Ege’de tatil yapan pek çok balıkseverin iple çektiği “Ah şu yaz gelse de trança şiş yesek” dediği günler mazide kaldı. Geçmişte aşırı avlanması neslini azalttı
Geçenlerde Türkiye’nin önemli sanayi kuruluşlarından Ortadoğu Rulman Sanayi ve Samur Halıları’nın sahibi Ahmet Aslan’ın konuğu olarak, Japonya’nın dev firmalarının sahipleri restorana gelmişti. Konuklar Japon olunca işin çehresi değişiyor. Yıllık kişi başı balık tüketimleri 65 kg. olan bu ülkenin insanları yurt dışına yaptıkları seyahatlerde de balıktan kopamıyorlar.
Restoranın girişindeki balık tezgahından pek çok çeşit arasında kırmızı renkli, koca kafalı
bir balık dikkatlerini çekti ve soğuk başlangıç, ara sıcak sıralamasından sonra arzu ettikleri trançayı yemek istediler.
Kömür ızgarasında pişirilen nefis trança parçalarını midelerine indirdikten sonra balığın
İngilizcesine bakıp google’ı kurcalamaya başladıklarında devreye girdim.
Ege’nin ünlü balığı
“Değerli konuklar sizin ülkenizde bu balığa benzeyen kırmızı renkli mercan bulunur ama trança bulunmaz” dedim. Lokum tadını aldığınız bu balık Ege Denizi’nde bulunur. Akdeniz’de de deniz suyu sıcaklığının artması nedeniyle lezzeti birazcık azalarak varlığını sürdürür. Akdenizliler de ona sahip çıkmak isterler ve “Akdeniz’in kraliçesi” derler.
Sıcak ve ılık denizlerin 20-25 m derinlerinde yosun ve bitki örtülü kumluk veya taşlıklarda tek başına yaşayan trançaların kuvvetli çenesi ve dişleriyle her türlü kabukluyu kırıp yediği tüm balıkçılar tarafından bilinmektedir.
Yemeğin sonunda zevkten dört köşe olan Japonların ülkelerine döndüklerinde Tokyo Times muhabirlerine Türkiye seyahati konusunda röportaj verirken trançaya yağdırdıkları övgü,
Kapadokya’daki üzücü olay ve olimpiyatlar ile ilgili olumsuz spekülasyonlardan sonra birazcık yüzümüzü güldürdü.
Hasret kaldık
Ege’de tatil yapan pek çok balıkseverin iple çektiği “Ah şu yaz gelse de trança şiş yesek” dediği günler gerçekten mazide kaldı. Ama bir de şu gerçek var: Mayıs, haziran ve temmuz aylarında bu balığa dokunmamak lazım. Çünkü üreme zamanıdır. Doğal stoklar tükenmek üzeredir. Geçmişte aşırı avlanması neslini azalttı.
Son yıllarda kültür balıkçılığı kanayan yaramıza derman olmaya başladı. Artık kaybolan balık trança da üretilebiliyor çiftliklerde. Su ürünleri sektöründe son yıllarda büyük
ilerlemeler var.
Hermafrodit balıktır
Hermafrodit, yani hem erkek hem dişi karakteri gösterebilen trança balığını doğada yakalamak oldukça maharet ister. Sert kafa darbeleri vurur oltaya yakalandığında. Erkeklerin başında bir tümsek vardır. Rengi ise dişisine oranla daha koyudur.
Trançanın kafasından güzel çorba yapılabilir, fileto ızgarası, buğulaması, fırında sebzelisi de çok lezzetlidir ama en yaygın pişirme şekli şişe takılıp kömür ızgarasında olanıdır.
Yakalandıktan sonra pulları temizlenip buzdolabında 1 gün bekletilmelidir. Taze domates suyu, rendelenmiş soğan ve içinde tuz ile defne yaprağı bulunan bir sosta uzun bir süre bekletilirse lezzeti daha da artar.
Denizlerimiz dünyada başka ülkelere nasip olmayan olağanüstü güzelliklere sahiptir. Kirletmezsek, zamanında ve usulüne uygun avlanırsak akvaryum gibi sahillerimiz olur ve bize güzel nimetler sunar. Bunu başarmak çok zor değil. Sadece istemek gerek, ama yürekten inanarak.
BROKOLİ YATAĞINDA TRANÇA ŞİŞ
Yapılışı: Izgaranın ateşini yükseltin. Zeytinyağı, tane karabiber ve dört adet defne yaprağını derin bir kaba koyun. Balığın filetosunu çıkarıp parçalar halinde şişe dizin. Aralarına kuru soğan, defne yaprağı, yeşil biber, sarı biber ve paprika koyup tuzlayın. Zeytinyağının olduğu kapta 20-25 dakika dinlendirdikten sonra yüksek ateşte pişirin, dış kısmı biraz kabuk bağlasın ki balığın öz suyu kaçmasın. Yaklaşık 15 dakika boyunca çevirerek pişirmeye devam edin. Kaynar suyun içinde bir dakika haşladığınız brokoliyi, soya filizi ile birlikte karıştırıp tabağa yerleştirin. Üzerine pişirdiğiniz balığı koyarak servis yapın. Afiyet olsun.
Malzemeler:
* 5-6 kg’lık trança balığı
* 8 adet defne yaprağı
* 1 adet orta boy kuru soğan
* 1 kg brokoli
* 2 adet dolmalık yeşil biber
* 2 adet dolmalık sarı biber
* 2 adet paprika
* 1 su bardağı zeytinyağı
* 1 paket soya filizi
* 5-6 adet tane karabiber
* Yeterince tuz