Seçim ve Ramazan ayı nedeniyle bu yıl Bodrum’da yaz hareketi geç başladı. Zaten sınırlı bir dönem iş yapan mekanlar sezonda zor günler geçirdi.
Bayram öncesi başlayan hareket Bodrum’u eski günlerine döndürdü ama işletmelerin yılı kârlı kapatmaları için yeterli doluluk oranı sezonun sonuna kadar onları mutlu edecek mi?
Yol üzerindeki duraklar
Yıllar sonra kara yoluyla Bodrum’a gittim. Özlemiştim Afyon kavşağındaki Varan tesislerinde talaş böreği yemeyi. Ama tesis kapanmış. Esnaf lokantalarını aratmayacak güzellikte hünkar beğendi, kadınbudu köfte ve fırın sütlacının tadı hâlâ damağımda.
Afyon yakınlarında Adalya dinlenme tesisinin önünde yolcu otobüslerini görünce durdum. Uzun bir sucuk döner kuyruğunda bekledikten sonra nirvanaya ulaştım.
Denizli’nin Kale İlçesi’ni geçer geçmez Güngören tesislerinin yoğunluğu dikkatimi çekti. Damağına güvendiğim bir dostum da bahsetmişti daha önce. Biberiyle ünlü Kale İlçesi’nin mola yerinde yoğurtlu biber kızartma başrolde. Saç kavurma ve pideleri müthiş. Fiyatlar çok makul.
Kabuk iddialı
Türkiye’de deniz ürünlerinde en sıkıntılısı kabuklulardır. Optimum noktaya ulaşmayı hayal edemeyen girişimcilerin ihracatta yaşadıkları sıkıntılar, yılmalarına neden oldu.
Tanrı’nın insanlara bahşettiği en ucuz protein kaynağı olan kabuklu deniz ürünlerinin ülkemizde kişi başına düşen tüketimi 1 gramın altında. Kara midye, 27 gramla ipi göğüslemiş durumda.
Asıl mesleği mimarlık olan Özlem
Arıkman, kişilikli bir restoran yapıp kafaya koymuş, istiridye, tarak, ıstakoz ve yengeç gibi ürünleri çok geniş bir hedef kitlesine satmayı. Ambiyansı güzel, hoş bir mekan Kabuk. Tilkicik Koyu’nun manzarası eşliğinde romantik bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Bağarası’nı deneyin
Bitez’de yolunu bile zor bulacağınız, mandalina ağaçlarının altında huzurlu bir yer Bağarası. Servisin başlamadığı saatte uğradığım mekanın sahibi Ummahan Hanım, akşam hazırlığı yapıyordu.
Yemekleri kendisi yapıyor, ev sahipliği çok güzel. Yıllardır herkesin memnun ayrıldığı Bodrum’un klasikleşmiş restoranında Ummahan Girgin’in hünerli ellerinden çıkan rezeneli dereotlu elma, közde patlıcanlı nohut, tarçınlı barbunya, zencefilli lahana, portakallı kabak ve fırında yapılan parmesanlı enginar ana yemeğe yer bırakmıyor.
Bir şey itiraf edeyim, Bağarası’nda buzdolabında gördüğüm balıklar o kadar canlı, taze ve deniz kokuyordu ki nam yapmış pek çok balık restoranından güzeldi. Bodrum’a her gittiğimde listemde olacak burası.