Geleneksel mutfağımız hızla yok oluyor. Eskimeyen tatlar artık yerini yeni yetme sağlıksız ve kalitesiz malzemeyle yapılan fast food’a bırakıyor. Kuleli Askeri Lisesi’nde öğrenciyken, hafta sonları en büyük keyiflerimden biri ağabeyim Kemal ile Beyoğlu’na gidip, Lale İşkembecisi’nde tuzlama, bir başka hafta sonu Hacı Abdullah’ta hünkar beğendi ya da kuzu tandır ve de yakınındaki İnci’den profiterol yemekti.
İki hafta önce Gümüşsuyu’nda CVK Otel’de bir arkadaşımla randevum vardı, sokağa çıkma yasağı yaklaşana kadar sohbetimiz sürdü. Sonrasında gel-al servisi için biraz yol katederek Hacı Abdullah’a kadar yürüdüm. Sevdiğim yemeklerden söyledim ama damağım pek gülümsemedi. O eski tatları aradım.
Yarım asırlık...
Ankara Çiçek Lokantası’na ne zaman gitsem, kapısından içeri girdiğimde modern bir dekorasyon olmasına rağmen aldığım yemek kokuları, beynimde zamanda geriye yolculuk yapıyormuş hissini uyandırıyor.
1968 yılından beri Çiçek Lokantası, geleneksel yemeklerimizin reçetelerini koruyarak, yeniliğe açık bir şekilde kolaycılığa kaçmadan üst düzeyde standartlaşmayı yakalamıştır.
Tencere yemeklerini, zeytinyağlıları bu denli çeşitle sunmak her babayiğidin işi değildir. Sağlık ve kalitenin ön planda tutulduğu pişirme teknikleri fast food gibi değil; emek ve sabır ister.
Zengin menü
Restoranın bel kemiği olan Mutfak Şefi Sami Sarı, 30 yıldır işini aşkla yapıyor. Koronavirüs döneminde tam şifa dağıtan bir mekan burası... İncir dolması, yoğurtlu bal kabağı, Beypazarı yaprak sarma, mücver ve patlıcan dolma çok lezzetli bir zeytinyağlı karması. Ana yemekte dana rotiyi tercih ettim. Pidenin üzerinde servis ediliyor. Dönere, cağ kebabına biraz başkaldıran bir tutumu var. Haksız da değil! Hem sunum hem de lezzet olarak tam puan. Yani beş beş! Tatlıya yer bırakın Çiçek Lokantası’na gidince. Kaymaklı şekerpare, incir uyutma, Kemalpaşa, kaymaklı ekmek kadayıfı...
Üçüncü kuşak, inşaat mühendisi olan sahibi Cengiz Tabak ile Önder Tabak, işletme müdürü Faruk Özer, sürekli işlerinin başında ve konuklara kendi evlerinde yemek yiyorlarmış hissini yaşatıyorlar. Mekanda hijyen, temizlik, titizlik had safhada. Personel güler yüzlü, masalar pırıl pırıl. Çeşit mebzul, müdavim gani... Mutfaktaki bölüm şefleri işlerini severek yapıyor, gözleri ışıl ışıl. Aşkla yapılan yemek zaten bambaşka!
Geleneksel mutfağımızın başkentteki temsilcilerinden Çiçek Lokantası, tatları yaşatmak için yarım asırdır mücadele veriyor. Türk mutfağını çok iyi temsil ediyor. Yolunuz düşerse Ankara’ya, Çiçek Lokantası’nda mola vermeden devam etmenizi önermem, aklınız burada kalır.
Malzemeler:
- 2 adet uskumru balığı
- 1 adet orta boy havuç
- 1 adet orta boy kabak
- 4 yemek kaşığı zeytinyağı
- Yeterince karabiber ve tuz
Yapılışı: Havucu ve kabağı jülyen doğrayın, zeytinyağının yarısı ile tavada soteleyip, tuz ve karabiber serpiştirin. Uskumru balığı filetolarına karışımı yerleştirip, sarın. Tavada 2 dakika daha kalan zeytinyağında pişirin. Afiyet olsun.