Geçtiğimiz hafta günübirliğine İzmir’e gittim. Pek çok ilde kruvasan modası yaygınlaşınca İzmir’in klasikleşmeye aday pastanelerinden Léone’de eski lezzetlerin yerinde olup olmadığını test etmek için kahvaltı molası verdim.
Sandalye konusunda dünyayı fetheden Sandalyeci’de siparişleri verip sahibi Kerim Başterzi ile sohbet ettikten sonra kentin yeni gözdesi İstinyepark’ta soluğu aldım.
İzmir’e çok yakışmış İstinyepark. Şu ana kadar gördüğüm en güzel AVM diyebilirim. Şık mekanların doldurduğu muhteşem
mimarisi, çizgileri, ferahlığı, dizaynı çok hoşuma gitti.
Masa Restoran’da aperatif içkilerle hoş zaman geçirdim. Civar il ve ilçelerden gelen tanıdıklarla karşılaştım. Herkesin uğrak yeri olmaya başlamış.
AVM’de pivora
Tahminlerimin çok ötesinde lezzetlerle karşılaştığım Pivora’ya girmeden önce önyargılı değildim. “AVM’de balıkçı olur mu?” mantığıyla yaklaşmadım gerçekten. Pivora’nın bulunduğu yer İstinyepark’ın içinde çok güzel tasarlanmış bir sokak. Girişte balık mostrasına göz attım. İzmir’in yöresel balıkları ağırlıklı idi ama taş barbun en çok dikkatimi çeken olduğu için sipariş verdim. Hiç yağ çekmeden pişirilmişti.
Klasik balıkçılardan farklı bir yer olmuş Pivora. Zevkli bir dekorasyon... İşinin başında patron Şemsi Kavalar, oğlu Bartu Kavalar, yetenekli bir mutfak şefi Erhan Barılı, güler yüzlü restoran şefi Ferhat Kılıç kapıdan içeri giren her müşteri ile özel olarak ilgileniyorlar. Henüz erken saatte olmasına rağmen bahçe tıklım tıklımdı. AVM’nin sahibi ünlü iş insanı Zafer Kurşun da konuklar arasındaydı. Damak zevkini yıllardır bildiğim Zafer Bey’in bu mekanda olması adresin doğruluğunu tescil eder gibiydi.
Yenilikçi lezzetler
Bademli havuç kabak; susam yağı, süzme yoğurt, sızma zeytinyağı, kavrulmuş badem ve sarımsak dengesi iyi ayarlanmış, değişik ve lezzetli bir mezeydi. Tempura şeklinde pişirilmiş ve hiç yağ çekmemiş çıtır kabak, cesaretli bir balık restoranının işi. Herkesin basmakalıp yaptığı acılı ezme, köpoğlunun dışına çıkılmıştı. Yerli olta kalamarı, baklava hamurunda mantı, karidesli mücver mutlaka denenmeli.
Finali kaymaklı incir, kaymaklı ayva ve Pivora tatlısı ile yaptım. “AVM’nin içinde balık restoranı olur mu?” diyenlere çok güzel yanıt veriyor Pivora. Yolunuz İzmir İstinye Park’a düşerse yeni nesil balık restoranı Pivora’yı mutlaka deneyin, benim gibi çok mutlu ayrılacaksınız.
AHTAPOTLU KABAK ÇİÇEĞİ TEMPURA
Malzemeler:
- 4 adet kabak çiçeği
- 2 adet haşlanmış ahtapot bacağı
- 4 yemek kaşığı rendelenmiş rokfor peyniri
- 1 dal dereotu
- 1 su bardağı ayçiçek yağı
- 1 yemek kaşığı nişasta
- 1 yemek kaşığı un
- 1 yumurtanın beyazı
- Yarım şişe maden suyu
- Yeterince tuz
Yapılışı: Ahtapot bacaklarını 1.5 cm. uzunluğunda doğrayın. Dereotunu ince ince kıyın. Ahtapot, rokfor ve dereotunu bir kabın içerisinde yoğurun ve kabak çiçeklerinin içine doldurun. Un, nişasta, yumurta beyazı ve tuzu birlikte çırpın. Maden suyunu ekleyip bir süre buzdolabında bekletin. Kabak çiçeklerini bu karışıma batırıp ayçiçek yağında
3 dakika kızartın. Afiyet olsun.