"Çok fazla alışkanlık, çok az bağımsızlıktır” sözünü yüzyıllar önce söyleyip, mezar taşına da “Burada, vahşi haksızlıklar karşısında kalbi paramparça olan biri yatıyor” yazdıran İrlandalı şair, yazar ve siyasetçi Jonathan Swift’e olan ilgim ve Guinness Storehouse’ı gezme merakım Dublin’e gitme arzumu tetikleyen nedenlerdendi.
Liffey Nehri’nin ağzında sadece atla gezen iki polis dışında hiçbir güvenlik görevlisine rastlamadığım Dublin, görülmeye değer. Havası ılıman, yeşilliği olağanüstü. Değişik barları, renkli kapıları, neşeli insanları ve tarihi kiliseleri ile birkaç gün gezilebilecek, huzur veren bir kent.
Temple Bar bölgesi
Binlerce turistin dolaştığı, hareketli gece hayatına sahip Dublin’in en renkli bölgesi Temple Bar. Pek çok fish&chips dükkanı var. Leo Burdock’u beğendim. Özellikle isli cod balığından yapılanı nefisti. Yanı başındaki Klaw’ı tesadüfen oğlum Koray buldu. İstiridyeyi çiğ yeme gelenekselinin dışında üzerine parmesan peyniri rendeleyip pürmüzle yakıyorlar. Yengeç bacağı da denenmeli. Servis personeli ve mutfak çalışanları samimi ve işlerini severek yapıyorlar.
Şehrin en iyileri
Dublin’de keyifli bir akşam yemeği için seçenek çok fazla. Zamanınız kısıtlıysa bir akşam Chapter One, diğer günler için Catch 22 ve Shanahan’s restoranları beklentilerinize yanıt verecektir. Chapter One, zengin bir menüye sahip. Vejetaryenler için bile alternatif var. Sıcak bir ortamda İrlanda mutfağının çağdaş yorumlamasıyla sunuluyor yemekler. Shanahan’s Steak Restoran, İrlanda’nın büyükbaş hayvanlarıyla ünlenmesinde haklı olduğunun bir göstergesi. 200 yıllık tarihi bir evde mükemmel servis sunan Romanyalı garsonlar, Türkiye’yi karış karış gezmişler ve yaz tatillerini Antalya ve Bodrum’da geçiriyorlarmış.
Catch 22, ünlü Grafton Caddesi’nin ara sokağında sadece iki kadın garsonun servis yaptığı temiz ve lezzetli bir balıkçı. Oğlum Koray ve nişanlısı Ayşe’nin tercihleriydi. Midye marinata, fish&chips, istiridye, fish cake, kalamar ve kırmızı karides, çok lezzetliydi. Kalamar, soğan halkası gibi biraz inceydi ama tadı güzeldi. Ada ülkesi olduğu için İrlanda’da hem deniz ürünleri hem de kırmızı et oldukça ucuz. Yemeği biraz fazla kaçırdıysanız Grafton Caddesi’ni turlayıp sonundaki St. Stephen’s parkına girip kuşların, ördeklerin sesini dinleyerek aldığınız kalorileri yakıncaya kadar yürüyebilirsiniz.
PANKOLU HAMSİ
Malzemeler:
16 adet hamsi balığı
1 su bardağı panko
1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
1 çay kaşığı kırmızı pul biber
Çeyrek demet taze nane
Çeyrek demet maydanoz
Çeyrek demet reyhan
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Yarım bağ roka
1 adet yeşil elma
1 adet limon
1 su bardağı mısır unu
Yapılışı: Panko, kaşar, pul biber, doğranmış nane, maydanoz, reyhan ve tuzu az zeytinyağıyla birlikte bir kabın içerisinde karıştırın. Hamsilerin kılçığını çıkarıp içini doldurup yapıştırın. Mısır ununa bulayıp kızgın yağda 3-4 dakika pişirin. İnce doğranmış roka ve elmayı karıştırıp üzerine limon suyu ve zeytinyağı döküp birlikte servis edin. Afiyet olsun.