Nasıl yenileceği, ne yapılacağı uzun yıllar keşfedilememiş dülger balığının Avrupa ülkelerinde kıymeti pek bilinir
Halk dilinde ‘peygamber balığı’ olarak anılan dülger balığı, içinde dört mevsimin duygularını yaşatan çok özel bir balıktır. Sonbahar kadar hüzünlü Kış kadar acımasız İlkbahar kadar uyumlu
Yaz kadar sıcak
Oval biçimli, bronz üzerine gümüş yansımalar içeren, büyük kafası, devasa ağzı ve çıkıntılı alt çenesiyle tanınan, kayalık kıyıların balığıdır dülger. Yüzgeçlerine dikkat edin, dikenlidir. Sadece sırt yüzgeci tel tel uzanır. Beyaz ve sıkı eti kolaylıkla ayrılır. Sote, ızgaralı tarifleri değişik lezzetler içerir, yahnisi yapılabilir, çorbası enfes olur.
İki anlamlı rivayet
Bir rivayete göre İsa Peygamber, deniz kenarında gezinirken, sandallarını korkuyla bırakıp kaçan balıkçılar görmüş. Balıkçılara “Ne yapıyorsunuz?” deyince “Aman” demiş balıkçılar, “Bu canavar sandalımızı kırdı, arkadaşlarımızı parçaladı, hepsinden kötüsü balık tutamaz olduk, açlıktan kırılıyoruz.” İsa Peygamber, yalınayak dülger balıklarının kaynaştığı denize doğru yürümüş. Kocaman elleriyle tutup sudan çıkarmış, iki elinin başparmakları arasında sımsıkı tutmuş, eğilmiş kulağına bir şeyler söylemiş. O günden sonra dülger balığı denizlerin en uysal balığı olmuş. Yani o canavar balık peygamberin bir sözüyle melek oluvermiş.
Başka bir rivayete göre de Hazreti İsa’nın havarilerinden balıkçı olan Aziz Peter, kıtlık sırasında halkını doyurmak için balıkçılıkla uğraşır ama hiç balık yakalayamazmış. Umudunu kestiği anda denizden sahile bir dülger balığı yaklaşmış ve kendisini yakalamasını, aç kalanlara yedirmesini söylemiş. Aziz Peter balığı eline almış, okşamış ve “Yaşamaya devam et” diyerek baş ve işaret parmaklarıyla dülger balığını tutarak suya bırakmış. Balığın her iki yanındaki siyah beneklerin Aziz Peter’in parmaklarının izleri olduğu söylenir.
Aziz Peter’in parmaklarının arasında tutup denize attığı peygamber balığı, denizlere uzun yıllar uzak kalmış bir ulusun insanları olan bizler tarafından atılmış ve adeta hor görülmüş. Nasıl yenileceği, ne yapılacağı uzun yıllar keşfedilememiş. Avrupa ülkelerinde bu balığın kıymeti pek bilinir. John Dory olarak adlandırılan peygamber balığı, pek çok lüks restoranın mönüsünde bulunmaktadır. Milföy hamuruna sarılarak fırında pişirilmesi yaygındır.
Hantal görünümlüdür
Kafasının içinde bulunan kemik parçalarının örs, çekiç ve üzengiye benzemesinden ötürü dülger ismini almıştır. Kafası ve iç organları ağırlığının üçte ikisini oluşturduğundan yenebilecek kısım sadece üçte biridir. Ölümü, sandala alındıktan sonra iki saat kadar sürer. Size mahzun mahzun bakar. Dakikalarca kırlangıç balığı gibi ağlamaklı sesler çıkarır. İri dikenli, hantal görünümlü, bol fireli bu balığın eti inanılmaz lezzetlidir. Ciğeri bir harikadır. Ama gel gelelim bu hüzünlü hikayeden sonra yiyebilecek miyiz acaba?
FIRINDA PATATESLi DÜLGER BALIĞI
Malzemeler: l 1 kg. dülger balığı
l 3 adet orta boy patates l 1 adet orta boy soğan l 2 yemek kaşığı tereyağı l 1 adet limon l 2 adet defne yaprağı l 6 adet tane karabiber l 2 yemek kaşığı zeytinyağı l Yarım demet maydanoz l Yeterince tuz
Yapılışı: Balığı temizleyin. Büyüklüğüne uygun bir fırın kabı alın. En alta fırçayla yağ sürün, halka halka doğranmış patatesleri ve soğanları dizin. Balığı patateslerin üzerine yerleştirin. Tuz ve tane karabiber serpin. Balığın üzerini limon dilimleriyle kaplayıp, defne yapraklarını koyun, üzerine bir kat daha patates yerleştirin. Tekrar tuz ve tane karabiber serpip, üzerine erimiş tereyağı gezdirin. Önceden 200 dereceye ayarlanmış fırında
20 dakika pişirin. Servisten önce üzerine ince kıyılmış maydanoz serpiştirin. Afiyet olsun.