Yediği, içtiği her şeye dikkat gösteden Yorgo Papandreu 13 yıldan sonra neredeyse hiç değişmemiş
İnsanlarda uzak geçmişi imgeleyen bellek, yakın geçmişi imgeleyen belleğe oranla daha güçlü. Bir saat önce tanıştığınız birinin ismini unutma olasılığı yüksek, ama ilkokul öğretmeninizin adını unutmak zor.
1978 yılını dün gibi hatırlıyorum. Baba Yorgo, Yunanistan Başbakanı’ydı, Milli Eğitim Bakanı olan oğul Yorgo, Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin’i aradı. İkisi de insanlara evrensel boyutta bakan, herkesle barışık insanlardı.
“Hikmet kardeş gel şu Yunanistan - Türkiye sorunlarını aramızda çözelim, Ege’yi dünyanın merkezi yapalım” dedi. Buna benzer sözü, geçenlerde ‘Yunanistan’ın Tarkan’ı’ Antonis Remos da söyledi.
Papandreu Ankara’da
Geçen haftalarda Ankara’ya gelen Yorgo Papandreu ile 2002’de Troyka yemeğinde tanışmıştık.
Zamanın Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, Çanakkale Abide mevkiinde yakalanan 4.5 kg.’lık levreği, tuzda pişirerek sunduğum masada toplanmışlardı.
Yediği, içtiği her şeye azami dikkat gösteren Yorgo Papandreu’yu 13 yıl aradan sonra neredeyse hiç değişmemiş buldum. Sağlıklı pişirme usullerini tercihine ve hayata bakışına bağladığım bu zindelik, umarım hep sürer.
Gökçeada ahtapotu
Geçen gelişinde Ayvalık ahtapotu ikram ettiğimiz Yorgo’ya bu yıl Gökçeada’da az çıkan 3 - 3.5 kg.’lık ahtapottan ikram ettik. Tercihi yine deniz levreğiydi ve soğuk başlangıçlardan Ege’yi anımsatanları seçti.
Yemek sonunda geleneksel tatlı yemek istediğini söyleyince, ayva ve kabak tatlısı önerdik. Yanına baklava da istedi.
Kıta sahanlığı balıkları
Denizin 5 km.’lik kıta sahanlığı olan bölgesi Yunanlılarla sorun olurdu. En lezzetli kalamar, ahtapot, çipura, levrek, barbun ve sinarit hep oralarda dolaşır ve av verir. Kardak’taki sorun da o değil miydi? Çipuraların bölgede dolaşması ve afrodizyak yosunlara sürtünmesi.
Ah şu balıklar ve denizin diğer nimetleri… Nelere kadirsiniz! Ülkelerin dostluğunu bozabiliyor ya da onları yakınlaştırabiliyorsunuz.
Restorandakilerin fotoğraf çekme isteğine sevecenlikle karşılık veren Papandreu, sevgi gösterileri ve alkışlarla uğurlanırken barışçıl gülücükleri de içten ve sevgi doluydu.
Ege Denizi’nin gerçek sahibinin kim olduğunu tartışmaya artık gerek yok. Cevabı açık ve net: Balıklar!
Buharda farklı bir levrek
Malzemeler:
- 300 gr. levrek filetosu
- Yarım kavun
- Yarım çay bardağı rakı
- 5 dal fesleğen
- 1 orta boy soğan
- 1 havuç
- 1 kereviz
- 3 diş sarımsak
- 2 dal taze kekik
- 1 kahve fincanı beyaz şarap
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 2.5 su bardağı su
- 1 su bardağı buz
- Yeterince karabiber ve tuz
Yapılışı: Kavunu soyun ve ince doğradıktan sonra fesleğen yaprakları, rakı, buz ve tuz ile mikserde çekin. Soğan, sarımsak, havuç ve kerevizi soyun ve doğrayın. Buhar tenceresinde su ve şarabı kaynatın. Tencerenin ikinci katına sebzeleri, tane karabiber, defne yaprağı ve taze kekiği yerleştirin. En üst haznesine zeytinyağı, tuz, karabiberle marinelediğiniz filetoyu yerleştirin ve 10 dakika pişirin. Rakı ve kavun karışımının üzerinde oluşan köpüğü alın ve tabağa yerleştirin. Üzerine meyve salatası ve buharda pişirdiğiniz levreği servis edin. Afiyet olsun.