2021’in ilk altı ayı son derece trajikti yeme-içme dünyası için. Sektör çok ağır bir darbe aldı.
1 Haziran’da mekanların açılması ve aşılama faaliyetlerinin artması ile şiddetli bir rövanşı alırcasına restoran ve kafelerde yoğunluk yaşandı. Bazı mekanlar tedbir olarak ikişer saatliğine müşteri kabul etmeye başladılar. “Türkiye’de olur mu?” dediğimiz şeyler oldu.
Yeni mekanlar
Dünyanın pek çok ülkesinde aşçı ve servis elemanları gibi mesleklerini bırakıp başka sektöre geçenler oldu. Ağır şartlar altında varlıklarını sürdüremeyen restoranlar kapılarına kilit vururken birbiri ardına pek çok da yeni mekan açıldı. Hayat bir şekilde devam ediyor.
Ünlü şef Yunus Emre Akkor, Galeyan isimli bir restoran açtı Sultanahmet’te. Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan medeniyetlerin mutfak gelenek ve lezzetlerini yansıtan Galeyan bu lezzetleri günümüze taşıyor. Akkor hayallerinin peşinde koşan bir şef... Galeyan’ı yurt dışına taşıma hayali var. Mutfağında hiç katkı maddesi kullanmıyor, her şeyin doğalı ve yereli ile yemek yapıyor. Her yemeğin bir hikayesi var. Önemli bir açığı kapatacak gibi görünüyor Galeyan.
2021’de ünlü İstanbul markalarının Bodrum’a çıkarma yaptığını gördük. Sunset ve Lucca oldukça ilgi gördü. Yaz aylarını Bodrum’da geçiren İstanbulluların akınına uğradı bu iki mekan.
Yeni yılda fazla turist geleceği öngörülüyor. Oteller ve restoranlar 2021’deki yaralarını bu yıl saracak gibi.
Şehirler de gastronomi buluşmalarına ağırlık verip kendi mutfaklarını tanıtma yarışı içinde olacaklar yeni yılda. Özellikle Rize ve Antakya belediyeleri gastronomi turizminden çok umutlu... Gaziantep ve Adana geçtiğimiz yıllarda atak yapmışlar ve bir adım öne çıkmışlardı. Antakya bu mesafeyi kapatmak için bir hayli çaba sarf ediyor. Bakalım Urfa ve Kahramanmaraş ne zaman böyle bir girişimde bulunacak. Bu iki şehirde sır yemekler çok. Açığa çıkarılmayı bekliyor. Mardin’de Ebru Baybara Demir’in inanılmaz çabaları var. Diyarbakır’da son yıllardaki gelişmeler çok iç açıcı. Hem gastronomi hem de tarih bu şehrimizi çok öne çıkaracak gibi görünüyor.
İzmir Urla ise San Sebastian olma yolunda… Ama bence Urla, başkası değil; kendisi olmalı. Bunun için doğa her türlü hazırlığı vermiş bir kere...
Bir başka güzel gelişme de Fransız aşçılık okulu Le Cordon Bleu’nun ‘Klasik Türk Mutfağı’ ve ‘Bölgesel Türk Mutfağı’ adlı eğitimler vermeye başlaması… Türk gastronomisinde yeni bir sayfa açılacak 2022’de...
KARİDESLİ ISPANAKLI KUMPİR
- 1 adet orta boy fırınlanmış patates
- 2 yemek kaşığı haşlanmış ıspanak
- 4 adet karides
- Az muskat rendesi
- 1 adet misket limonun kabuğu
- 2 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri
- Yeterince karabiber ve tuz
Yapılışı: Patatesin içini kaşık yardımıyla alın. Bir kabın içinde patates, ıspanak, tuz, karabiber, muskat ve misket limon kabuğu rendesini iyice karıştırın. Karidesleri ızgarada çevirerek pişirin. Karışımı kabuklu patateslerin içine yerleştirin. Üzerine karidesleri ve peynir rendesi koyun. Önceden 180 dereceye ayarlanmış fırında 5 dakika pişirin. Afiyet olsun.