşurlar.
Bize benzerler
Yakaladığınız yengeçleri kovaya bırakırsanız kapağını kapatmaya hiç gerek duymayacaksınız. Çünkü hiçbiri kaçamaz. Yukarı çıkmak isteyenin hemen ayağından çekip aşağıya alırlar. Bu sempatik canlılarla ilgili bakış açımı ilk kez Malezya’da değiştirdim.
1996’da Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da bir restoran açma ve Türk mutfağını tanıtma girişimim olmuştu. Akşamları en keyif aldığım iki şeyi yapmadan uyuyamazdım. Fatty Crabs isimli restoranda ballı hardal soslu yengeç yemek ve bowling oynamak. 1.5 saat kuyrukta bekleyip lezzetle dans ettiğim akşamlarda aynı kuyrukta Malezya’nın efsane Başbakanı Mahathir Mohamad’ın oğlu Mirzan’ı da görmek ayrı bir anlam bahşediyordu bana. Çocukluğumuzda kıskaçlarından kolye yaptığımız, ayak çeken yengeçlerin akrabaları çok keyifli, salaş, cazibeli buluşma mekanı yapmış, her statüden insanı kaynaştırıp sosyalleştiriyordu.
Miami’de Rustic Inn Crabhouse
Yurt dışı seyahatlerimde genelde fazla şişirilen yerlerden ziyade yerel halkla temasa geçip onların tercih ettiği mekanların peşine düşerim. Miami’de herkes bir Joe’s Crab Shack tutturmuş, ambiyansı şaşalı, fiyatlar astronomik.
Fort Lauderdale Rustic Inn’de aldım soluğu en son gittiğimde. Çok sert havalarda binbir güçlükle Alaska’da avlanan kral yengeçten tutun, Florida’nın kaya yengecine kadar olağan dışı lezzetlere kavuşmak için yine bir saate yakın bekledim. 500 kişilik bir mekan dolup taşıyordu.
Çok faydalı
Hacettepe Üniversitesi’nde ameliyatların kraliçesi olarak bilinen Prof. Dr. Ülkü Aypar, nöroanestezi alanında Türkiye’ye öncülük etmiş çok değerli bir bilim insanı. Merhum eşi için sık sık mavi yengeç pişiren Aypar, bir gün benden pişirme usulüyle ilgili tarif isteyince beni biraz daha mavi yengeçlerin ilgi alanına çekti.
Protein deposu mavi yengeçlerin diyarı Dalyan’ın yolunu tuttum geçen hafta. Yerli yabancı pek çok kimseden duymuştum Dalyan Resort’u. Orada yediğim mavi yengeç, inanın bana ülkemizin güzelliklerine, değerlerine çok geç kalmadan sahip çıkmamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Kendisini doğaya, ülkeye, turizme, çevreye adamış Dalyan Resort’un sahibi Yücel Okutur ile tanışınca yüreğime su serpildi. Mavi yengeçleri, kefal yumurtalarını ve kanalı korumak için kendini parçalıyor adeta. Elektrikli tekneleri devreye sokuyor. Her teknenin geçerken kaç gram yağ bıraktığını ve doğayı ne kadar kirlettiğini hesaplamaktan adamcağızın uykusu kaçıyor. Nar üretimi, zeytinler, arı kovanları, doğal olan ne varsa hepsinin mücadelesini veriyor. Tarihsel zenginliklerin korunması onun için kendi servetinden daha önemli. Eşi Fulya Hanım, tesisin genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi. Kadın elinin ve zevkin dokunuşları tesisin her noktasında hissediliyor.
Cennet ülkemizin her şeyi ayrı bir değer. Geç tanıştık, çabuk kaybetmeyelim. “En geç en erkendir” deyip bir yerlerden başlamalıyız.
Ülkemizin zenginliği ve güzelliği, onları gören insanlarımızın güzel gözlerindedir. Haftaya
kadar umudunuz hiç eksilmesin.