Süreyya Üzmez

Süreyya Üzmez

s_uzmez@yahoo.com twitter.com/sureyyauzmez

Tüm Yazıları

Bensiyon Pinto’nun kitabından yola çıkarak, özele ve siyasi konulara girmemek koşuluyla yaşadıklarımı sizinle paylaşıp “Anlatmasam olmazdı” diyeceğim...

ANLATMASAM OLMAZDI

Musevi cemaatinin eski başkanı Bensiyon Pinto’nun “Anlatmasam Olmazdı” kitabını bir solukta okumuştum. Yüreği ülke sevgisiyle dolu olan bir vatandaşımız yaşadığı her şeyi içtenlikle anlatmıştı.
Kitabın ilginç isminden yola çıkıp, Başkent’in nabzını tutan bir restoranın sahibi olarak, durumdan görev çıkarıp özele ve siyasi konulara girmemek koşuluyla yaşadıklarımı sizinle paylaşarak “Anlatmasam olmazdı” diyeceğim zaman zaman.
Çernobil’de yaşanan nükleer faciadan sonra 20 yıl hiç yerli çay içmedim. Yerli şarap ve rakı içmek yatmadan önce ağrı kesici alacağımı çağrıştırırdı bana.

Belim sakat kaldı
Yurt dışı seyahatlerimde kabin bagajında çantalarla şarap taşırdım. Hele ABD dönüşü Robert Mondavi, Chablis, Zinfandel, Chardonnay’leri doldururdum. O zamanlar şu andaki emniyet tedbirleri uygulanmıyordu uçaklarda. Sonuç iyi olmadı benim için. Belimde L4 ve L5’lerde disk
kayması oldu.
On iki yıldır yakın tarihi en iyi yaşayanlardan birisiyim. “Türkiye nereye gidiyor?”,
“İleriki yıllarda içki içebilecek miyiz?” gibi söylentilere hep gülüp geçtim. Hiç kimsenin böyle bir niyetinin olmadığını anlattım dilim döndüğünce, yıllar beni haklı çıkardı. Tekel mevzuatında “Üzüm kullanılır!” denmesine rağmen konunun hiç takibi yapılmamıştı. “Rakı ne?” diye sorulduğunda insanlar “Babamın içtiği içki, kötü kokulu hasta eden bir içecek” diye bahsederlerdi. Türkiye, şeker pancarı melaslı o kötü rakılardan bu dönemde kurtuldu, onlarca rakı çeşidi,
yüzlerce çeşit şarap gelişti. Kaliteli şarap yapan firma sayısı arttı. Artırılan vergiler ve son alkol düzenlemelerindeki bazı kısıtlamalar olmasaydı
ülkemiz için önemli bir döviz kapısı olacaktı yenilenen ürünler.

Elazığ’da bağ bozumu
Adamın biri şafak vakti yolda giderken toprakla cebelleşen yaşlı bir adam görür. Sabahın erken saatlerinde yaşlının toprakla uğraşması tuhafına gitmiştir, ona sorar: “Sabahın bu erken vaktinde ne uğraşırsın toprakla be ihtiyar?”
Yaşlı adam cevap verir: “Harnup (keçiboynuzu) sürgünü dikip duruyorum görmez misin a evlat?”
“Görüyorum görüyorum da bu sürgünden erecek harnupu yese yese torunların yer biliyor musun?”
Yaşlı adam bir eliyle eşelerken öbür eliyle yakındaki harnup tarlasını göstererek,
“Bilmez miyim bilirim elbet. Ben de dedemgillerin diktiği harnup sürgününden yiyorum ya!”

Şükrü baran bağlar
2002 yılında Şükrü Baran isimli bir girişimci İstanbul’daki kent yaşamından sıkılır ve Elazığ’a gelir. Etrafında ağaç bile bulunmayan bir bölgede müthiş bir bağ yapar. Kaplumbağa ve tavşanların yaşadığı bölgeye konuşlandığı için onların hayatlarını idame ettirecek ağaç ve bitkileri de bağın yan tarafına diker kendini affettirmek için onlara. Vefat edince oğlu Devrim, 500 dönüme çıkartır bağı. 1000 dönüm vardır hedefte. 30 bin fidan, 200 ton yıllık rekolte. O kadar çeşit güzel üzümün bir arada yetiştiği muhteşem bir vilayet Elazığ. Galip Yorgancıoğlu’nun büyük katkısı olmuş yöreye. Fabrikanın işleyişinden, bağlardaki düzenden ve hijyenden zaten farkı görüyorsunuz. Tabii ki sadece şarap yapımıyla kalmıyor iş. Tamamlayıcı sektörler oluşuyor. Artizan üretim olarak yapılan Şavak koyun peyniri, ekşi yoğurt kaymağı, pekmez, ceviz sucuğu, Gezin çileği, Kalkan domatesi hepsi marka olacak ürünler. Bu ivmeyle birlikte üreticiler eski ürünleri üretmeye başlamış. Hani mevsiminde kıpkırmızı yediğimiz, iki çizik atıp üzerine tuz ektiğimiz ve önce kokusuyla doyduğumuz domatesler var ya, onlar da geri dönmeye başlamış. Güzel gelişmeler bunlar!

Haberin Devamı

PALAMUT FÜME

Haberin Devamı

Malzemeler:
* 1 adet palamut balığı
* 10 adet defne yaprağı
* 5 adet taze biberiye
* 1 çay bardağı meşe talaşı
* 2 yemek kaşığı zeytinyağı

Haberin Devamı

Yapılışı: Palamut balığını fileto çıkarın. Buhar tenceresinin
alt haznesine defne yaprağı, biberiye ve meşe talaşı koyup tutuşturun ve tencereyi ocağa yerleştirin. Tütsüleme işlemine başlayın. Üst haznesini de yerleştirin, palamut filetolarını koyup kapağını kapatın. Kısık ateşte 10 dakika tütsüleme işlemine devam edin. Balıkları tabağa alıp soğumaya bırakın. Zeytinyağı dökerek servis edin. Afiyet olsun.