Süreyya Üzmez

Süreyya Üzmez

s_uzmez@yahoo.com twitter.com/sureyyauzmez

Tüm Yazıları

ABD’nin eski first lady’si Laura Bush’un aşçısı Cristeta Comerford’un, Beyaz Saray’da yaptığı yemeklerin başında, tavada zencefil ve havuçla kavrulmuş halibut balığı gelmekteydi

Tam 10 yıl geçmiş aradan... Dün gibi hatırlıyorum 27 Haziran 2004’ü. ABD Başkanı George W. Bush, ülkemizi ziyaret etmişti. Protokol yolundaki gecekonduların arasından geçmek zorunda kalacaktı. O zamanlar çevre yolu yoktu Çankaya Köşkü’ne kestirmeden götüren. Bir formül bulunup Esenboğa Havalimanı’ndan köşke giden güzergâhtan geçirilmedi Bush. Türkiye hakkında olumsuz kanaat edinmemesi için.

Halibutlu menü
Bush’un ziyaretindeki en önemli diğer konu eşinin ve kendisinin sevdiği balığı bulup onlara ikram etmekti. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ndeki protokol görevlileri Bush’un en sevdiği yemeğin halibut balığı olduğu istihbaratını, yaptıkları titiz çalışmayla Beyaz Saray’dan öğrenmişlerdi. Fakat balığın ‘taze ve zamanında’ getirilmesi, konu oldu. Sonunda, tedarikçi İskenderun Balıkçılık firması ipi göğüsleyerek halibut balığını taze olarak Norveç’ten ışık hızına yakın bir sürede getirtmeyi başarmıştı.

Yassı balıkların şahı
İngilizce’de ‘hally - butte’ (kutsal günlerde yenen yassı balık) anlamına gelen halibut balığı, yassı balıklar içinde, beyaz etiyle ‘en lezzetlisi’ olarak anılır. Karadenizli kalkancılar bu duruma alınganlık göstermesinler, çünkü pek çok dostum da benzer yakıştırmada bulunuyor.
İki gözü üstte, koyu renkli tarafında ve yan yana duran halibut balığı, Kanada, ABD ve Japonya kıyılarında bol bulunur. Onlar da diğer yassı balıklar gibi hayatlarına dik olarak başlar, çok küçükken bir tarafına doğru yatmaya alışırlar.
Bu tarafı, daha sonra karnı haline gelerek beyaz kalır. Sırtının rengi, balığı kamufle edecek şekilde deniz dibine uygun olur.

Vazgeçmesi zor
En azından kalkan balığının bahar aylarında kıyılara gelip rahatça üremelerine izin vererek, lezzetli halibut balığını tüketirsek kendi balıklarımızın daha çok artmasına da yardımcı oluruz. Akdeniz’de pek bulunmayan halibut balığı, Avrupa ve Amerika’daki tüm balık restoranlarının menüsünde mevcut.
Kendi denizlerimizin balıklarının lezzetlerine karşı ön yargımız her zaman var. Bu nedenle yeni tatlara alışmak zor. Ama halibuta alıştıktan sonra vazgeçmesi, daha zor!

Haberin Devamı

Pırasa yuvasında halibut

Haberin Devamı

n 4 - 5 kg’lık halibut balığı n 1 demet pırasanın yeşil kısımları
n 1 su bardağı balık bulyon (stok) n 3 kum havucu n 2 defne yaprağı
n 10 tane karabiber
n Yarım su bardağı
beyaz şarap n 1 su bardağı zeytinyağı
n 1 su bardağı ayçiçek yağı n 1 tatlı kaşığı sebze tozu n Yeterince tuz

Yapılışı: Balığın derisini çıkarıp filetolara ayırın. Bir kabın içinde zeytinyağı, defne yaprakları, beş tane karabiberi, sebze tozunu karıştırın ve balık parçalarını 20 dakika karışımda beklettikten sonra çeyrek su bardağı şaraba bulayın. Izgarada bir yüzünü beş, diğer yüzünü üç dakika pişirin ve ayrı kapta soğumaması için üstünü kapatıp bekletin. Bir kaba bulyonu koyun. Haşladığınız havucu mikserde çekip ekleyin. Kalan beyaz şarabı, karabiberi ve tuzu ekleyip bir dakika kaynatın. Jülyen doğranmış pırasayı, ayçiçek yağında kızartın. Balığı servis tabağına koyarak, sosu ekleyip pırasa yapraklarını da serpiştirin. Afiyet olsun.