Balıklar, yaşamlarını sürdürmek için hep hızlı olmak zorundalar; bu nedenle hepsi genç görünür! Aynı zamanda kendilerini tüketen insanların da yaşlanmalarını geciktirirler...
Japonya’ya yaptığım seyahatlerde, Japonlar’ın deniz ürünlerine çok düşkün olduklarını gözlemliyorum.
Tokyo’daki dünyaca ünlü balık hali Tsukiji’ye çok erken saatte taze balık almaya binlerce Japon geliyor.
Japonlar, satın aldıkları her ürünün menşeini araştırır, kanserojen içeren yiyecek maddelerinden uzak dururlar ama en çok önem verdikleri konu; deniz ürünlerinin tazeliği, hatta canlılığıdır.
Balık halinin civarındaki restoranlarda canlı balıklardan yapılan suşileri gördüğünüzde; taze balığın Japonlar için ne demek olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
Özellikle çiğ balık tüketen Japon halkı için, balık avcılığı önemli bir sektör.
ÇILGIN BİR FİKiR
Devasa gemiler, okyanusa balık avlamaya açılır; gemiler dönene kadar geçen süred ise balıklar tazeliğini yitirirmiş. Japonlar bu nedenle büyük balıkçı gemilerine soğuk hava depoları yapmışlar fakat iyi netice alamamışlar. Sonra büyük akvaryum yapmışlar ama nafile! Sahile ulaştıklarında, balıklar baygın oluyormuş...
Durum böyle olunca da, Japonlar’ın aklına çılgın bir fikir gelmiş. “Her akvaryuma küçük bir köpekbalığı koyalım” demişler... Köpekbalıkları karınları doyana kadar, birkaç küçük balığı öldürmüş ama diğerleri dipdiri; tam da sahilde suşi için bekleyen alıcıların istediği gibi kalmış.
ÇEVİKLER ÇÜNKÜ...
Siz hiç yaşlı, hımbıl, füze gibi fırlamayan, ağır aksak dolaşan hantal bir balığa rastladınız mı? Ben hiç rastlamadım doğrusu. Yaşamlarını sürdürmek için hep hızlı olmak zorundalar.
Deniz aleminde yaşam hep böyle; tehlikenin nereden geleceği belli olmadığı için balıklar atik, çevik ve hızlı olmalı.
Diğer türlü hayatta kalma şansları yok! Bu nedenle bütün balıklar genç görünür!
GENÇ TUTAR
Balıklar, kendilerini tüketen insanların da yaşlanmalarını geciktirir. Uzakdoğu’da sürekli balık tüketenlerin gerçek yaşı 45-50 bile olsa; 25-30 gibi görünürler...
Fas’ın Akdeniz kenarındaki bazı köylerinde yaşayan insanların yaş ortalamaları 100’ün üzerinde... Bunun nedeni araştırmalarla da kanıtlandı: Her gün sardalye tüketmek. Üç öğün balık yemek, belki bize göre çok ama haftada en az iki defa tüketmek lazım. Her şeyi tadında bırakmak lazım; biraz gelecek nesillere de bırakalım dünyanın en kıymetli hayvansal proteinini.
Suların soğumaya başladığı bugünlerde, balık tezgâhları da şenlendi...
Balıklar gibi hoplayıp, zıplamak, genç görünmek ve sağlıklı yaşlanmak
için balıkla daha çok yakınlaşalım.
HASTALIK RiSKiNi AZALTIYOR
Çağımızda ölüm nedenleri arasında başı çeken kalp ve damar hastalıkları... İskandinav ülkelerine bakın; kalp ve damar hastalıklarından ölüm oranı çok düşük. Çünkü birçok hastalığın çok az uğradığı bu ülkelerde temel besin kaynağı; balık. Balıkların hepsi protein dışında; fosfor, magnezyum, demir, iyot ve B vitamini açısından zengin. Yağlı balıklar ise; A ve D vitamini içerir.
TRiLYE USULÜ KARiDES SEViÇE
Malzemeler:
* 14 adet karides
* 5 adet kiraz domates
* 1 adet kırmızı soğan
* 4 dal kişniş
* 1 adet limonun suyu
* 2 adet misket limonun suyu
* 3 adet limon kamışı
* 3 yemek kaşığı esmer toz şeker
* 1/2 kahve fincanı mısır tanesi
* 1 litre su
* 5 adet tane karabiber
* Yeterince tuz
Yapılışı: Tencereye yarım litre suyu dökün ve kaynatın. Karidesleri temizleyip, kelebek şeklinde açın ve yaklaşık 3 dakika haşlayın. Ardından buzlu suda soğutun. Kırmızı soğan ve kişnişleri ince ince doğrayın. Kiraz domatesleri dörde bölün. Limon kamışını yarım litre suda esmer şekerle bir saat kaynatın. Suyunu süzüp, soğumaya bırakın. Limon suyu, misket limon suyu ve limon kamışı şurubunu tuz ve karabiber ekleyip mikserde çekin. Tüm malzemeleri karıştırıp, sıvı karışımla harmanlayıp üzerine mısır taneleri serpiştirerek servis edin. Afiyet olsun.