Uzun yıllar başkentte kulüp havasında bir restoran işletmek çok zevkli, çok güzel ama bir o kadar da zor. Çünkü müşteri tanımı yok! Kapınızdan içeri giren herkese alışıyorsunuz, onlar da size. Sanki ailenin fertleri gibi. O fertlerden birisinin başı ağrısa veya vefat etse sizi çok etkiliyor, üzülüyorsunuz...
Balık seven Cumhurbaşkanı
Açıldığı günden beri pek çok Türkiye Cumhurbaşkanları’nı ve yabancı Cumhurbaşkanlar’ını ağırladım. Hepsi sağlıklı bir yaşam için balık yemeklerini tercih ediyordu. Özellikle 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel daha çok severdi balığı. Doktoru Aylin Hanım sağlığına çok dikkat ederdi. 91 yaşında bilinci hiç kaybolmayan Demirel, son geldiğinde Gelibolu’nun Sütlüce köyündeki muhtarı adıyla sorup sağ olup olmadığını merak etmişti.
Onunla ilkleri yaşadık
Evlilik yıldönümleri kutlamaları için önceden planlamaya gelen, Süleyman Demirel’in “Kızım” dediği Füsun Şener Hanımefendi yıllar önce kalabalık bir rezervasyon yaptırdı. 55’inci yıl şerefine ilk kez eşiyle rakı içen Demirel çok keyifliydi o akşam. Film şeridi gibi anılarını anlattı saatlerce. Füsun Hanım yıllardır hep onun sevdiği yemekleri sipariş verir biz de çok severek pişirirdik. Eski Bakan Cavit Çağlar, ünlü işadamı Taylan Bilgel ne zaman Ankara’ya gelseler Güniz Sokak’a gidip ziyaret ederlerdi Demirel’i. Sonra da koluna girip balık molasına çıkarırlardı.
Samsun’da balıkçı Fevzi, incir zamanı incir ve mevsim balıkları gönderirdi Demirel’e. Balıkları pişirmek için bana gönderirdi ve hemen arakasından pişirirken kullandığımız yağın ücretini ödemek isterdi, emeğe böyle saygılı bir insandı.
Acı tatlı günler
12 Eylül 1980 tarihinde Çanakkale’de mehil iznimin son günleriydi. Otobüs yazıhanesinden sabah erken saatte biletimi almak istemiş ve mezuniyet heyecanıyla teğmen kıyafetimi giymiştim. “Hayırlı olsun kumandan” dedi firma yetkilisi, “İhtilal oldu.” Donakalmıştım. Helikopter sesleri, marşlar. Aman Allah’ım! Zincirbozan’a yakın yerdeydim.
Aradan yıllar geçti, Genelkurmay Sosyal Hizmetler Başkanlığı görevi yaparken sporda olduğum bir saatte Genel Sekreter yana döne beni arıyordu. Konu Demirel’in Karargâh ziyaretinde sunulacak ikramlardı. Avokado, domates suyu, kuşburnu ve balık üzerine mutabakata vardık.
İşte hayat böyle bir şey!!!