Fener balıkları çok çirkin ama çok lezzetlidir. Ülkemizde fazla tanınmadıkları için pek rağbet görmezler. “Tanısanız seversiniz” diyelim ve anlatmaya başlayalım
25-30 yıl öncesine kadar denizlerimizde çıkan onlarca çeşit balıktan sadece birkaçını tüketirdik. Lüfere çizgi atıp ızgaraya, palamutu kiremite koyup fırına; hamsiyi, istavriti tavaya atarak pişirirdik. Daha sonra tezgahlarımızda yeni balık türlerini görür olduk. Bunlardan bir tanesi fenerdir.
Fener balığı denizin dibinde yaşar. Kendini çok güzel kamufle eder. Onu görmek çok zordur. 300-350 metreye kadar olan derinliklerde yaşar. Çirkinliği nedeniyle ‘Deniz Şeytanı’ ya da ‘Deniz Kurbağası’ olarak anılır. Çok büyük ve çirkin başı, geniş kuyruğu, kahverengi, pulsuz ve kaygan bedeni, bir metreye ulaşabilen boyları, 30 kg.’a kadar bulunabilen ağırlıkları vardır. Erkekleri dişisinden 15 kat daha küçüktür. Balığın kafası vücudunun yarısından fazlasını teşkil eder. Gözler kafanın üzerinde ve kocamandır. Kesici, tutucu ve batıcı dişler sıra halinde oluşmuştur.
Fener balığının yemini avlaması çok ilginçtir. Balıkla simbiyoz (ortak beslenme) içinde yaşayan bakteriler ışık üretir.
Bu nedenle zifiri karanlıktaki denizin dibini aydınlattığı için fener adını alır. Fener balığı bu fenerini, yüzünün önüne sarkıtarak olta olarak kullanır, ışığı merak edip ağzının ucuna kadar gelen balıkları yutuverir.
Türkiye’de Ege, Akdeniz ve Marmara Denizi’nde bulunur. Mart ayından ağustosa kadar olan dönemde ürerler. Atlas Okyanusu’nda çok bulunan fener balığını, kıyı ülkelerin balık restoranlarında sıkça görebilirsiniz.
Dünyaca ünlü Fransız Şef Guy Savoy’un kırmızı biberli tereyağlı fener balığı madalyon ve salamura yabani sarımsaklı ızgara fener balığı tarifleri Avrupa’daki balık restoranlarında çok yaygındır.
Hesap şaşmasın
Fener balıkları çok çirkin ama çok lezzetlidir. Ülkemizde fazla tanınmadıkları için pek rağbet görmezler. Etli kısmı kuyruk bölümüdür. Yani 1.5 kg. ağırlığındaki bir balıktan yarım kg. et çıkar. Lokantalarda ağırlık-fiyat oranında bir dengesizlik görürseniz nedeni bundandır. Genellikle bütün olarak hesaplanır ama et miktarı az çıkınca adisyonda yazan yüksek miktara itiraz edilir.
Kafasından çok güzel çorba yapılır. Kuyruk kısmındansa güzel kavurma olur. Ahşap şişlere takılarak kömür ızgarasında pişirilebilir. Beyaz ve çok lezzetli ete sahiptir.
Sakın aldanmayın
Fener balığının eti, ıstakoz etine çok benzer. Restoranlarda bazen ıstakoz kabuklarının içinde, ıstakoz adıyla fener balığı satıldığına rastlayabilirsiniz. Her iki ete de aşina olmayan damakların bunu ayırt etmesi zordur.
Olağanüstü lezzetteki, geç tanıştığımız fener balığının uzun yıllardır en çok kabul gören tariflerinden birisini paylaşıyorum bu hafta sizinle. Haftaya kadar güzelliklerle kalın.
FIRINDA FENER
Malzemeler
* 1.5-2 kg. fener balığı
* 1 adet paprika
* 3 adet defne yaprağı
* 1 su bardağı zeytinyağı
* 1 adet orta boy kuru soğan
* 1 adet milföy hamuru
* 1 adet limonun suyu
* 1 tatlı kaşığı pul biber
* Yeterince taze çekilmiş karabiber ve tuz
Yapılışı
Balığı temizleyip kuyruk kısmını ayırın. Kuyruk kısmının derisini çıkarıp kuşbaşı doğrayın. Bir kabın içinde limon suyu ve pul biberlerle yoğurup 20 dakika bekletin. Çünkü fener balığı dip balığıdır, derinliklerde kumların üzerinde, çamurda yatar durur. Limon suyu çamur kokusunu alır. Tavada zeytinyağını ısıtıp balığı, doğranmış paprikayı, soğanı ve defne yapraklarını ekleyip üç dakika karıştırın. Daha sonra toprak güveç kaplara paylaştırın. Tuz ve karabiberi serptikten sonra milföy hamuruyla güveç kabının üzerini taşacak şekilde örtün. Önceden 200 derecede ısıtılmış fırında 15 dakika pişirin. Afiyet olsun.