Bir zamanların ucuz yiyeceği havyar, 19’uncu yüzyılda Rusya’da demiryolu işçilerinin tayınında kara ekmeğin yanında verilirdi. Cumhuriyetin ilk yıllarında Rus göçmeni Karpiç’in Ankara’da açtığı restoranda her masaya bol keseden havyar konurdu. Üstelik kimse de bu havyara el sürmezdi.
Zamanla havyarın lezzeti ve insan sağlığına yararları keşfedildi. Ama her alanda olduğu gibi insanoğlu havyarın elde edildiği mersin balıklarına diğer canlılara gösterdiği muameleyi uygulayıp bilinçsizce avlayınca balıklar çok azaldı. Havyar da az çıkarıldığı için çok pahalı bir yiyecek oldu.
Çözüm Adana’dan geldi
İki hafta önce yeme içme ve eğlence dünyasının duayenlerinden Metin Mörfi Menahem, danışmanlığını yaptığı Royal Caviar firmasının Bağdat Caddesi’ndeki Matruşka Restoran’da havyar tadımının olacağını söyleyince katılacağımı bildirdim.
İmkansızı başaran yurdum insanlarıyla tanışmak, ülkemizin geleceğiyle ilgili bir kez daha umutlarımın yeşermesine yetti. Adana’da göletlerde mersin balığı yetiştirmek,
piyasada en yaygın olan Osetra cinsi havyar üretmek, en önemlisi de yıllardır kimyasallarla yutturulan sahte havyarlardan tüketicileri kurtarmak son yılların en önemli buluşlarından birisi.
Dünyaya açıldı
Uzun süredir sektörle iç içe olan Engin Şad, havyar üretimi yapan Royal Caviar Yönetim Kurulu Başkanı’na “Sizin hedef kitleniz Antalya” deyince, “Bizim hedef kitlemiz dünya” yanıtını aldı. “Paris, New York, Londra, Tokyo ve dünyada havyarı kullanan herkes.”
Gerçekten de ürettikleri Osetra havyarın yaygın bir cinsi. Osetra’nın tane çapı 1.5 - 3 mm.’dir. Meyvemsi tatlar ihtiva eder. Zamanla Sevruga, Kaluga ve Beluga da üretilebilir bir göz ışıltısı ve inanç var Mehmet Bey’de.
Gerçek siyah havyar
Her balık yumurtası havyar değildir. Mersin balığı yumurtalarının belli bir olgunlaşma işlemine tabi tutulmasıyla hazırlanan yiyeceğe havyar denir. Gerçek havyarda balık kokusu olmaz, deniz kokar. Bol vitamin içerir ve emilimi kolaydır. Servis anında metal kaşık kullanılırsa havyara metal tadı geçer. Sedef kaşık tercih edilir. Blini ekmeğiyle çok hoş olur. Yumurtanın beyazıyla tuzu azalır.
İşte böyle ince zevklere hitap eden bir yiyeceğin Adana’da üretilmesi, bu iş için 12 milyon dolar harcanması, Muhtar Kent’in bile koşa koşa gelip Mehmet Bey’e inovasyon ödülü vermesi, bu vizyon sahibi insanlara ivme katmış. Zoru başaran insanımız artık imkansızı da başarıyor.