Geçtiğimiz ay elim bir suikast sonucu hayatını kaybeden Japonya eski Başbakanı Shinzo Abe’ye çok üzüldüm. Ülkesine büyük hizmetleri bulunan Abe, Türkiye’yi çok seviyordu. Eşi ile Tokyo’daki ülkemizin değerli işletmecilerinden Mehmet Dikmen’in işlettiği Osmanlı mutfağı temalı Burgaz Ada Restoran’a sık giderdi.
2013 yılında halkımızı bilgilendirmek için Tokyo’da balon balığı ile ilgili bir program yaptım. Hayatımda ilk kez bu balığı yiyecektim ve o yıllarda her yıl 250 kişinin balon balığından zehirlenerek öldüğünü biliyordum. Ben de vasiyet mektubumu yazıp akşam yemeğine gittim!
Başbakan Abe severdi
Araştırma yaparken Başbakan Abe’nin balon balığını Koyanagi isimli restoranda yediğini öğrendim. Ülkenin başbakanının yemek yediği yerde güvenlik riski olmazdı. Balon balığından yapılan pek çok çeşidi denedim o akşam. TRT Türk’te ‘Dünyanın Türk Şefleri’ programında yöresel yemekleri de anlatıyordum. Fugu saşimi en beğendiğim yemek oldu o gece. Midemde de hiçbir rahatsızlık yaşanmadı.
Japonlar balon balığını ehil ellerde temizletip fileto olarak hazırlatıyorlar. Hiçbir sıkıntı olmuyor. Biz yıllardır öcü gibi bakıyoruz, tanesine para teşviği veriyoruz. Tarım Bakanlığı bu konuda farklı çözümler üretebilir, zaten kıt olan protein kaynakları heba edilmemiş olur.
Aslan balığı korkusu
Korku, bilgisizlikten doğar. Aslan balığı gibi ülkemizdeki sularda yıllardır yaşayan zehirli balıklar var. Küçükken “Oltamın belalısı” dediğim trakonya, iskorpit gibi balıkları yakaladığımda korkudan iskeleye çıkarmaz misinayı bir metre yukarıdan kesip bırakırdım. Zavallı balık yuttuğu oltayı çıkaramazsa bir süre sonra ölür, misina da deniz kirliliğine ilave katkı olurdu!
Denizler aleminde bilimsel araştırmalar yaptıktan sonra çocukken bilinçsizce yaptıklarıma çok üzülüyorum. Halbuki çarpan balığının dikenine dokunmaz, güzel fileto çıkarırsanız sizi zehirlemez ve şifa kaynağı çorba olur. Zehirlenip ölen de ne duydum ne gördüm. Dikeni batarsa o bölgede kızarıklık ve şiş meydana gelir. Anında sirke sürerseniz can sıkıcı durumdan kurtulursunuz. Benim de öğretim görevlisi olduğum Başkent Üniversitesi’nde direktör Hakan Turgut öncülüğünde Gastronomi bölümü ve öğretim üyesi Tayfun Işık, TÜBİTAK ile birlikte aslan balığı üzerine ciddi çalışmalar yaptı.
Eylülden itibaren pek çok restoranın menüsünde aslan balığını görebilirsiniz. Sırada en istilacı ve binlerce yıldır dünyada var olan denizlerdeki stoklarımızı tüketen deniz anaları var. Çin ve Malezya’da tattım deniz analarını. Eğer deniz analarının artışını durduramazsak vay halimize!
KREMALI İSKORPİT ÇORBASI
Malzemeler:
*1 kg. iskorpit balığı
*2 adet yumurta
* 1 yemek kaşığı krema
*1 yemek kaşığı un
*2 su bardağı su
*1 adet limonun suyu
*Bir tutam biberiye
*Yeterince tuz
Yapılışı: İskorpit balığının filetosunu çıkarıp biraz yumuşayıncaya kadar haşladıktan sonra iri parçalar halinde kesin. Ayrı bir kapta yumurtaları çırptıktan sonra un ekleyip iyice çırpın. Limon suyu ve krema ekleyip karıştırın. Tencerede suyu kaynatın kremalı karışımı yavaşça ekledikten sonra balık parçalarını ile kıvam alana kadar kaynatın. Biberiye serpiştirip servis edin. Afiyet olsun.