Soma faciası hepimizi mateme boğdu, insanın eli kalem tutmak istemiyor ama bir taraftan da hayat devam ediyor. “Türkiye’de güzel şeyler de oluyor” diyerek sizinle Eskişehir izlenimlerimi paylaşıyorum
Yıllar önce kayınpederimi kaybetiğimizde, tiyatro yönetmeni ve yazar kayınbiraderimin ünlü bir oyunda rolü vardı. Biletlerin çok önceden satıldığı oyunu oynamaya giden Metin Arslan, babasının cenazesini birkaç saat bekletmek zorunda kalmıştı.
Hepimizi mateme boğan Soma faciası nedeniyle donup kaldık, kalem tutmak istemiyor insanın elleri. Ama bir taraftan hayat sürüyor.
“Türkiye’de çok güzel şeyler de oluyor” deyip iki hafta önceki Eskişehir seyahatimi anlatacağım, birazcık yüreklerimize su serpilsin.
YÜSEK HIZLI TRENLER
Japonya’nın başkenti Tokyo civarına yaptığım tüm seyahatlerimde kullandığım Şinkansenler’in benzerinin Türkiye’de yaygınlaşmaya başlaması, gerçekten heyecan verici.
Zar zor 06.45’teki trene yer bulabildik. Biraz kitap okuma ve uyuklama lüksünü bile yaşayamadan gözümü açtığımda Eskişehir’deydim.
Öğrencilik yıllarımda Çanakkale-Ankara otobüsleri, Eskişehir Garajı’na uğrayıp yolcu bırakıp alırdı. Buz gibi havası, soğuk görünümü hep uzak tutardı beni Eskişehir’den.
Porsuk Çayı, o kadar güzel ıslah edilmiş ki, hem içi hem de civarı çok temiz. Venedik’teki gibi sizi rahatsız eden kokular yok, pırıl pırıl.
PORSUK’TA GONDOL
Köprüler tam bir sanat eseri. Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, kendini adayınca gönüllü sanatkar da takılmış peşine.
İlk gondolları ve köprüdeki heykelleri yapan, şehirdeki ince işlere damgasını vuran Metalurji Döküm Uzmanı Ata Ersoy, Ata Döküm’ün Yönetim Kurulu Üyesi aynı zamanda. Eskişehir’in fanatiği.
“Yaptığım eserlerin satış fiyatının 4-5 mislini teklif edip başka şehirlere yapılmasını isteyen başkanlar çıkıyor ara sıra ama eserler Eskişehir’e özgü kalsın diye teklifleri kabul etmiyorum” diyor.
GASTRONOMİYE HİZMET
Dünyanın pek çok ülkesine ihracat yapan Sürel Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Metin Sürel de kendini Eskişehir’e ve ülkesine adamış. 30 trilyon harcayarak yaptırdıkları TED Eskişehir Koleji’ne dünyanın bir başka ülkesinde bile rastlamanın çok zor olacağını söylesem hiç de abartmış sayılmam.
Fırına dayanıklı döküm güveç kaplarına ve porselen takımlara yıllarca çok büyük dövizler akıttık. Kütahya Porselen ile Avrupa çizgisini yakalayınca porselende derin bir nefes aldık. Ama Paris’teki şık marketlerden büyük güçlüklerle taşıdığım bagaj yükünü artıran ürünlerin Eskişehir’de yapıldığına tanıklık etmem, bundan sonra aşırı yük yüzünden bel rahatsızlığı yaşamayacağım anlamına geliyor artık.
Ünlü şefler gelip özel siparişle bu şık döküm tavaları, fırın kaplarını yaptırıp harika lezzetlerin oluşmasına vesile oluyor.
ÇİBÖREKSİZ OLMAZ
Eskişehir’in cıvıl cıvıl barlar sokağı var. Porsuk’ta tekne turu yaparsanız, şehrin sonunda ünlü çibörek tesislerine varıyorsunuz.
Muazzam bir bina yapmış belediye ve bu işi en iyi yapan kişiye kiralamış. Tıklım tıklım yerli ve yabancı turist dolu.
Mutfak ekibi hummalı bir şekilde çalışıyor. Hiç yağ çekmeyen nefis çibörekler geliyor. Mutfak ekibinin başında çalışan, sahibi Erol Uluçay da uğruyor masamıza. ‘Çiğ börek’ algılamasına açıklama getirmiş restoranın ortasına yaptırdığı büyük bir levha ile:
“Bu böreğin adı çiğ börek değildir. İçindeki kıyma da çiğ değildir. Kırım’da lezzet anlamındaki ‘çi’den adını almaktadır.”
Tatlısu kenarındaki yolculuğumuzu güzel bir tatlısu balığı tarifiyle sonlandıralım. Güzel haberler duyacağımız bir hafta diliyorum.
BİBERİYE DALINDA YAYIN IZGARASI
MALZEMELER
* 2 kg yayın balığı
* 4 dal biberiye
* 8 adet defne yaprağı
* 1 adet orta boy soğan
* 1 adet paprika
* 1 adet dolmalık sarı biber
* 1 adet dolmalık yeşil biber
* 1 su bardağı zeytinyağı
* 4 adet tane karabiber
* 1 çay kaşığı sebze tozu
* Yeterince tuz
HAZIRLANIŞI: Bir kabın içine zeytinyağını, tane karabiberleri, sebze tozunu ve dört adet defne yaprağını koyup karıştırın. Fileto çıkardığınız yayın balığını küçük parçalara ayırıp, sırayla defne yaprağı, soğan, paprika, biber dilimleri ve balık olmak üzere biberiye dalına dizin. Hazırladığınız karışımda yarım saat dinlendirip şişleri ızgaraya koyun ve arada bir çevirerek 12 dakika pişirin. Afiyet olsun.