Bir zamanların zinde delikanlısı, mavi gömleğiyle bir günde birkaç miting yapan, ‘Karaoğlan’ lakabıyla Türk siyasetinin ünlü ismi, merhum Başbakan Bülent Ecevit bir gün bağırsak enfeksiyonundan yatağa düşer ve dinlenmeye çekilir. Onu iyileştirmek için yedi düvele haber salınır. Derken, dönemin DSP Kocaeli Milletvekili Turan İmamoğlu, tam 3 kg. ağırlığındaki bir balığı eline alıp üzerine de “Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle, afiyet olsun” diye not yazarak hediye eder ve Başbakan’a acil şifalar diler.
Keşfedilmeyen lezzet
Ecevit’in midesine inip onu iyi edene kadar esamesi okunmayan balığın adı, ‘deniz alası’. İksir gözüyle bakılan ve Karadeniz’in serin sularındaki çiftliklerde üretilen deniz alası; fiyatı makul, lezzeti ala bir balıktır. Bildiğimiz alabalığın bir çeşidi... Ancak derisindeki bazı özelliklerle ayırt edilir. Göçmen bir balık, yaz sıcakları başlayınca denize göçer, burada yağlanır ve sonbaharda somon balıklarının terk ettiği ırmaklara geri döner. Tatlı suları terk etmeyen alabalıklardan daha erken yumurtlar.
Yumurtası kıymetli
Üreme döneminde denizden nehre geçiş yapan sonra tekrar denize dönen deniz alası balığına ‘yerli somon’ diyenler de var. Başı, gözleri ve solungaç kapakları nispeten küçük; pulları çok ince, belli bile etmez pullu olduğunu. Ağzında ince sivri dişleri bulunan deniz alasının yüzgeçleri bildiğimiz alabalığın yüzgeçlerindeki kadar kılçıklardan oluşur ve kuyruk yüzgeçleri ikisinde de aynı biçimdedir. Alnı ve burnu siyah, sırtı yeşilimtırak gri, yan tarafları çok açık kül renginde olan deniz alasının karnı gümüş gibi parlak beyaz Sahip olduğu kırmızı balık yumurtası çok kıymetli...
Fümesiyle ünlü
Deniz alasını fileto çıkararak ya da dilim dilim keserek ızgarada pişirebilirsiniz. Fümesi oldukça lezzetli. Doğada yakalananı özellikle çok lezzetli. Çünkü doğasında hoplamak, zıplamak, güçlü ve atletik yaradılış var. Avlamaya çalışırken gölgeniz suya düşerse yakalamanız çok zor olur. Doğal olanların avcılığı ve satışı yasaklandı, koruma altına alındı.
1998 yılından bu yana kültür olarak bazı firmalar tarafından başarılı şekilde üretilir. Karadeniz’deki çevre kirliliği ve çarpık kentleşme gibi sorunlar, ender rastlanan deniz alasını tehdit ediyor. Ağırlığına oranla 2 -16 bin yumurta döken deniz alasının çenesi çok kuvvetli ve yırtıcı bir balık. Küçük balıklar ve kabuklularla beslenir.
Alabalıkların atası
Diğer alabalıklardan farklı olarak, tatlı suda değil tuzlu suda yaşayan deniz alalarının ortalama boyları 60 cm. ama iyi şartlar altında 130 cm.’ye, 20 kiloya ulaşabilir. Akarsuların çakıllı kısımlarında kazdıkları kuyucuklara yumurtlar. Sonra yumurtalardan çıkan yavrular 1 - 5 yıl bu tatlı suda yaşar ve sonra denize göç eder. Göç ederken günde 40 km.’ye kadar mesafeyi kat edebilir.
Güzel benekleriyle, mekik gibi gövdesiyle, cezbedici bir balık olan deniz alası, somondan çok daha lezzetli ama geç keşfedilen bir balık. Hep öyle olmaz mı? Geç bulur, çabuk kaybederiz. Binlerce kilometre uzaklıktan soğuk zincirle balık getirttiğimiz bu dönemde, elimizdekilerin kıymetini bilip miktarını artırma zamanı çoktan geldi!
Kağıtta deniz alası
Malzemeler
n 1.5 - 2 kg. deniz alası
n 2 büyük boy domates
n 2 paprika n 10 tane karabiber
n 4 defne yaprağı n Yarım su bardağı zeytinyağı n Yarım limonun suyu
n Çeyrek demet maydanoz
n Yarım metre yağlı kağıt
n Yeterince tuz
Yapılışı: Balığı iyice temizleyip, takoz halkalar şeklinde kesin. Yağlı kağıdın taban kısmına zeytinyağı sürün, kabuklarını soyduğunuz domatesleri koyup yatak yapın. Defne yaprağı ve ince doğradığınız paprikaları serpiştirip üzerine balığı yerleştirin; tane karabiber, limon suyu, zeytinyağı ve tuz ekleyip yağlı kağıdı kapatın. 200 derecede ısıtılmış fırında, 20 dakika pişirin. Kağıdın üstünü açıp ince kıydığınız maydanozları serpiştirerek servis yapın. Afiyet olsun.